-15-

1.5K 185 103
                                    

Uzun bir günün ardından ben, Jisung ve babam eve geri dönmüştük. Gerçekten hiç hayal bile edemeyeceğim bir gün yaşamıştım.

"Felix biraz konuşabilir miyiz?"

Jisung odamın kapısına vurup seslendiğinde yatağımdan kalkıp kilitli olan kapıma yöneldim.

"Dinliyorum."

"Gel bahçede konuşalım, burası çok havasız gebericeksin."

"Ben böyle seviyorum."

Odamdan bir şal alıp çıktığımda tekrar dışarıdan kapımı kilitledim ve Jisungla beraber evimizin bahçesine indik.

"O dönüyor."

"O?"

"Rosé."

"Ne?! Sen ciddi misin?!"

"Evet hatta en mükemmel haberi veriyim senin okuluna gelecek."

"Bir dakika, nasıl yani?"

"Kendisi olarak gelecek, senin gibi erkek gibi yapmayacak."

"O zaman ben neden böyleyim?"

Babamın neden Rosé'yi geri getirdiğini anlamıştım. Okulda çıkan olaylar yüzünden benim başımda birinin olmasını istiyordu ama Rosé böyle biri değildi, arkadaş bulduğu anda bizi es geçerdi.

"Bak onu çok seviyorsun biliyorum ama bu olaydan sonra da sevmeye devam et."

"Edeceğim tabiki. O benim ablam."

Jisungla biraz daha konuşmaya devam ettikten sonra beklemediğim şekilde kapı çalmıştı, gece gece kimdi bu gelen.

Kapıyı açmak için yerimden kalkıp içeri girdim. Kapıyı açar açmaz karşımda bir Seungmin belirmişti, ama neden?

"Felix okulda kavga olucakmış engellemeliyiz!"

"Neden biz? Ve neden engelleyeceğiz? Zaten hep kavga ediyorlar."

"Bak okul saatleri dışında okulda olan kavgalarda hep kan çıkar."

Kulağıma doğru eğilip konuşmaya devam etti.

"Bir keresinde böyle bir olayda ölen bile oldu."

"NE!"

"Bak lütfen bana yardım et, birinin yaralanmasını ikimizde istemeyiz."

"Tamam geliyorum sen bekle burada."

Hızlıca üst kata çıkıp odamdan üstümü değiştirecektim ama odamın anahtarı yerinde yoktu.

"Bunu mu arıyordun?"

"Rosé unnie, ama sen ne ara geldin."

"Boşver de gelde sarıl bana."

Ablama sarıldıktan sonra kapımın anahtarını alıp hemen hızlıca üstümü değiştirdikten sonra gene aynı şeyi yaparak kapımı kilitledim sonra da dışarı Seungminin yanına çıktım.

"Motor var, binersin umarım."

Motor sürenler ilgimi çekerdi, hemde fazlasıyla.

"Tabiki binerim."

Seungmin bana kaskı uzattığında hemen taktım sonra da arkasına bindim. Başta yavaş sürüyordu ama ona arkadan sarılarak tutunduğumda can güvenliğimden emin olduğu için hızlıca sürmeye başlamıştı.

Kısa sürede okula geldiğimizda motoru bir kenara koymuştuk ve ne yazıkki okulun bahçesinde olan kavgayı görmemiz aynı zamanda olmuştu.

"Oraya nasıl gireceğiz?"

"Herkes kapının üstünden atlar ama- Felix şaka mı yapıyorsun senin baban müdür illaki anahtar vardır sende."

Aklıma gelmeyen bu anahtar konusunu bir anda aklıma sokan Seungmin sayesinde anahtarlarımı çıkarıp okulun giriş kapısını açıp hemen içeri girmiştik.

Onları engellemek imkansız gibi gözüküyordu. Korkunçtu, her yer kandı. Herkesin yüzü dağılmıştı ama benim onca kişinin arasında aradığım tek bir yüz vardı, o da tabikide Hwang Hyunjin idi.

Kavga edenlerden gözlerimi ayırıp okul kapısına baktığımda içeri tarafın kapısını açıp içeri giren iki kişi gördüm ama kim olduklarını anlamam için yanlarına gitmeliydim.

"Seungmin ben geleceğim."

Koşarak içeri girdiğimde koca okulda o iki kişiyi nasıl bulacağımı bilemesemde nere gidecek olabileceklerini düşünerek üst kattaki bizim sınıfların olduğu yere çıktım ama burada kimse yoktu daha sonra aklıma gelen tek şey müdür odası oldu mutlaka orada olmalılardı.

Koşarak ama ses çıkarmadan yürüdüğüm okulda sonunda müdür odasına ulaşmıştım ama burası kilitliydi ve kimse de girmiş gibi durmuyordu, ardından gelen kapı kapanma sesiyle tekrar kolidor tarafına çıkıp etrafıma baktım, en muhtemel oda kamera odasıydı.

Yavaşça gidip kapı kolunu alta doğru indirdim ve evet açılmıştı. Bu küçük odada birilerini görmek çok kolaydı ama göreceğim kişilerin Hyunjin ve Chan olmasını hiç beklemezdim.

"Ne işin var burada?!"

"Asıl sizin ne işiniz var?"

"Hyunjin kır artık şunu!"

"O ne?"

Hyunjin elinde bir usb tutuyordu ve kamera odasında olduğumuza göre bu bir kamera kaydına aitti.

"Ne var o kayıtta?"

"Kimseyi ilgilendirmeyen bir şey."

"Lanet olsun Hyunjin kırsana artık şunu!"

"Hayır! Bana onca zamandır zarra verip duruyorsun, sürekli istemediğim şeyleri yaptırıyorsun ama bitti bunları herkes öğrenecek Chan!"

"Öyle mi? Çok beklersin."

Chan, Hyunjinin elinden çekip aldığı usbyi karşı duvara atıp kırmıştı. Hyunjinin gözleri dolmuştu, bu karanlıktan bile çok rahat bir şekilde belli olabiliyordu.

"Seni istediğim gibi kullanırım, bu bir anlaşma."

Chan yanımızdan çıkıp gittiğinde yanlızca odada ben, Hyunjin ve Hyunjinin göz yaşları baş başa kalmıştık.

Chan yanımızdan çıkıp gittiğinde yanlızca odada ben, Hyunjin ve Hyunjinin göz yaşları baş başa kalmıştık

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aman aman ne yazdım ben gene

Günaydın aşkitoşkolarım şuraya yeni yayımladığım fici de bırakıyorum mutlaka okuyun beğeneceğinize eminim

She❛HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin