Selam
Nasılsınız?
Peki, gerçekten nasılsınız?
* * *
2 ekim 2021.
Yine, yine, yine yanlızlık hissi.Her kes muhtemelen böyle hiss etmiştir.
Bir zaman sonra hayata küsersin.Neden böyle olsuğunu anlamazdım, ama şimdi anlıyorum.Düşünürsün, iğrenç,sıkıcı gelir, seni sinirlendirir.Kısacası kötü hissedersin,karmaşık gelir.Basit bile olsa...
Düşünmek istemezsin,hiç birşey.
Yanlızlık, kötü şeylerden bıkmışsın.İyi olursa nasıl olur diye düşünürsün,yine fark etmez, hiç birşey sana eğlenceli gelmez.
Hayatta önemli insan olmak istersin, değilsin.Acıların her kesde var.Tam bu an ölmek istersin.
Gülümsedim düşünürken.
Ya öldükten sonra da aynı hiss edersem?
Aslında istediğin şey ölmek değildir, hissizliktir.
O zaman istediğim şeyi buldum.
Çocuk olmak.
Hiç birşey anlamamak,yaşadıgın anıları hatırlamamak.Her kesin iyi olduğu, en azından senin gözünden iyi olduğu dünya.
O zaman yaşamak istiyorum, duygu hiss etmeden, yaşadıklarımı hatırlamadan.
Çünki yanlız böyle yaşanıla bilir bu dünya acılarla.
***
Öğle arasında bahçeye konulmuş üstü kapalı önünde büyük masa olan bankta,yani her zamanki yerimizde oturuyorduk(multimedyada var).Güneş ve Çağan gülüyor, sohbet ediyor, bir-birlerine çaktırmadan flört ediyordu.O nasıl oluyor bilmiyorum ama, yani, kısacası bir-birlerinden hoşlandıklarını bilmiyorlardı.Bu acıya alıştığım için gözlerimi kapatıp derin nefes aldım.Kulaklığımı takarak dikkatimi dağıtmaya çalıştım.Ege dalmıştı. Aniden daldığı düşünceden uyandı.Etrafına bakındı. Çoğu zaman yanımdan ayırmadığım çantamı bana bakarak aldı,izin alır gibi.Ben kafamı elime yaslamış şekilde oturmuştum.Bir şey demeyince çantamı yastık gibi kullanarak kafasının altına koydu.Kollarını etrafına sararak uyumaya çalıştı.Tembel şey.
Zeynep yine telefona gömülmüştü. Nasıl bu kadar arkadaş edine biliyordu bilmiyorum.Arkadaşlarıyla olduğu bir gruba beni de eklemişti,tabii ki 10 dakika sonra çıkmıştım.Sohbet hızına yetişemiyordum.Bir daha gruba girnek istemediğimden grubtan çıktım.
Bıkarak Ege gibi kafamı masaya gömdüm.Yanlız hiss ederek Egeye yaklaşarak kolunu alıp omuzuma attım.
Kolumun dürtülmesiyle,pardon deşilmesiyle uyandım.
En nefret etdiğim şey.
Kufrederek gözümü açtım.Zeynep telefona gömülmüş bir şekilde durmadan kolumu deşiyordu.Gözlerimi devirip elini moraracağına emin olduğum kolumdan çekip ittirdim.Kulaklığımı çıkararak bağırdım.
-ZEYNEP! Yeter artık,çek gözünü bu telefondan.
Bana bakıp güldü.
-Annem gibi konuştun.
Gülmesi dahada sinirimi bozdu.Sakin olmaya çalışarak derin nefes aldım.
-Bende varım burda hani, arkadaş olarak.Asosyalmisin sosyalmisin anlamıyorum artık.
Takmadı.
Gözlerimi yumup derin nefes aldım yine.
Nasıl olsa sohbeti bitince gelicek yanıma, o zaman göstericem ona.Çantamı aradım,ama yoktu.Ege sınıfa götürmüştür diyerek ayağa kalktım.
Öğle arasının bittdiğini gösreren zil artık susmuştu.Sınıfa girmek üzereyken kapıda yeni bir adam gördük.Çok genç bir ögretmen.
Zeynep şaşırarak konuşdu.
-Aaa, yeni matematik hocası bu.
"Hı?"
Bizi görünce gülümsedi. Ne yani bütün yeni gelen öğretmenkerin yüzüne nur mu inmişti?
Yanına hızla yaklaşarak önünde durduk.
-Hocam, geç kaldık, özür dileriz.
-İlk defa olduğu için affediyorum kızlar, şimdi sınıfa geçin lütfen.Sınıfa girerek sıramıza ilerledik.
Çağan bizi görünce rahatlamış gibi nefes verdi.Ağzını oynatarak" Nerdesiniz ya" dedi.Kafamı bir şey yok dercesine sallayıb sırama oturdum.Endişelenmişti, benim için.
Gülümseyerek Zeynebe baktım,neye güldüğümü anlamışcasına gülerek başını 'deli' anlamında salladı, o bile sevinmişti.Hocayı görünce gülümsemem soldu.Neden mutluyduki bu kadar? Resmini çekip bir ay sonra dalga geçmek istiyordum. Bir aya bıkacağı için ona resmi gösterib "noldu? Geldiğinde çok mutluydun" demek istiyorum.
-Evet çocuklar, ben sizin yeni matematik oğretmeniniz Kemal Doğrusöz.Eski matematik öğretmeninizin ders saati çok olduğu için yeni öğretmen olarak bu okula atandım. Umarım iyi anlaşırız.Şimdi lütfen sizi tanımam için her kes adını teker teker söylesin.
Ders bittdikten sonra sıramdan ayrılmadım.Hoca eşyalarını toplarken ona bakıyordum.Kitaplarını koymak için kare çantasını açtı (aşağıda).
Içine kitaplarını koymak isterken kitaplarla birlikte çantayı yere düşürdü.Yere düşen kitaplar içinde gördüğüm şeyle gözlerim büyüdü.
Bu Kirazın günlüğüydü!