-2-
Gözlerimi tekrar Minho'ya çevirdiğimde birşey hatırlamış gibiydi ve yüzü tekrar soldu. Bunu üstelemedim. Changbin'le birlikte belge işleri için giderken Chan'ı da yanımıza aldık.
Bize verilen formları doldururken Hyunjin çekingence Changbin'in yanına geldi.
"Sana birşey söylemem lazım."
"Söyle."
"Şu adam geldi, çocuğu olan. Felix'i almak için."
"Çocukla oynaması için mi? Tamam ver."
"Changbin, offf bekle burda. Felix'i sana getireceğim."
5 dakikanın ardından Felix paytak paytak koşarak geldi ve Changbin'e sarıldı. Hyunjin yere çöküp onunla konuştu.
"Felix bana anlattıklarını Changbin'e de anlatır mısın?"
Felix kafasıyla onaylayıp Changbin'e döndü.
"Hani o adaym vayya. Bunu..."
Elini Changbin'in penisine atınca gözlerim kocaman açıldı. Changbin'de şaşkındı. Kendi elini de poposuna götürdü.
"...buyaya koyuyo."
Dediğinde Changbin sinirle solumaya başladı.
"Nasıl yani?!"
"İyk başta çok çok çok acımıştı ama şonya çook güzeydi."
Bunu demesiyle daha da sinirlendi.
"Hyunjin bu adam oğluyla oyun oynaması için götürmüyor muydu Felix'i?! Bu ne demek oluyor?!"
"Hyung inan bilmiyorum."
"Bebeğim bir daha oraya gitmiyorsun tamam mı?"
"Ama çook güzeydi."
"Çok güzelse ben sana yaparım onu."
Açılmış olan gözlerim daha da açılınca Chan'ın dürtmesiyle önüme dönüp formu doldurmaya devam ettim.
"Hyunjin sen Chan ve Jisung'la ilgilen. Benim işim var."
Hyunjin kafasıyla onaylayıp Felix'i bir kafese koyduktan sonra yanımıza gelip doldurduğumuz formları alıp baktı.
"Gelin kafesten çıkaralım."
Chan yerinde zıplayınca ona garip bakışlar attım.
"Heyecanlandım."
Onun bu haline gülümseyip Hyunjin'i takip ettim. Önce Seungmin'in kafesini açıp ona çıkmasını söylediğinde, Seungmin yavaşça çıkıp yanımıza geldi. Chan'ın elini isteksizce tuttuğunda Chan elini çekip konuştu.
"Tutmak zorunda değilsin."
Seungmin şaşırınca Hyunjin Seungmin'le konuştu.
"Minho da sizinle gelecek. Arkadaşından uzak kalmayacaksın."
Seungmin mutlulukla ona bakınca Minho'nun kafesine gitti. Minho da onu görünce yerinde doğrulmuştu. Hyunjin kafesi açtığında Minho çıktı. İkisi sarıldığında Hyunjin bizimle konuştu.
"Onları çok görüştümemize izin vermiyorlar. Birbirleriyle konuştuklarında ikisininde yüzü gülüyor. Seungmin içine kapanık bir melezdir. Pek konuşmaz, tek konuştuğu kişi genelde Minho'dur. O yüzden ona çok düşkün."
İkimizde anladığımıza dair mırıltılar çıkardığımızda Chan konuştu.
"Hadi bakalım, gitme vakti."
İkisi de bizi takip ederken sonunda arabaya gelmiştik. Onlar arkaya otururken biz Chan ile birlikte öne oturduk. Yol boyu onları izledim. Cidden birbirlerine çok yakınlardı ve ben bunu kıskanıyordum. Neden bilmiyordum ama kıskanıyordum işte. Sonunda evime geldiğimizde arkaya dönüp Minho'ya baktım.
"Kulaklarını ve kuyruğunu götürür müsün? İnsanların sana garipçe bakmasını istemiyorum. Tekrar görüşeceksiniz. Şimdilik biz gitmeliyiz."
Seungmin konuştuğunda sesini sonunda duymuştum. Naif bir ses tonu vardı.
"Gitmese. Biraz daha konuşsak."
Chan da arkasını dönüp konuştu.
"Sizi ayırmıyoruz. Sadece sen benimle, Minho da Jisung ile kalacak. Hatta yarın buraya gelelim ama bugün olmaz çünkü dinlenmeliyiz."
Sonunda ikisi de ikna olduğunda Minho ile birlikte arabadan indik. Onun koluna girdiğimde bunu beklemiyormuş gibi bir yüz ifadesi vardı. Takmayıp eve doğru yürüdüm. Eve girdiğimizde kendimi koltuğa bıraktım. Gözlerimi açtığımda soyunan bir Minho görmüştüm.
"Hey hey! Ne yapıyorsun?"
Minho durup bana baktı.
"Beni bunun için almadın mı?"
"Seni onun için almadım."
"Cidden mi?"
"Evet! Neden böyle düşünüyorsun ki?!"
Oflayarak arkasında ki koltuğa oturup konuşmaya başladı.
"Ben yeni 18 yaşına girenlerle seks yapıyorum. Seme ben oluyorum çünkü yeni reşit olanlara öğretme amaçlı yapıyorum. En başından beri bunu istemiyorum. Ben seni de onlardan sandım."
"Ama seni aldığım zamanda o amaçla almadığımı söylemiştim."
"Bir keresinde biride öyle demişti ama..."
"Ama ne?"
"Bana zorla sahip olmuştu."
Kafamı iki yana sallayıp konuştum.
"Tamam bu konuları konuşmayalım. Aç mısın ya da birşeyler içer misin?"
"Şey ben bir keresinde bir şey içmiştim. Hyunjin hyung almıştı. İsmi Americano'ydu. Alabilir misin?"
Mahçupca söylediğinde gülümsedim ve ona döndüm.
"Gel sana kıyafet vereyim, birlikte almaya gidelim."
Gözleri ışıldadığında yüzüne dalmıştım. Çok güzel bir yüzü vardı. Yakışıklıydı. Kafamı iki yana salladıktan sonra beni takip etmesini istedim. Ona kıyafet verdim ve giyinmesi için bekledim.
Çıktığında cüzdanımı ve telefonumu alıp evden çıktık. Birlikte bir kafeye gidip 2 tane İce Americano aldıktan sonra alışveriş için mağazaya gittik.
"Tadı çok güzel, aldığın için teşekkürler."
"Rica ederim. İstediğin zaman söyle, alırım yine."
Mağazaya girip birkaç tane de kıyafet alıp eve geldiğimizde akşam olmuştu. Pizza sipariş etmiştim ve yemiştik.
"Sen benim odamda kal, ben burda uyurum."
Minho'nun söylediği şey ile yediğim pizza boğazımda kalmıştı.
"Seninle uyumak istiyorum."
•••
Normalde atmıycaktım ama bir okuyucum istedi, kıramadım.
Umarım beğenmişsinizdir
İyi geceler, tatlı rüyalar💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CatMinho |Minsung|
Fiksi PenggemarBen Jisung. 22 yaşında bir gazeteciyim ve yazacağım yeni konu, catboylar. Yanship #Chanmin [+18]