Boll bol yorum yapmayı unutmayın♡
Buraya kadar geldiyseniz umarım kitap sarmıştır💗
4. BÖLÜM "HAYAT KURTARAN"
"İyiyim annecim, iyiyim. Beni merak etmeyin... Evet her şey yolunda... Derslerim de iyi gayet bitti vizeler... Tamam anneciğim geleceğim bir ara ziyarete... Babama selam söyle, görüşürüz."
Zorla kapatabildiğim telefonun ardından derince bir nefes aldım. Arayınca susmuyordu kadın. Ama ondan başka da arayanım yok zaten. Annem ve babamdan başka merak edip arayan soran yok. Bazen hata bende mi diye çok düşünüyordum. Niye hep bir şekilde unutulan ben oluyordum? Arada kaynayan, arka planda tutulan.
Başımı oturduğum koltuğa yasladım. Aklım neredeyse bir hafta önce bana not gönderen çocuktaydı. 1 hafta olmuştu gerçekten ve beni dinleyip yazmadığına şaşırıyordum gün geçtikçe. Aklımdaki gibi biri çıkmamıştı, yazma desem de yazar ve rahatsız etmeye devam eder diye düşünüyordum. Ama yazmamıştı.
Bir hafta önceye kadar annem ve babamdan başka ilk defa birisi beni merak ediyor ve yazıyordu, artık o da yok.
Zihnimdekileri dağıtıp ayağa kalktım ve odama ilerledim. Yarın dersim yoktu ama yetiştirmem gereken bir ödev beni bekliyordu. Masama oturup oflayarak ihtiyacım olan defteri raflarda aramaya başladım.
En sonunda ayağa kalkarak yatağımın yanındaki çantamı aramaya başladım ama orada da yoktu.
"Nereye koydun kızım düşün, düşün!" Yatağıma oturup nereye koyduğumu düşünürken, aklıma gelen şeyle yerimden doğruldum hızla. "Stüdyo! stüdyoda bırakmış olmam lazım."
Telefonumdan saate bakıp akşamın 10'u olduğunu gördüm ama oraya gidip o defteri almam şarttı. Bugün de birazını yapamazsam diğer gün hayatta yetiştiremezdim.
Hızla odadan çıkıp askıdan siyah montumu aldım ve botlarımı ayağıma geçirip evden çıktım. Stüdyo zaten yürüme mesafesindeydi fakat yağan yağmur yüzünden önümden geçen ilk taksiye binmeye karar verdim.
10 dakikaya stüdyonun önüne geldiğimizde ücreti ödeyip arabadan indim. Islanmamak için koşarak girişten içeri girdiğimde kimse yoktu. Hemen orada bıraktığımı düşündüğüm koltuklara gittim fakat ne defter bulabildim ne de başka bir şey. Az ileride olan bir temizlik görevlisi gördüğümde seslendim.
"İyi akşamlar"
"İyi akşamlar kızım."
"Abla ben burada kırmızı kapaklı bir defter kaybettim, siz buralardan buldunuz mu öyle bir defter?" Dediğimde kadın bir şey söylemeden yanımdan geçti ve cam kenarındaki sandalyenin üzerinden defterimi alıp verdi.
"Ben de az önce bulmuştum."
"Teşekkür ederim, kolay gelsin." Deyip rahat bir nefes vererek stüdyodan çıktım.
Dinen yağmuru görünce buradan eve kadar yürüyebileceğimi düşündüm ve taksiyle geldiğim yoldan yürümeye başladım.
Issız bir yerden geçiyordum. Elimdeki deftere sıkı sıkı tutunarak korkumu bastırmaya çalıştım. "Sakin ol kızım, bir şey olacağı yok. Sadece çok ıssız bir sokak..." deyip etrafıma baktım.
"Tamam, biraz da ürkütücü olabilir."
Tedirgin bir şekilde yürürken arkamda oluşan bir hareketlilik hissettim. Titreyen nefesime engel olamayarak yürümeye devam ettim. Sesler bir süreliğine kesilmişti.
Rahat bir nefes alırken bir anda arkamdan birinin yaklaştığını hissetmemle arkamı dönmem bir oldu fakat tanımadığım bir adam eliyle ağzımı kapayıp ara sokağa çekmişti. Korkudan bağırmak istesem de ağzımdaki eli buna engel oluyordu. İki elimle göğsünden itince birkaç adım uzaklaştırabilmiştim kendimden ama daha kaçamadan tekrar kollarımı tuttu. Çırpınırken kollarımı ondan kurtarmak için çabalasam da gücüm yetmiyordu.
Adamın bir elinin bacaklarımda dolaştığını hissetmemle gözyaşlarım gözlerimde birer birer süzüldü. Israrla çırpınmaya devam ederken o an hayatım boyunca hiç bu kadar çaresiz hissetmediğimi fark ettim. Ağlıyordum, ama işe yaramıyordu. Bağırmak istiyordum ama ses içimde büyüyüp yok oluyordu.
Çırpınmaya devam ederken adamın bir anda üzerimde bir kol tarafından çekilmesiyle ağlamaktan bulanıklaşan gözlerim yüzünden bir şey göremiyordum. Hızla gözlerimi silerken o adama ve onu döven diğer çocuğa baktım. Tacizciyi yere yatırmış yumrukluyor, tekmeler savuruyordu.
Ayakta durmakta zorlanırken duvarın dibine oturdum. Tacizcinin artık ağzından kan geliyordu ve uzaktan bakılınca ölüden bir farkı yoktu.
Hala ağlarken hayatımı kurtaran o çocuğa baktım. O da bana bakıyordu. O an ağzımdan hiçbir şey çıkmamıştı. Teşekkür bile edememiştim. Sadece ağlamıştım.
Tacizci adama bir tekme daha savurup birkaç adımda yanıma gelip beni kaldırmak için elini uzattı. Uzattığı elinden gözlerimi ayırıp yüzüne baktığımda kapüşon yüzünden yüzü simsiyah görünüyordu. Elini tutup ayağa kalkmamla iki eliyle yanağımı tuttu ve baş parmaklarıyla gözyaşlarımı sildi.
Sadece onu izlemekle yetinirken hiçbir şey diyemedim. O da hiçbir şey dememişti zaten. Kapüşonunu çıkarmadan eliyle saçlarını düzeltti ve arkasını dönüp caddeye doğru yürümeye başladı ama ben hala ona bakıyordum. Git gide uzaklaşırken üzerindeki kapüşonu bir yerlerden tanıyor gibiydim. Birkaç adım ileri gidip sağ omzundaki o sembole benzer işareti gördüğümde ağlayan gözlerim susmuştu. Şaşkın bir suratla arkasından baka kalmıştım.
Çünkü bu, O'ydu.
.
Aman da aman nerelere geldik
Ahu'nun yaşadığı olay çok kötüydü yazarken çok zorlandım ya :(
Bu arada sizce gerçekten o hayat kurtarıcı çocuk, O Ahu'ya notlar gönderen bilinmeyen çocuk mu?
İsterseniz oy verebilirsinizzz hadi ben kaçtım♡♡♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Amfi Güzeli | Yarı Texting
Romance05*********: Amfinin en köşesinde kafanı yan yatırmış boş boş etrafa bakarken o kadar güzel görünüyorsun ki, kendini dışarıdan görsen bana hak verirsin Cevap veriyordu yalnızca kız, ölümün eşiğindeki umutsuz çocuğa yeniden hayat umudu olduğundan hab...