"Uyan artık"
Hermione seni uyandırmaya çalışıyordur.
"Noluyor yaa"
"Kalk,geç kalıcaz"
"Tamam sen git ben gelirim"
Hermione birşey demeden odadan çıkar.yatakta doğrulup gözlerini ovuşturursun.
"Off hâlâ bana küs olduklarına inanamıyorum"
Özensizce hazırlanıp büyük salona inersin. Harry'ler yine her zaman ki yerinizden uzakta oturuyorlardır,Harry'e bakarsın o da sana bakıp 'ne var?" der gibi kafasını sallar.
"Sizi çok özlüyorum..."
Gözlerini silip boş bir yere oturursun.
Bütün gün yanlız dolaşırsın,kimseyle konuşmak istemezsin.
-Harry'lere bakalım-
H:"Biraz fazla mı abarttık acaba"
R:"Bütün gün tek başına dolaşıyor"
H.G:"O geceleri Draco'nun yanına gidiyor"
R:"Çünkü biz yokuz ve kendini yanlız hissediyor"
H:"Bugün bana baktığında boynunda bir kolye gördüm, çok güzel birşeye benziyordu ve değerli gibiydi"
H.G:"Ben hiç fark etmedim odada zaten onunla konuşmuyorum bazen tartışıyoruz"
R:"Bence artık barışmalıyız onunla"
H:"Ron haklı Hermione o hiç bizsiz durmadı ve bize çok alıştı,bu yüzden ona ağır geliyordur küs olmamız"
H.G"Bilmiyorum çocuklar,kafam çok karışık"
-Tekrar sana dönelim-
Odana gidip yatağa uzanırsın ve arkanı dönüp sessizce ağlamaya başlarsın.
O sırada Hermione gelip sana bakar,yorganı üstüne doğru çekersin.
"Bakıyorum da bugün benden önce gelmişsin odaya"
Birşey demezsin.
"Ne o? Draco bugün çağırmadı mı seni?"
"Hermione cidden bugün olmaz başka zaman uğraş benimle"
Yorganın altında ağlamaya devam edersin,Hermione bir süre sadece sana bakar.
"Sen ağlıyor musun?"
Ses vermezsin.
"Ağlama"
"Boşver,gözyaşımın zaten bir değeri yok"
"Saçmalamayı bırak"
Hermione eğilip yorganı kafandan çeker ve boynuna doğru bakar.
"Kim verdi sana bunu"
"Napıcaksın"
"Söyle,kim verdi sana bunu"
"Söylemek istemiyorum çekil lütfen"
Hermione kolyeyi tutup biraz asılır.
"Kim verdi diyorum sana"
"Draco!"
"Demek onun hediyesi,özelliği ne bunun?"
"Hermione! Kolyemi çabuk bırak!"
Hermione'yi hafif itersin.