16. Bölüm- Kader

927 44 9
                                    

Nereden başlasam bilemedim. Karşımda elinde silah, bana sinirle bakan adam ile kendimi kurtarmak için beynimi çalıştırmam gerektiğini fark ettim. Ellerimi sıkıca bağladıkları için kangren olmuş olabilirim.

Şimdi geçmişe gidelim size neler olduğunu anlatayım. Evden çıkınca karşımda çok ponçik 16 abi vardı demeyeceğim tabi ki. Hepsi sinirlenmişti ama birisi bile bir şey demedi çok güzel olmuşsun falan filan dediler.

Abilerimin, kıyafetim hoşlarına gitmemesine rağmen tek bir kelime bile etmemeleri hoşuma gitmişti. Arabalara bindiğimizde en büyük abiler beni arabalarına resmen zorla bindirmişti. Ben, Efe, Atlas, Akın abim ve Bora abim birlikte gidiyorduk. Sonunda sinek bile uçsa duyabileceğimiz sessizlik eşliğinde partinin olacağı yere gelmiştik. Büyük merdivenleri, camları olan saray gibi bir binanın önündeydik.

Kırmızı halılar hatta paparaziler bile vardı. Filmlerde zengin insanların yürüdüğü o halı şuan ayaklarımın altındaydı, bulundukları o yer şuan karşımdaydı, saçtıkları o paralar şuan elimin altındaydı. Zengin olduğumun yeni yeni tekrardan farkına vardığımı fark edince yanımda duran Atlas'ın elini tuttum.

Karşımda ki arabadan inen amcamlara hala düzgünce hoş geldiniz bile diyemediğimi hatırlayınca yüzümü buruşturdum. Annemlerin kırmızı halıda endamlarını belli edecek şekilde yürümesiyle arkasından biz çocuklar yürüdük. Atlas'ın elini kan akışı olmayacak raddede sıkıyordum. Kırmızı halıdan sonunda çıkabildiğimizde tam rahatladığım için nefesimi verecektim ki içeride olan herkesin buraya baktığını gördüm.

Akın abimin yanıma yaklaştığını görünce Efe Atlas'ın yanına gitti. Annemler ilerlerken ben Akın abimin koluna girmiştim. Boyu benden bir apartman farkıyla uzun olduğu için biraz eğilerek "Heyecanlı mısın?" dedi.

"Yok abi. Sen bilmiyor musun yoksa? Ben odama bile kırmızı halıyla giderdim." dedim ve güldüm. Biraz sitem etmiş gibi olduğumu fark edince ben tam bir şey diyecekken konuşmaya başladı.

"Abicim ben sürekli böyle ortamlardayım ama babam ilk defa benim de burada olmamı istedi. Yani yıllardır ailemle birlikte yaptığım ilk doğum günü olacak. Senin gibi hissedemeyeceğimi, seni anlayamayacağımın farkındayım. Ama tek olmadığını bilmeni istedim ben her zaman senin yanındayım. Her zamanda yanında olacağım, bunu düşünerek güçlü dur güzelim." dedi. Heyecandan titreyen ellerimin saniyeler içinde durduğunu, şuraya her an yığılabilecek bedenimin abimden güç alıp dimdik durduğunu hissettim.

Abime bakışımın bile bendeki değerini anlatacağına emindim. Sonunda masaya gelip oturduğumuzda topuklu ayakkabımı bile unuttuğumu fark ettim. Ayağımda sanki spor ayakkabı varmış gibi hissettim. Sahnenin hemen önündeki kocaman yuvarlak 2 masaya oturmuştuk. Bir masaya gençler diğer masaya büyükler şeklinde.

Oturur oturmaz annem yanıma geldi ve bana birisini tanıtacağını söyledi. Keşke inanmasaydım bu yalana. Kadın tüm Türkiye'yi tanıttı resmen bana. O masadan o masaya derken ayaklarım iflas bayrağını çekmişti.

Annem beni bir kişiyle daha tanıştıracağı zaman abimlerin masaya nasıl bir bakış attıysam Bora abim hızlıca yanıma geldi. Anneme dönüp " Anne Yazgı'yı yakın bir arkadaşımla tanıştırmam gerek onu senden çalıyorum." dedi ve beni masaya getirdi.

Masaya oturmadan önce masada ki poşeti aldım ve Efe'nin yanına gittim. "Ablacım iki dakika benimle gelir misin?" dedim. Kafa sallayıp sandalyesini geriye itti. Balkona çıktığımızda kenara gittik. Poşeti duvarın üzerine koyup Efe'ye doğru ittirdim.

Efe poşeti açarken boğazımı temizledim. "Belki doğduğun günden beri yanında değildim, ilk yürüyüşünü, ilk abla deyişini, birisine ihtiyacın olduğu zaman koştuğun ilk kişi değildim. Bu ikimizin de elinde olan bir şey değildi. Geçmişimiz geleceğimizi belirleyemesin Efe. Buna izin vermeyelim. Geçmişte birlikte değildik ama şimdi birlikteyiz bundan sonra da birlikteyiz. Birisine ihtiyacın olduğu zaman ben buradayım. Ağlayacak, gülecek bir omuza ihtiyacın olduğunda ben her zaman varım. Sevgiye ihtiyacın olduğunda sana sonu olmayan, bitmek bilmeyen bir sevgi gösteririm. Bana şu kısa zamanda ablalık duygusunu öğrettin. Doğum günün kutlu olsun kardeşim. Şu an dolu olan gözlerin hep mutluluktan, gülmekten dolsun." Hediyesini hala açmayan Efe hızlı bir şekilde kolumu yanında götürecek şekilde sarılınca bende karşılık verdim.

Büyük İntikamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin