|Du sa at det var viktig : Önemli olduğunu söylemiştin.|
-
"İkiniz de yol boyunca hiç konuşmadınız, bir sorun mu var?"
Kjersti yanında sessizce yürüyen Zhan ve Yibo ikilisine baktı. Tekne turu oldukça sessiz ve sakin geçmişti. İşte bu tuhaftı. Xiao Zhan'ın içinde olduğu bir gezinin bu kadar sakin geçmesi gerçekten tuhaftı. Yibo'nun sessizliğine alıştıkları için kimse onun düşünceli gözlerini yerde tutmasını tuhaf karşılamamıştı. Ancak Zhan da aynı şekilde davranınca olağandışı bir şeylerin olduğu kesinleşmişti.
"Yoksa kavga mı ettiniz? Bana neden cevap vermiyorsunuz?"
Kjersti adımlarını durdurarak sorgulayan gözlerle ikisine baktı. Zhan ikinci kez duyduğu tiz sesle içinde olduğu derin düşüncelerden sıyrılıp yerde tuttuğu bakışlarını önce Yibo'ya ardındansa arkalarında kalmış olan kıza çevirdi.
Ne diyeceğini bilemeyerek Yibo'ya baktığında Yibo da aynı şekilde Zhan'a dönüp bakışlarındaki kararsızlığı, haksızlığa uğramış ifadenin sadece Zhan'ın yüzünde yer edinmediğini gösterdi.
Sonrasında soğuk havaya derin bir nefes bırakıp yeniden yanlarına gelen kıza dönmüştü.
"Yaptığımız ödevin puanlamasına itiraz etmişler. Öğleden sonra... biz limandayken imza toplanmış ve ödevin yeniden incelenmesi için profesöre gönderilmiş. Yarın bunun için okula gidip hocayla görüşmemiz gerekiyor."
Zhan, Yibo'nun cümlesinin ardından sıkıntıyla başını aşağı yukarı sallayıp kendilerini dehşet dolu bir ifadeyle izleyen Kjersti'ye baktı.
"Saçmalık! Yaptığınız ödeve itiraz etme hakları yok ki. Nasıl olur bu?"
Kjersti inanamayarak ikisine bakarken Zhan hüsran dolu bakışlarını yere indirdi. Ödevin kendisine düşen kısmını en azından kendisi yapsaydı itiraz etme hakkı olurdu fakat böyle bir durumda hiçbir şey söyleyemiyordu.
Geçen yıl ödevlerden en düşük alan kişi olduğu için bu sene ilk ödevde Yibo ile ilk üçü paylaşması sınıftakileri rahatsız etmişti anlaşılan. Bu yüzden de böyle saçma bir yönteme başvurarak onların geceye kadar eğlenecekleri tekne turunu mahvetmişlerdi.
"Bizim de itiraz etmeye hakkımız var. O ödevi sabahlayarak birlikte yaptık değil mi Zhan?" Yibo güven verircesine Zhan'a dönüp hafifçe gülümsediğinde Zhan o an kafasını duvarlara sürtmek istedi. Yibo neden böyle yapıyordu? O gece ödevi yapmayıp zil zurna sarhoş olmuştu işte. Sorumsuzluğunu kendisi bile kabul etmişken karşısındaki genç hâlâ ısrarla arkasında durarak ödevi birlikte yaptığını söyleyip duruyordu.
"Yibo haklı Zhan. Puanlama yapıldı bir kez, hoca saçma bir itiraz yüzünden değiştiremez. Kesin Yibo 100 aldığı için böyle yapıyorlar, beyinsizler!"
Kjersti öfkeyle derin bir soluk bıraktığında Zhan karşısında sinirden yüzü kızarmış olan kızın bu haline kahkaha atarak ortamı yumuşatmaya çalıştı. Zaten maili gördüğünden beri Yibo tek kelime etmemişti. Genç olanın gergin ve sinirli oluşunu herhangi bir insan çok rahat bir şekilde fark edebilirdi; Kaşları her zamankinden daha çatık, koyu gözleri daha sert bakıyordu.
Ancak yanında duran kişiden gelen kahkaha ile bakışları hafifçe yumuşamış, gözleri gülen kişinin yüzüne kilitlenmişti. Zhan hâlâ gülerken, sınıftakilere hayıflanan yanakları pembeleşmiş kıza işaret parmağını uzattı.
"İyilik* abidesisin sen. Herkes küfredebilir sen edemezsin yoksa Kjersti* değil misin?"
(Y/N: Kjersti Norveççe iyilik anlamına geliyor. Bebişimiz, kızın isminin anlamını vurgulayarak kelime oyunu yapıyor.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Stjernestøv | Yizhan
Hayran KurguNorveç'e okumak için giden Wang Yibo, Stavanger Üniversitesinde hayatını tamamen değiştirecek kişi olan Xiao Zhan ile tanışır.