Jeg kommer ikke til hybelen i kveld

1.5K 162 576
                                    

|Jeg kommer ikke hjem i kveld : Bu gece yurda gelmeyeceğim|

-

Kapının hafif tıklatışı tüm sessizliği bozsa da birbirine bakmakta olan iki beden hareket etmedi.

Zhan çaresizce Yibo'nun gitmesini, Lea'nın suçlamalarından uzak durmasını söylerken Yibo tek bir adım dahi atmadan kararlı bir şekilde kendisine bakıyordu. Biliyordu, Yibo her zaman sözünün arkasında duran bir gençti. Dersteyken söylediği her cümleyi tam da şu an fiilen Zhan'a gösteriyordu. Ne olursa olsun kendisinin arkasından geleceğini söylemesi Zhan'ı o an rahatlatmış olsa da şu an bu durumda tamamen korkunç bir fikir gibi görünüyordu.

Xiao Zhan yediği korkunun üstüne Yibo'ya büyük bir yük yüklediğinin farkında olsa da sinirle gözlerinden akan yaşları silip kapıyı yeniden çalanlara büyük bir öfkeyle bağırdı. 

"Ne var?!"

Kapıdakiler Zhan'ın kükreyişiyle bir adım çekilip birbirlerine baktılar. Bu iki kişi tabii ki de Bjørn ve Finn'di. İkisi de ses çıkarmamayı tercih edip her an patlamaya hazır bir yanardağ gibi duran Zhan'ın gözüne batmamak için kapıda duruyorlardı.

Zhan ise bakışlarını yeniden Yibo'ya çevirdi. Gözlerindeki bakış o kadar sertti ki Yibo Zhan'ın gözlerinden çıkan alevleri net bir şekilde görebiliyordu.

Fakat buna rağmen kendisi de karşısında duran gence doğru bir adım attı.

"Gitmeyeceğim."

Zhan derin bir nefes alarak gözlerini kapattı. Yibo'nun inatçı tavrı yüzünden kafayı yemek üzereydi. Yibo'nun gelecekte fakülte birincisi olacağını kendisinden başka o kızın da tahmin ettiğini ve bu yüzden böyle alçak bir yola başvurduğunu buradaki herkes çok net bir şekilde biliyordu. Lea'nın amacı başından beri Yibo'ydu. Zhan bunu Yibo'ya anlatmaya çalıştıysa da genç olan bir türlü geri çekilmiyordu.

"Eğer yanımda durursan ve o kız da seni suç ortağım olarak gösterirse ne yapacaksın Yibo? Senin için endişelendiğimi anlamıyor musun? Ben bu olayı çözene kadar uzak-"

"Buna sen karar veremezsin."

Yibo'nun soğuk sesi tüm tuvalette yankılandığında Zhan elini sertçe yüzünde gezdirip derin bir nefes almaya çalıştı. Ancak dışarıda kapıya yapışmış olan Bjørn ve Finn birbirine bağıran iki erkeğin bir anda susması yüzünden birbirlerine döndüler.

Sesler kesilmişti.

"Neden bir şey duyamıyorum?" Bjørn kulağını kapıya iyice yapıştırdı. Finn ise tırnaklarını dişleyerek Bjørn gibi kulağını kapıya yaslamıştı. 

"Acaba öpüşüyorlar mı?"

Bjørn böyle kritik bir durumda Finn'in kafasına bir tane yapıştırıp gözlerini devirdi.

"Biraz daha yüksek sesle konuşursan Sean lavabonun borusunu sana geçirecek, emin ol."

Tuvaletin önünden geçen öğrenciler ikiliye kızgın bir şekilde bakarken sınavın iptal olduğunu öğrenenler Zhan'ın sınav kağıdını çaldığı için büyük bir kinle fakültede dolaşmaya başlamışlardı. Çünkü bu olay yüzünden yeni bir sınav tarihi belirlenecek, yeniden sorular hazırlanacaktı. Böylece dönem uzamış olup öğrenciler tatillerine geç başlayacaklardı.

İsyan etmekte haklılardı. Ancak bunu yapan kişi Sean Xiao değildi; Öğrencilerin tatilini mahveden kişi Zhan değildi.

Bjørn içeriden ses çıkmayınca seslenme ihtiyacı duyarak kapıya doğru konuştu.

"Sean iyi misiniz?"

Okuldaki dedikodular saniyeler içerisinde yayılırken kapının ardında duyduğu arkadaşının sesi Zhan'ı az da olsa rahatlatmıştı. En azından Norveçli arkadaşları bu ülkenin yabancısı olan kendisine ağır sözler söylemiyordu.

Stjernestøv | YizhanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin