14. Bölüm- O Zaman Halay

1.5K 74 18
                                    

Evet şimdi ne mi yapıyoruz? Halay çekiyoruz. Şöyle ki evden çıkmamızla eve en yakın olan düğün salonuna geldik ve öylesine bir düğüne girdik. Önce pasta ve kurabiye falan yedik. Sonra da halay çekmeye başladık. Düğünün çok kalabalık olması sayesinde kimsenin bizi fark etmediğine olan inancım sonsuzdu.

Yanımıza takım elbiseyle gelen adamla tüm inancım yerle bir olmuştu. Batu'nun ayağına vurdum. Adama baktıktan sonra yavaş yavaş geri gidiyorduk ki adam kolumuzdan tutup bizi pistin kenarına çekti.

"Hoş geldiniz. Kimsiniz acaba çıkartamadım." dedi. Çağrı masada oturuyordu. Bize doğru geldiğini görünce adamın göremeyeceği bir şekilde sol elimle 'git' hareketi yaptım. Kafasını sallayıp yavaşça çıkışa yürüdü.

"Erkek tarafıyız" dedim pat diye yüzde elli şansımız var değil mi? Bu adam sürekli gelinin yanında geziyordu.

"Ben damadın abisiyim. Kardeşimin neyi oluyorsunuz?" dedi çat diye. Aman canım sende burada düğün var sorgu değil.

"Ahmet'in çocuklarıyız biz. O gelemedi onun adına geldik." dedi Batu. Adamın gözlerinden çıkan ateşi gördüğüme yemin edebilirim.

"O ŞEREFSİZ HERİF SİZİ Mİ GÖNDERDİ ULAN" diye bağırdı. Ulan Batu senin sallayacağın ismi seveyim.

"Abicim sen yanlış kişiyi anladın galiba." dedim. Dedim demesine ama adamın bağırmasıyla etrafımız sarılmaya başlamıştı.

"Noldu abi niye bağırıyorsun?" dedi yanımıza gelen damat. Yazık adamın düğününe sıçıyoruz.

"O ŞEREFSİZ BABAMIZ OLACAK HERİF ÜVEY KARDEŞLERİMİZİ GÖNDERMİŞ DÜĞÜNÜNE" diye kükredi adam. Ulan Batu buradan bir çıkalım senin kafanı ısıracağım.

Adamın bağırmasıyla pardon kükremesiyle adamlar bize doğru hareket etmeye başladı. Batu'nun elinden tutup kapıda duran Çağrı'ya doğru koştum. Çağrı çantalarımızı falan almış orada bizi bekliyordu.

Çağrı'nın elini de tutunca koşmaya devam ettim. Kapıya gelmiştim ki önümüzde beliren insanlarla sağa saptım. Önümüze çıkan ilk kapıya girip kilitledim. Girdiğimiz yer tuvaletmiş. Bizim girmemizin hemen ardından kapıya vurmaya başladılar.

Çağrı'nın elinden çantamı alıp telefonumu çıkarttım. Aras abiyi aradım hemen açtı zaten.

"Abi 100-150 kişi toplayıp atacağım konuma gelin acil eğer hızlı olmazsan bir kardeşin olmayacak." dedim bir yandan da kapıya yaslanıyorduk açılamasın diye.

"Yazgı neredesin sen o sesler ne?" dedi. Şimdi sana bir saat olayı mı açıklayayım ya?

"Abi bak açıklayacağım ama şimdi olmaz hadi hızlı olun" dedim ve telefonu kapattım. Hemen konumumuzu atıp beklemeye başladım. Biz yürüyerek 15 dakika da falan gelmiştik. Onlar arabayla çok hızlı bir şekilde gelirler bence.

"Ne oldu lan orada" dedi hiçbir boktan haberi olmayan Çağrı.

"Bu malın verdiği isim adamların babası çıktı bizi de üvey kardeşleri sandılar şuradan bir çıkalım göstereceğim sana Ahmet'i " dedim kısa ve öz şekilde.

Dışarıda ki bağırış hiç azalmıyordu hatta artıyordu. Ne yapmıştı ki babaları bu kadar kin beslemişler adama.

"Lan ben ne bileyim Ahmet isminde kaç kişi var anlamadan dinlemeden koşuyor salaklar" dedi Batu. Haklı olsa bile ona kafa göz dalmak istiyorum.

Dışarıda ki bağırış sesinin kesilmesi ile birbirimize bakmaya başladık. Bağırış sesini kesen şey arka arkaya gelen silah sesleriydi. Ne bok oluyor lan orada? Yoksa Ahmet mi geldi?

Büyük İntikamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin