*DÜZENLENDİ*
İyi okumalar<3
Umarım beğenirsiniz:')
Oy ve satır arası yorumlarınızı eksik etmeyin:-)
Başlama tarihinizi bırakın Allah aşkına şuraya🤧
Kırmayın beni 😩"Bugün anladım. Mutlu son diye bir şey olmadığını..."
^^^
Meriç abimin kollarının arasından çıkıp kendi odama girdim. Hızlıca duş alıp üzerime rahat bir şeyler giydim. Ve saçımı kurutup ördüm.
Saate baktığımda, kahvaltıya daha bir buçuk saat olduğunu gördüm. Telefonu alıp Semra teyzeye kahvaltıyı kendim hazırlayacağımı erken gelmelerine gerek olmadığına dair bir mesaj attım.
Telefonumdan bir şarkı açıp çay suyu koydum. Kahvaltılıkları dizdim. Dünden kalan börekleri mikro dalgaya koydum. Her kahvaltımızda olmazsa olmaz dediğimiz menemeni yaptım. Bir de pankek yaptım. Çayı demleyip portakal suyunu da masaya koyduğumda her şey hazırdı.
Bir saatin çoktan geçtiğini gördüğümde hızlıca Meriç abimin odasına gittim.
Yanına gidip yanağını öptüm. Zaten direk gözlerini açmıştı.
-" Günaydın meleğim." O da alnımı öpmüştü.
-"Günaydın yakışıklı abiciğim. Kahvaltı hazır."
-"Sen mi hazırladın kahvaltıyı?" Sorusunu kafamı sallayarak cevapladım. Tekrar yanağını öpüp hemen gelmesini söyledim.
Umut abimin odasına girdiğimde üstü açık uyuduğunu gördüm. Yatağın üstüne oturup saçlarını okşamaya başladım. Her zaman saçlarını okşayarak uyandırırdım seslenmeme gerek yoktu. Yüzünde tebessümle gözlerini açıp beni yatağa çekti. Kocaman gülümsemiştim o da gülümsemişti.
-" Günaydın yakışıklı abiciğim." Umut abim günaydın deyip yüzümün her tarafını öpmeye başlamıştı.
-" Ya abi bırakır mısın? Kahvaltı hazır." Deyip zar zor kollarının arasından çıkıp Karan abimin odasına gittim.
Girdiğim de onun hazır bir şekilde, elinde telefona bakıyordu. Hemen gidip sarıldım. Tam bir temas bağımlısıydım.
-" Günaydın abiciğim. Hazırsan neden aşağıya inmedin?" Diye sordum. Oda kollarını belime sarıp yanaklarımdan öpmüştü.
-" Günaydın güzelim. Senin uyandırmanı bekledim. Ama gelmedin. Kesin Umut abim seni bırakmadı demi? Abim diye bir şey demiyorum ama yeter artık kardeşimi bir sal birazcıkta biz sevelim değil mi güzelim?"
Hızlı hızlı konuşmasına alıştığım için göz devirip yanağını öptüm.
-" Evet abiciğim zor kurtuldum elinden. Şimdi kahvaltıya inip onu kıskandıralım tamam mı?"
-" Sen Mert'i de uyandır. Benim bir kaç işim var inerim birazdan." Tekrar yanağını öpüp başımla onaylamıştım onu.
Bu defa Mert'in odasına girip hızlıca yatağa atladım. Evet atladım. Mert daha ne olduğunu anlamadan gıdıklamaya başladım.
-"A-abla ye-yeter ay dur hahahahahah dur yap-ma" kahkahaların arasında zor konuşuyordu. Biraz daha gıdıkladıktan sonra hızlıca kapıya koştum.
Ne? canımı seviyorum.
-" Hadi Mert kahvaltı hazır." Onun homurdanmalarını siklemeyip kendi odama gittim.
Bu arada ben size kendimi tanıtmadım değil mi?
Ben Alina Ay Akay. İzmir'de üç abim ve kardeşimle birlikte kalıyoruz. Annem ve babam yurt dışındaydılar. Küçüklüğümden beri hemde. Yanılmıyorsam beni doğurduktan sonra velayetimi bir şekilde Meriç abime vermişler ve gitmişler. 2 yıl sonra ellerinde Mertle birlikte gelmişler ve geri gitmişler. İstemiyordunuz o zaman neden yaptınız bu kadar çocuğu?! Ama iyiki yapmışlar abilerimi ve kardeşimi çok seviyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abilerim Beni Salın!(Finalden Sonra Düzeltilecek)
General FictionHakkın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil, seninle beraber aksın. Düzenim bozulur, hayatım alt üst olur diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üstünden iyi olmayacağını? Alina Ay Aka...