Bölüm 7

38 11 6
                                    


İbrahim annesini öyle görünce birden şoka girdi. Annesine seslenmesine rağmen uyanmıyordu. Daha da çok paniklemişti. Hızla ambulansı aradı ve panikle adresini söyleyip telefonu kapattı. Annesinin yerde yatan halini gördükçe İbrahim kendine kızıyordu. Annesinin tansiyonu olduğunu nasıl unutmuştu? Bu dikkatsizliği yapmayı nasıl becermişti? Göz yaşları içinde uzaktan gelen ambulans seslerini duydu. Hızla kapıyı açıp koşarak aşağıya indi ve ambulanstaki ekibi karşılayarak annesinin yanına götürdü. Sedyeye yatırılan hasta vakit kaybetmeden hastaneye yetiştirilmeye çalışılıyordu.

Hastaneye yetiştirilen İbrahim ve annesi müdahale odasına alınır. İlk muayeneden sonra İbrahim'i odadan çıkartmaya çalışan hemşireler oldukça güçlük çeker ve İbrahim sonunda pes ederek oda dışında kendisiyle baş başa kalır.

İbrahim büyük bir pişmanlıkla yaşananları gözden geçirdi. Nerede hata yapmıştı? Ne zamandan beri böyle bir adam olmuştu? İlk hatası Selim ile arkadaş olmaktı. Annesi hiçbir zaman onunla arkadaşlık kurmasını istememişti. Onları yakınlaştıran şey neydi? Yaşananları kendisi de biliyordu. Selimle ailesini ve onların başından geçenleri en iyi o biliyordu hatta. Kendisine bir zararları yok diye mi geri çekilmemişti? Selim'i evine davet etmemeliydi, en azından bazı konularda sınırlara sahip olabilmeliydi. Bu düşüncelere hemşirenin odadan çıkışıyla ara verdi.  ''Merhaba İbrahim Bey annenizin durumu stabil olmuş durumda, yakın bir zamanda uyanmasını bekliyoruz geçmiş olsun. İbrahim'in içine az da olsa su serpilmişti, ilk defa annesini bu şekilde görüyordu. 

İbrahim odanın camından annesini izlemeye başladı; şişmiş bir yüze eşlik eden solgun teniyle annesi oldukça bitkin duruyordu. Yüz hatları oldukça ifadesizdi. İbrahim annesinin gülümsemesini şimdiden özlemişti. Bu düşünceler arasında boğuşurken tanıdık bir simayla göz göze geldi. Tepeden aşağı kadar süzüp neden burada olduğunu anlamaya çalışıyordu. Büyük bir acıyla eline bezle baskı yapan Aslı'ya doğru ilerledi.
"İbrahim! Neden buradasın? İbrahim büyük bir şaşkınlıkla "Annem bayıldı." dedi. İsmini bildiğini düşünmüyordu. İbrahim'in kekelemesine gülen Aslı anladığını ifade edercesine başını salladı. İbrahim hızla "Sen neden geldin?"diye sordu. Aslı "İş yerinde elim kesildi şimdi de tedavi için sıramı bekliyorum. Neredeyse kan kaybından öleceğim, hala sıra bekliyorum." dedi. Sırasının geldiğini belli eden ding sesiyle hızlıca muayene odasına yöneldi. İçeri girmeden önce İbrahim'e dönüp "İşim bitince yanına uğrayacağım, geçmiş olsun." diyerek muayene odasına girdi.

İbrahim bu yaklaşımı beklemiyordu. İlk tanıştığı Aslı'yla arasında dağalar kadar fark vardı. Bu iki karakter aynı Aslı'ya mı aitti? Peki ya eli eline böylesine zarar verecek şekilde sakar mıydı gerçekten? Bunları düşünceler arasında boğulurken annesinin hastane işlemleri aklına geldi. Halletmesi gereken ne çok şey vardı öyle. İlk haftadan quiz. Felsefe profesörünün dersine mi çalışmalıydı yoksa Aslı'yı çözmekle mi uğraşmalıydı? Peki ya annesi? Annesini görmezden gelemezdi, en şayet şu an zihnini dolduran en önemli problemler annesiyle ilgiliydi. Ahh doğru annesi...                
Kendi iç düşüncesinde bu farkındalıkla kendine gelen İbrahim, hızla veznenin yolunu tuttu. Kayıp gitmesini istemezdi elbet, bu farkındalığı sürdürerek hazırlanması gereken evrak işlerini halletti. İbrahim vakit kaybetmeden annesinin yanına gitti. Annesi yavaşça kendine gelmeye başladı. Annesine hızla yönelip göz yaşlarını tutamayan İbrahim kekeleyerek yalnızca "Özür dilerim anne." diyebildi. Annesi tüm tepkisizliğini koruyarak başını diğer tarafa çevirdi. İbrahim annesini ilk defa böyle görüyordu. Necmiye Hanım böyle huylara sahip bir kadın değildi ancak herkesin kırmızı çizgileri vardı. Necmiye Hanım'ın çizgisi İbrahim tarafından çoktan aşılmıştı. İbrahim hızla dışarı çıkıp odanın önünde Aslı'yı beklemeye başladı. Bu koca hastane neredeyse ona dar geliyordu. Nefes alacak bir alana ve yaslanacak bir omuza ihtiyacı vardı. Bu hisleri yaşarken karşısında birden Aslı belirdi. Gerçekten geleceğini hiç düşünmemişti. Sebepsizce birbirlerine gülümsediler, ikisi de buna anlam verememişti.

Sahi, neydi bu gülümsemenin sebebi? Aslı gelir gelmez annesinin nasıl olduğunu sordu. İbrahim "Annem oldukça iyi, hatta bana trip atacak kadar iyi. Ancak üzüldüğüm bir husus var ki annem böyle şeyleri hiç bana yapmazdı. Evet hakkı var kızmaya. İstemediği tek bir sınır vardı, ben onu çiğnedim. Aslı meraklı bakışlarla tek seferde bir soru sordu. Bu sorunun gelecek için büyük bir ehemmiyeti vardı. "Anneni bu kadar hasta edecek ne yaptın?" İbrahim gözlerini kaçırarak cevabını toparlamaya çalıştı. Tam olarak nasıl bir cevap vereceğini bilemiyordu. Nereden başlamalıydı? ''Uzun hikaye ancak kısaca bahsetmem gerekirse annem arkadaşımı evimde ve yakınımda istemiyor''. Aslı tekrar merakla "Arkadaşın annenin sevmeyeceği ne yapmış olabilir?" diye sordu. İbrahim derin bir iç çekip "Bunu anlatmak daha uzun sürer." dedi. Tam Aslı'nın eline ne olduğunu soracakken telefon çaldı. Aslı büyük bir panikle telefonu cevapladı. Bir süre konuştuktan sonra "Daha detaylı konuşuruz."dedi. Oldukça kafası karışan İbrahim ise elbette bunun bir açıklaması vardır diye düşündü.

Tüm bu olanlardan sonra kafasını dinlemek için çekildiği köşede aklına Selim gelmişti. Tüm bunların sorumlusu o ve onun ailesiydi. Bu karışıklıklardan haberi olmayan Selim ise evde eşyalarını topluyordu. Eşyalarını toplarken aklında tek bir soru vardı. Onlardan alması gereken izni nasıl alacaktı? İbrahim'e bu konu hakkında nasıl bir açıklama yapacaktı? Oldukça kafası karışmıştı. Bunların düşünürken kapının çalmasıyla irkildi, kimseyi beklemiyordu. Kim gelebilirdi ki bu saatte? Hızlıca kapıyı açmaya doğru yöneldi. Kapıyı açtığında kimseyi göremedi. Büyük bir hayretle etrafı kolaçan etti ve kapıyı kapattı. Kapının çaldığından emindi ancak neden kapıda kimse yoktu. Odaya doğru yönelirken tekrar kapı çaldı ve bu sefer çok daha hızlı davrandı kapıyı açma konusunda. Neden onunla uğraşıyorlardı? Yapmaması gereken bir şey mi yapmıştı? Kapıda tekrardan kimseyi göremeyince kapıyı kilitleyip odasına geçti. Odaya girdiğinde şaşkınlıktan küçük dilini yutacaktı, topladığı eşyaların darmadağın olduğunu görünce olayın ne olduğunu anlamıştı. Alışıktı bunlara alışıktı ama neden sorusuna bir türlü cevap bulamıyordu? Bunları düşünürken bir anda nefesi daraldı, ölecek gibiydi ve kendini bir anda yerde buldu. Birisi sesleniyordu ve ne kadar çabalasa da kafasını kaldıramıyordu ama o pis kokuyu alabiliyordu. Selim konuşmaya çalışsa da konuşamıyordu. Ona doğru bir şeyin geldiğini hissetti ve tek bir ses duydu. "Neden bize sormadın?"

BÖLÜMLE İLGİLİ YORUMLARINIZI VE BEĞENİLERİNİZİ BEKLİYORUMM ^^

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 02, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

AZİZANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin