Ebru hanımın ve diğerlerinin sesiyle onlara baktım. Abi ölsem benimle gelecekler. Allah herkese akıl fikir versin ne diyeyim.
Ebru hanım iyi olup olmadığımı sordu. Mükemmelim altı üstü öteki tarafa bir gittim geldim. Sadece kolumun acıdığını söyleyince onlarda yerlerine oturdu.
Yani kolumun ne önemi var ki kopsun gitsin aman dert ettiğim şeye bak.
Kapının bir ayı tarafından açıldığını duyunca oraya baktım. Bu geçen deniz kenarında konuştuğum adamdı. Ne işi vardı bunun?
"Senin ne işin var burada?" dediğimde o çoktan yanıma gelmişti. Bir anda bana sarılınca hemen geri ittirdim. Salağa bak lan deli midir nedir?
"Ne yaptığını sanıyorsun lan sen?" dedim deliye bak ya. Geriye çekilip biyolojik abilere baktı. Harbi lan bunlar niye bu adama bir şey demiyor? Ne olursa olsun tanımadıkları bir adam bana sarılıyor. Onların umurunda bile değilim.
Ebru hanım bir anda ayağa kalkıp adama sarılınca ben şoka girdim sizde bime. Böyle bir durumda bile esprilerim mükemmel değil mi?
Ebru hanım "Oğlum seni çok özledim" dediğinde ben 3. şoka da girdim. O adam elini bile kıpırdatmadan öylece duruyordu.
Ayrıldıklarında onlara bakıyordum. Adam yanıma gelip "Sana her şeyi açıklayacağım" dediğinde ne kadar bir zahmet açıkla demek istesem de demedim.
"Yazgı ben Akın. Senin en büyük abinim" dedi. Bari biraz uzun açıklasaydın öyle bir giriş bekliyordum senden. Pekte takmadım. Ha 5 biyolojik abi ha 6 ne fark eder canım.
"Ne güzel ne güzel 5'tiniz 6 oldunuz" dedim ve göz devirdim. Bu aralar çok fazla göz deviriyorum. Acaba bu Akın o gün benim yanıma bilerek mi geldi şans eseri mi?
Hepsi birbirine biraz şok içinde baktı. Onlarda haklı daha farklı bir tepki vermeliydim.
"Başka bir şey demeyecek misin?" dedi Ebru hanım. Ne dememi bekliyor la bunlar?
"Pardon pardon, ne diyeyim canım abim mi yoksa sen benim abim değilsin mi? Ne dememi bekliyorsunuz? Diğerleri de biyolojik abiler ama varla yok arasındalar bu abi de öyle olacak boşuna olaya dram katmama gerek yok bence. Neyse ben artık çıkmak istiyorum. Zaten kolum dışında bir şeyim yok gibi hadi gidelim." dedim ve özgürlüğüme doğru gitmek için ayağa kalkacaktım ki aklıma gelen şey ile Kuzey Bey'e döndüm.
"Arkamdaki araba kimindi benden ne istiyordu" dememle Kuzey bey Akın'a baktı.
Akın konuşmaya başladı "O arabadakiler senin korumalarındı" ne dedi ne dedi?
Koruma mı?"Benim neden korumam var ve beni baya korudular baksana nerede olduğumuza sağolsunlar varolsunlar" dedim ve yan koltuktaki çantamı alıp kapıya yürümeye çalıştım.
Bakın çalıştım diyorum çünkü önüme bir ayı geçti. Akın ayısı.
"Çekilecek misin canını acıtayım mı?" dedim tek kaşımı kaldırarak. Yani birazcık zor bunu dövmem ama halledilmeyecek şey değil. Yada ben öyle düşünüyorum...
"Sen mi?" dedi o da tek kaşını kaldırarak. Neyim varmış be benim? İlla Çirkeflik Mood:ON yapmam gerek bunların beni anlaması için.
"Abi pek küçümseme bizde küçümsemiştik ama yumruğu iyi çarpıyor" dedi Özgür. Aferin aslanım gözüme giriyorsun.
"Bu küçük mü size yumruk attı?" dedi beni alaycı bir bakışla baştan aşağı süzerken. Ben buna valla dalacağım şimdi o olacak ya.
"Evet ben yumruk attım beğenemedin mi?" dediğimde gülmeye başladı. Allah'ım tamam ben deliyim ama bari bunlar deli olmasaydı.
"Neye gülüyon bilader hayırdır yani sen" dediğimde diğerleri de gülmeye başladı. Hepsi deli diyorum size anlamıyorsunuz beni.
"Lan kızın içinden kahveci Ahmet dayı çıktı" dedi kırocudan farkı olmayan Arda.
Valla ya şu kısa sürede bazılarını biraz olsun tanıdım bu çocuk tam bir kıro. Yok gülümler yok koçumlar bir tuhaf çocuk. Sakat galiba Allah kurtarsın ne diyeyim.
"Ya hadi kesin gülmenizi de gidelim artık bayılacağım şimdi" dediğimde Ebru hanım yanıma uçtu. Evet evet baya bildiğimiz uçtu.
"Ne oldu neren ağrıyor bir yerinde bir şey mi var?" Ve benzeri 73828382 soru daha. Arkası kesilmeyen iğrenç hepsi birbirinin aynısı olan sorular. Bir daha ironi amaçlı bayılacağım dersem hayatım boyunca çiğköfte yiyemeyeyim.
Çok büyük bir beddua lan bu. Bozabiliyor muyum? Vazgeçtim geri çektim Allah'ım ben bedduamı.
"Yeter artık sıkmayın kızımı ben işlemleri halledene kadar bekleyin beni." dedi ve çıktı gitti koca yürekli Kuzey bey.
Onun çıkmasıyla koltuğa tekrar oturdum. Kolumdaki sargıya bakınca bir moral düşüklüğü yaşadım. Ben şimdi nasıl çiğköfte gömücem.
Abi bunlar ben iyileşene kadar kaykay sürmeme de izin vermezler. Ben bunları düşünürken koltuğun diğer tarafının çökmesiyle yani bir ayının oturmasıyla oraya baktım.
"Bize ne zaman abi diyeceksin?" dedi Akın. Uha kardeş daha 2 dakika önce öğrendim biyolojik abim olduğunu.
"Ne zaman değil 'bizi abi olarak görüyor musun' veya 'ileride ki bir zamanda abi demeyi düşünüyor musun' diye sorman gerekiyordu." dedim ve masum sırıtışımı yüzüme koydum.
Kapının sertçe açılmasıyla oraya döndük hep birlikte. İçeriye uçan kişiyle bugünün kaçıncı olduğunu hatırlamadığım şokunu yaşadım.
Son
Selamlar... Çok güzel bir yerde kestim değil mi? Bölüm kısa oldu :/
Uzun süredir bölüm atmadım çünkü düğünümüz vardı.
Bundan sonra 2-3 günde bir bölüm atmaya devam edeceğim her zamanki gibi.
Sizce ne zaman abi demeli?
İçeriye uçan kişi kim olabilir?
Artık anne baba demeli mi?(bence daha erken)
Diğer bölümde görüşürüz 😍
Beğenmeyi ve yorum yazmayı unutmayın ❤️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Büyük İntikam
Novela JuvenilDaha bebekken ailesinin düşmanları tarafından intikam uğruna yer değiştirilen iki bebek. Birisi ailenin tek kızı olduğu için el üstünde tutulunca şımarık ve kendini beğenmiş bir kız. Diğeri ise babası tarafından 7 yaşından beri şiddet gören bir kız...