Hazırladığımız çerezleride masaya koyduk ve koltuklara rahat bir şekilde oturduk.
Türkiye - İtalya karşılaşmasına 40 dakika kalmıştı ve biz heyecandan dayanamayıp her şeyi hazırlamış bir şekilde ekran başında bekliyorduk.
Sena içeceklerimizi doldururken Özge iştahla hazırladığımız eşlikçilere bakıyordu. Ona kısa bir bakış attım ve konuşmaya başladım.
"Ayy yeter! Başlasın artık şimdi gideceğim heyecandan."
Sena bardakların içine buz koydu ve önümüze bıraktı, ardından arkasına yaslanarak rahat bir şekilde konuşmaya başladı.
"Ben de normalde pek takip etmem ama insan ister istemez heyecanlanıyor. Çok güzel bir atmosferi var."
"Öyle tabii bu yıl bir maça kesinlikle gitmemiz lazım."
Özge'nin heyecanla söylediği şeylere karşılık Sena kaşlarını çatarak cevap verdi.
"Nereye gitmemiz lazım Yözge?"
Özge bıkkın bir nefes dışarı verdi ve heceleyerek anlatmaya başladı.
"Kahvehaneye gideriz Sena, bir de oranın atmosferine bak güzel mi değil mi."
Ben söylediklerine sesli bir şekilde gülerken Sena ikimize sinirli bir bakış attı ve umursamaz bir tavırla konuşmaya başladı.
"Kafama tabure yemek istemiyorum, kalsın."
"Kızım stada gideceğiz başka nereye olacak, maçı canlı izlemek istiyorum. Ha bir de doya doya destek olmak çok isterim."
Bu söylediklerine kafa sallarken çalan telefonum ile üçümüz birden bakışlarımızı telefona çevirdik.
Üzerinde yazan Merih ismini görmem ile çevik bir hareketle telefonumu elime aldım ve kızların ima dolu sırıtmalarını es geçerek üst kata odama çıktım.
Görüntülü arıyordu ve maçın başlamasına 20 dakikadan az bir süre kalmıştı. Nasıl aradığı hakkında en ufak bir fikrim yoktu fakat bekletmemek için sorgularımı bir kenara bıraktım ve telefonu açtım.
Telefonu açtığım an Merih gülümseyerek aceleci bir şekilde konuşmaya başladı.
"Güzelim maç öncesi ısınmak için birazdan stada geçeceğiz. Seni aramak geldi içimden, motive olmam gerekiyor."
Söylediklerine eridiğimi belli etmeden, sakin bir şekilde tebessüm ederek cevap verdim.
"Senin elinden en iyisi gelir, tüm mücadeleni ortaya koyacağından eminim. Yüreğim sizinle başaracağınıza inanıyorum."
Güzel bakışlarına dalıp giderken ekrana arkadan fırlayan Zeki, Çağlar ve Ozan üçlüsüne gülümsedim.
"Merhaba yenge, nasılsın? Biz çok heyecanlıyız sorma."
Zeki'nin hızlı konuşmasına karşılık usulca kıkırdadım ve cevap verdim.
"İyiyim teşekkür ederim, sizleri sormama gerek kalmadı ama forma ile çok daha iyi görünüyorsunuz. Mücadelenizden şüphemiz yok emin olun."
Söylediklerime karşılık kibar bir şekilde başlarını salladırlar ve Çağlar sırıtarak konuşmaya başladı.
"Maçı izleyeceksiniz dimi? Yani Sena'da izleyecek mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Querencia | Merih Demiral
General FictionQuerencia : İnsanın kendini en güvende, en güçlü ve evinde hissettiği yer. ‧͙⁺˚*・༓☾ ☽༓・*˚⁺‧͙