Açıklama

157 9 1
                                    

  ADA'DAN
 
   Dediklerim karşısında ikiside afallamıştı. Sanırsam bu çıkışı benden beklemiyorlardı. Ama öğrenmem gerekiyordu. Lanet olsun! Berk'in ne sakladığını bilmeliydim. Yıllarca güvendiğim ve elimde kalan tek insanın gizlediği şeyi öğrenmeliydim.
   Benden bir şey sakladığı düşüncesi ve bunu Poyraz'dan öğrenmem berbattı. Poyraz'ın kanıtlarına ihtiyacım vardı. Aynı zamanda ondan intikam almam gerekiyordu. Babamı öldürmüştü. Ama farklı şeyler iddia ediyordu. Bunu da konuşacaktım. Ama şimdi ne yeriydi ne zamanıydı. Aklıma öpüşmemiz gelince dudağımı sildim.
   Bu hareketim Poyraz dudaklarıma bakmasına neden oldu. Sonra birden sinirlendi.
   
   "Kimseye açıklama yapmak zorunda değilim. Siktiğimin salakları! Ne haliniz varsa görün..."
   Sonra bana döndü ve parmağını bana doğrulttu.
   "Özellikle Ada sen. Bana çok ihtiyacın olucak! Bi karar ver. Kimin yanında olman gerektiğini iyice düşün derim. Sana yalan söyleyenlerle mi yoksa doğruyu anlatmak için kanıtlarla gelenlerle mi? Seçim senin." dedikten sonra arkasına bakmadan odadan çıktı. Gözlerindeki o bakışı hiç görmemiştim ama o bakışı sevmiştim. Giriş kapısının çarpılmasıyla gittiğini anladım.
    Haklıydı. En azından öyle gözüküyordu. Ama ona hemen güvenceğimi sanıyorsa yanılıyordu.
   
   Berk'e döndüğümde yavaşça kapıya yürüyordu. Sinirle ona bağırmaya başladım.
   "Hiçbir yere gitmiyorsun Berk! Ben kaçırıldım ve senin anca haberin oluyor. Ölebilirdim anlıyor musun, ölebilirdim! Ama sen anca cenazemden sonra gelirdin. Her zaman olduğu gibi enkazımı toplardın değil mi? Benden ne saklıyorsan hemen şimdi söyleyeceksin ve şu topluluk olayını da anlatsan iyi edersin." çok ruhsuz konuşmuştum. Bunca olay sonunda nasıl ruhum olabilirdi ki zaten.
    Berk geri döndü ve sinirden kaldırdığım ve havada kalan kolumu tuttu.
    "Bak özür dilerim tamam mı? Özür dilerim. Sana anlatmalıydım. Kaçırıldığını da bilmiyordum. Her ikisi içinde özür dilerim." Berk bağırıyordu. Alnında çıkan damarla sinirli olduğunu anlamak pek zor değildi.
    "Hala anlatmadın farkındaysan. Lafı dolandırmaktan başka bir şey yapmıyorsun! Ya şimdi söyle.."
   Derin bir nefes aldım ve devam ettim.
   "... ya da Poyraz'ın yanına gider kendim öğrenirim."
   Kararlıydım. Öğrenecektim. Poyraz piçiyle takılmam gerekese de. Berk'in verdiği bu karar tek bunu etkilemeyecekti. Arkadaşlığımızı da etkileyecekti ve o bunu çok iyi biliyordu. Berk'in ağzından tek bir kelime çıkmıyordu.
     "Peki o zaman. Sen kararını verdin."
      Arkamı dönüp atarlı bir şekilde kapıya gidiyordum ki bileğimde hissettiğim elle durmak zorunda kaldım. Sinirli bir şekilde bileğin sahibine döndüm.
     "Evet Berk seni bekliyorum."

     "Yapma. Lütfen beni bunu yapmak zorunda bırakma. Böyle olmasını ben de istemezdim." sesi o kadar çaresiz çıkmıştı ki kalbim burkuldu. Ne olursa olsun karşımdaki yıllarca abim saydığım biriydi ve şuan karşımda bu halde olması beni üzmüştü. Ama bu hiçbir şeyi değiştirmezdi. Daha fazla durursam kararımdan caycağımdan korktuğum için kolumu çekip kurtardım. Hızlı adımlarla evi terk ettim. Arkamda bir adet param parça Berk bıraktım. Önüme baktığımdaysa siyah jeepine yaslanan bir adet Poyraz beni alaycı sırıtışı ile bekliyordu.

    "Geleceğini biliyordum."

     ...

