DRUNK • gxg

8

Kızlar tuvaletine varmamla kazağı bir çırpıda üstümden çıkardım. Tenimde hafif bir kırmızılık oluşmuştu. Bir peçete alıp kahve dökülmüş kazağı silmeye başladım. O sırada tuvaletin kapısının açılmasıyla kafamı kapıya çevirdim. Kapıdan içeri giren Sofia'yı görünce istemsizce lekeyi silmeyi bıraktım. Sofia bana yaklaşıp tam karşımda durdu. Açıkta kalan tenime dokunmasıyla titredim. Tek bir dokunuşuyla az önce yanan yerler şimdi buz tutmuş gibiydi.

"Sen çok kötü yanmışsın. Krem falan sürmemiz gerek. Gel revire gidelim hadi."

Kafamı iki yana sallayarak "Gerek yok. Acımıyor." dedim.

"Gerek var. Gitmezsek daha kötü olur."

Tam itiraz edecekken "Burada bekle." diyerek koşarak tuvaletten çıktı. Anlamayarak arkasından bakakaldım.

Birkaç dakika sonra kapının açılmasıyla içeri giren Sofia bu sefer elinde bir krem ve kazak tutuyordu. Kazağı bir kenara koyup tekrar karşımda durdu. Kremin kapağını açıp bir miktar eline aldı. Yavaşça tenime sürmeye başladı. Sürmeyi bitirince kenara bıraktığı kazağı aldı ve kafamdan geçirip giymemi sağladı.

"Bu kazağı nereden buldun?" Merakla sordum.

Gülümseyerek "Benim kazağım." dedi.

"Anladım." diyip kafamı salladıktan sonra gözlerimi kaçırdım.

"Erkeklerden hoşlanmadığını sanıyordum?"

Sofia'nın sesiyle gözlerimi tekrar ona sabitleyip anlamayarak baktım. "Hoşlanmıyorum zaten?"

"Kafeteryada Tony ile baya yakın görünüyordunuz. Kolunu omzuna attı. Aynı masada oturdunuz falan."

"Sen bizi mi izledin?"

Gözlerini kaçırdı. "Hayır... sadece dikkatimi çekti. Şaşırdım yani o yüzden."

Güldüm. "Benden not istemişti. Not takası yapıyorduk."

Sofia tekrar gözlerime baktı. "Öyle mi? Sadece not mu gerçekten?"

Sırıtarak bir adım yaklaştım. "Evet. Sen ne sandın ki?"

"Şey," Elini alnına koyarak ovaladı. "Bir şey sanmadım."

Kulağına yaklaşarak fısıldadım. "Öyle olsun, Sofia."

Bulunduğumuz konumdan dolayı nefesi boynumun kenarına vuruyordu. O an zilin çalmasıyla bir iki adım uzaklaştım.

Gülümseyerek konuştum. "Ders vakti."