Hızır, İlyas ve Tipi çalışma odasında hararetli bir şekilde tartışırken Emine elindeki kahve tepsisiyle odaya girdi.
"Ulan ne demek Ömür ile birlikteyiz!"
"Abi sana kaç defa söyledim ben Ömür ile tanıştığımda senin hasmının kardeşi olduğunu bilmiyordum."
"Benim hasmım he! Sen artık hasım değilsin yani?"
"Dadaş İlyas'ın bir suçu yok bağırma artık. Sadece sevmiş. Ne yapsın çocuk sevdiği kızın abilerine düşmanlık mı edecek kin mi besleyecek?"
"Abisi dersek Tipi Abi daha doğru olur. Ben o deli Behzat'a abi falan demem."
Hızır bir ayağını yere vurup İlyas'a ters ters bakarak "Lan yürü git alacağım şimdi ayağımın altına!" Dedi.
Emine kapıdan içeri girdiği gibi olduğu yerde durmuş neler olduğunu anlamaya çalışıyordu. İlyas Hızır'ı daha fazla sinir etmemek için oturduğu yerden kalktı.
Emine'nin yanına gelip gülerek "Ellerine sağlık ablam. Ben kahvemi bahçede içeyim en iyisi." Demiş ve Emine'ye göz kırpıp kahvesiyle birlikte odadan çıkmıştı.
Hızır sinirden burnundan soluyordu. Emine tepsiyi sehpanın üzerine koyup koltuğa oturdu.
"Akşam akşam noluyor? Neden gidiyorsunuz bu çocuğun üstüne bu kadar?"
Hızır kahvesinden bir yudum alıp tam konuşacaktı ki Tipi lafa girdi.
"Abla İlyas sevdalanmış. Evlenmek istiyormuş."
Emine duydukları ile mutlu olmuş ağzı kulaklarına varmıştı. İçinden kendi kendine biliyorum demişti. Hızır'ın içtiği kahve boğazında kalmış öksürmeye başlamıştı.
"O kadar uzun boylu değil Tipi. Ben o Haşmet'den kız falan istemem."
"O zaman kaçırırız dadaş."
Emine kaşlarını yukarı kaldırıp Tipi'ye bakarak konuştu.
"Yok artık gardaşım daha neler. Gider usulüne göre kızımızı isteriz."
"Bak dadaş ablamda benim gibi sevindi bu işe. Hayırlı iş sonuçta."
"Tipi sus hayırlı iş falan deme zaten anam bir öğrense başımın etini yer. İlyas'ın ağzından ilk defa evlilik lafı duyuyorum diye."
"Boşuna engel olmaya çalışma dadaş. Hayriye Ana seni vurur valla."
Tipi kendi söylediğine gülüp kahvesinden son bir yudum daha alıp fincanı sehpaya bıraktı.
"Hızır sen bu işe neden bu kadar karşısın? Sende sevdiğinle evlendin sonuçta aşk nedir bilirsin. İlyas'da sevmiş aşık olmuş. Ayrıca Ömür tam da bizim ailemize gelin olacak biri."
Hızır Emine'nin söylediklerine şaşırmış karşısında oturan kadının yüzüne öylece bakıyordu.
"Ne bakıyorsun öyle Hızır? Ben hepinizin ablasıyım. İlyas beni tabi ki Ömür ile tanıştırdı. Ben Ömür'ü çok sevdim. Hem siz demiyor muydunuz? İlk defa Haşmet Façalı gibi sözünün eri bir hasmımız oldu diye. Ee sorun yok o zaman. Bu evlilik ile de aileler arasındaki hasımlık bitip hısımlık başlar."
"Abla o işler öyle kolay değil. Tamam Haşmet düşmanımız olmasına rağmen bir yanlışını görmedik kabul ediyorum ama sonuçta bizler mafyayız. Bağlı olduğumuz bir masa var. Masa ile Haşmet karşı karşıya. Ben şimdi bu adamdan nasıl kız alayım? Hem Haşmet bize kız verir mi? İlyas ve Ömür'ü öğrendiği gibi deliye dönmüştür. Bugün yarın kapımıza dayanıp İlyas'ın kafasına sıkmaya kalkar."