    Siyah saten çarşaf tenimi okşarken gecenin bu saatinde nasıl uyandığıma şaşırmıştım. Hasta olmadığım sürece geceleri hiç uykumdan uyanmazdım. Rahatsızca yatakta kıpırdandım. İzleniyor gibi hissediyordum. Bu cidden rahatsız ediciydi. Berk beni bulamasın diye Poyraz'ın evinde kalıyordum. O anki deli cesaretimle Poyraz'a nasıl güvendiysem artık...
    Kafamı kaldırmamla siyah bir siület görmem bir oldu. Var gücümle bastım çığlığı.
    Siyah siület ben çığlık atınca ağzıma elini bastırdı.
    "Poyraaaaaz" neden ona seslendiğimi bilmiyordum ama sadece o bana yardım edebilirdi. Ağladığımı yanağımda biriken damlalarla farkettim. Siülette farketmiş olacak ki beni yavaşça bıraktı. Artık bağırmıyordum. Çok korkuyordum öylece kalmıştım. Sanki kendimi kontrol edemiyor dışardan izliyor gibiydim.
    "Şşşş. Sakin ol. Benim." dedi yüzümü elleri arasına almış baş parmaklarıyla göz yaşlarımı silerken.
    Ağlamamı durdurmak için dudaklarımı bastırdım ve konuştum.
   "Ben çok korkuyorum Poyraz. Heran tehlikedeymişim gibi."
 
   "Ben burdayken korkma."dedi  kadifemsi güzel sesiyle.

    "Sen burdayken mi? Sana neden güvenmeliyim ki? Babamı öldüren sen değil miydin? Ne değişti?" kızgın olsamda düz bir sesle fısıldamıştım. Gayet normal bir şeymiş gibi.

     "Şimdi bunları konuşmayalım güzelim. Yarın konuşuruz. Uyu hadi."

     "Sen neden burdasın?"

     Bir süre neden ararcasına bekledi.

      "Seni kontrol edeyim demiştim. Aslında şuan odam çok uzak gibi geldi. Tek dönmeye korkuyorum. Beni bırakır mısın?"
     
     "Saçmalama kaç yaşındasın sen!"

     "Pekala o zamaan..." düşünürmüş gibi sesler çıkardı. Sonra  ilham gelmiş gibi işaret parmağını aniden kaldırarak konuştu.
     "Ben de seninle yatarım."

     "Lütfen beni uğraştırma uyumak istiyorum."

      "Pekala."  Cidden mi? Pekala mı? İtiraz etmicek misin? Öylece kabul mu ettin? Yok canım niye alınıyım ki!
    
      Yatağın bir tarafının çökmesiyle bir tarafım tatmin olurken diğer tarafım şok olmuştu. Kas yığınımız fazla ağırdı galiba yatağın bir tarafı çökmüştü, yuvarlanarak gövdesine çarptım.

      "Bu da ne demek şimdi?"

      "Korkuyorum dedim ya idare et işte." dedi umursamaz bir tavırla. Ama ben cümlenin altındaki piç gülüşünü gayet net görebiliyordum.

      Daha fazla üzerinde durmamıştım ve yatağın diğer ucunda vebalı varmış gibi kenara kayıp tüm gece hareketsizce uyumuştum.

     İçeri giren gün ışığıyla gözlerimi açtım. Yavaşça yataktan doruldum. Üzerimde şort ve askılı vardı. Evet hala hello kitty lerimle duruyordum. Dün ki olaylar aklıma gelince gözlerimi devirdim. Onu öpmüştüm ve onla uyumuştum hatta şuan onun evindeydim. He bi de kaçırılmıştım. O da var tabi.

     Çıplak ayaklarımın zeminde çıkardığı sese lanet ederek salona gittim.

     Gördüğüm şeyle bir anlık afalladım. Uyku sersemliğine verip gözlerimi ovaladım. Ama hala ordaydı. Kendime hafif bir tokat atarken bana döndü. Ben kendime tokat atarken yakalanmanın verdiği etkiyle utanırken, o piç sırıtışını kullanmayı tercih etti.

    "Üzerinde etkilerim sandığımdan da fazlaymış güzelim."

    Eveeeet. Galiba çok saçmaladım. Hem de bayaaa bayaaa saçmaladım. Son kısımlar pek hoşuma gitmedi ama atıcam hdjsjakama. Neyse umarım siz beğenirsinix. İyi okumalar. Multide Poyraz. Ben Poyraz'ı daha da sevmeye başladım ya siz?

   
    

     

     

   
   
  

  

   

 

BOŞLUKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin