+18
Gözümü açtığımda duyduğum ses beni gülümsetmişti. Minho şarkı söylüyordu ve bu çok güzeldi. Bir süre daha uzanıp söylediği şarkıyı dinledim.
Kalkıp mutfağa gittiğimde sesini daha net duydum. Minho'nun bana dönmesiyle panikledim. Salakça sırıtıyordum ve bunu görmüştü. Minho beni değişik hissettiriyordu.
"Bugün dışarı çıkalım mı?"
"Olur. Şey peki tekrar Ame-"
"Alırım tabi ki. İstemen yeterli."
Gülümseyip hazırladığı kahvaltıyı yemeye başladım.
"Sen üstünü giyin Minho, bulaşıkları ben hallederim."
İtiraz edecekken onu susturup mutfaktan çıkardım. 10 dakika sonra bittiğinde hazırlanmak için bende çıktım. Odama gittiğimde Minho kazağını kafasından geçirmeye çalışıyordu. Gülüp yardıma gittim.
Kazağı kafasından indirdiğimde beni gördü. Yakındık, çok yakın. Nefesini dudaklarımda hissediyordum. Gözleri gözlerimi deliyordu. Kuyruğunu belime doladığında derin bir nefes aldım. Bu sayede bedenlerimiz birbirine yapışmıştı.
"Belin incecik ve kuyruğumla belini sarmayı seviyorum."
Sakin ol Jisung, sakin... elini enseme atıp dudaklarımızı birleştirdi. Önce şasırsam da sonra karşılık verdim. Bu çok güzeldi. Onu öpmek cidden olağanüstüydü. Kollarımı boynuna doladım. Dili dişlerimde geziyordu. Dilimi emip yalıyordu. Sesli bir şekilde geri çekildiğimizde dudaklarıma baktı.
"Dudakların... tadı çok güzel."
Güldüm.
"O zaman biraz daha."
Bunu diyip dudaklarına tekrar kapandım. Anında karşılık verdi. Yatağa oturduğunda kucağına yerleştim. Nefes nefese konuştu.
"Ji-jisung... seni istiyorum. İçini keşfetmek istiyorum."
İnleyip ona sürtünmeye başladım. Elleri kalçalarıma yerleşip sıkıp şaplak atıyordu. Şuan sadece onu istiyordum.
"İçimi keşfetmeni istiyorum."
Minho dudaklarımdan ayrılıp beni yatağa yatırdıktan dizleri üstüne karşıma geçti. Bacaklarımı açıp arasına girdikten sonra sertliğini bana sürtmeye başladı.
Bir süre sonra ayağa kalkıp soyundu. Onun çıplak halini süzdüm. Tanrım o cidden sıradışıydı. Kulakları ve kuyruğu çıkınca gülümsedim. Tekrar yatağa gelip benimde üstümü çıkardıktan sonra o da beni süzdü. Bakışları altında çıplak vücudumu süzerken utanmamak elde değildi. Ellerimi vücudumu kapatmak istediğim iki elimi de tutup başımın üstüne sabitledikten sonra süzmeye devam etti.
Bir eli belime gelip okşadı.
"Belini gerçekten seviyorum."
Bacağımı okşamaya başladı.
"Bacaklarında belin kadar ince ve güzel. Etek sana çok yakışır, üstünde çok güzel durur."
Ben de hep etek giymek istemiştim. Merak etmiştim ama her zaman çekinmiştim. Tekrar üstüme eğilip dudaklarıma kapandı. O sırada penislerimiz birbirine değiyordu ve bu da inlememe sebep oluyordu.
Penisimi sıvazlamaya başladığında bacaklarımı beline sarıp kendine yaklaştırmaya çalıştım. Dudakları ıslak öpücükler bırakarak göğüs uçlarıma gelip oynamaya başladı. Hissettiğim dudaklarla zevkten gözyaşım akarken, sırtım gerildi. Diğeriyle de eli uğraşıyordu.
Tek parmağı deliğime girince doluluk hissi önce canımı acıtsa da zamanla daha fazlasını istedim. Sonunda genişlediğimde geri çekilip kafasını deliğime gömdü. Dilini içimde hissetmemle inleyip ellerimi saçlarına attım.
"Ah! M-minho!"
Minho'nun mırıltıları ve miyavlamaları beni daha da kendimden geçiriyordu. Dil içimde geziniyordu, elleri bacaklarımı okşuyordu.
Geri çekildiğinde onu itip uzanmasını sağladım. Penisini elime alıp sıvazlamaya başladım. Dudaklarım boynuna geldi. Kendimden izler bırakırken memnunca gülümsedim. Eğilip penisinin ucuna öpücük kondurduktan sonra ağzıma aldım.
"Mrr~ daha fazla!"
Zorladığımda hepsini almıştım. Tanrım fazla büyüktü ve boğazım acıyordu. Beni itip ters çevirdi. Ne olduğunu anlamadan kalçam havalandığında yavaşça içime giriyordu. Sırtım gerilirken gözlerim kaydı. Hepsi girdiğinde kafam önüme düştü.
Bir süre sonra yetersiz geldi ve kalçamı ileri geri hareket ettirmeye başladım. Penisi duvarlarımda gezinirken delirmemek elde değildi.
"Mrrr~ çok iyisin a-ama..."
Kuyruğu belimi sardı ve o hareket etti. Sertçe girip çıkarken onun adıyla inledim defalarca.
"...ben devam edeceğim."
İçimde sertçe gelip giderken, tutmayan ve titreyen kollarımla doğrulmaya çalıştığımda belimde ki kuyruğuyla kendine çekti. Kafamı omuzuna koyup ona çevirdiğimde dudağıma kapandı.
"M-minho geliyorum!"
Elini penisime attığında çığlık atmaya başlamıştım. Onunda mırlamaları yükselmişti ve bu gerçekten beni kendimden geçiriyordu. Son vuruşunda titreyerek geldim. O hala içimde girip çıkarken kalçamı daha çok öne çıkardım.
"Mrr~ Jisung!"
Sırıttım ama kalçama şaplak inmesini beklemiyordum. Kalçama değen kasıkları, içimde sertçe gelgit yapan penis, kalçalarımı saran ve vuran büyük eller... çıldırmam için yeterliydi. Sonunda içime geldiğinde üstüme yığıldı.
Uzanıp beni kendine çekti. Kuyruğunu da bana sardıktan sonra fısıldadı.
"İçini keşfettim ve sen olağanüstüsün."
"Seni hissetmek müthişti."
"Sana olan duygularımın aşk olması beni korkutuyor Ji."
Gözlerim açılırken hızla yana döndüm. Çoktan uyumuştu. Titrek bir nefes alıp gözlerimi kapatmaya çalıştım. Yeni uyanmama rağmen yorgunluğum sayesinde rahatça uyumuştum.
•••
Bana sarılmanızı gerçekten istiyorum, sanırım Blood&Vampire deki gibi hiçbir ficim öyle olmayacak...
Sizi seviyorum, iyi uykular
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CatMinho |Minsung|
FanficBen Jisung. 22 yaşında bir gazeteciyim ve yazacağım yeni konu, catboylar. Yanship #Chanmin [+18]