Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Benden uzak dur..."
Daha fazla yaklaşmasını engellemek için bir elini göğsüne kaldırdın, elini avucunun içine alıp yanağını avucunun içine iterken alay etti. Tekrar tekrar kırptı, gözlerini kıstı ve dudağını titretti. Suçsuz gözlerinden sadece bir damla yaş akıtmak için hazırlanmış bir dizi eylem. Gözyaşının yanağından aşağı yuvarlandığını, dudaklarının elinize nazik bir öpücük kondurmak için döndüğünü izlediniz. Bunu hep yaptı, empati kurmada ustaydı, onun için,sana yanlış yapan. Kıskançlığının seni zor durumda bıraktığı zamanlarda, seni Ran'dan daha iyi teselli edecek kimse yoktu. Ama bu gece farklıydı, onun son kez başka bir kızın tekliflerini gelişigüzel kabul etmesini izlemiştin. Parmağının zincirini sardığını, ne kadar güzel olduğunu söylediğini, onu kendine çektiğini ve sadece bir kez buz gibi bakışlarının ağırlığını hissederek geri çekildiğini sana izletti.
Şimdi sen ve Ran apartmanınızın koridorunda duruyorsunuz, ayaklar halı kaplı zeminde bir aşağı bir yukarı dans ediyordu, o ileri doğru iterken siz onu geri ittiniz. Ran senden vazgeçmekten çok uzaktı, sen böyleyken hangi ipleri çekmesi gerektiğini biliyordu, ama bu sefer o kadar kolay sürünmeyebileceğini fark etti.
"O bebeği kastetmiyorsun..." diye fısıldadı, sesindeki çatlak duymayı umduğun tüm tatlı şeyleri ifade ediyordu, ama sana boş sözler söylüyordu, neden kızgın olduğunu bile unutmana yardımcı olacak şeyler. Öpücüğünün başparmağınızda kalmasına izin vermeden önce parmak uçlarınızı dudaklarında gezdirdi, her birini tek tek öptü. Alt dudağına doğru sürükledin, çekişinden geri sekmesini izledin, vücudun onun tembel bakışları altında olduğu yerde dondu. Hepsi o kadar sahte, o kadar yapmacıktı ki, senin için çok sık yaptığı bir gösteriydi, bu yüzden elini çektin ve yumruk haline getirirken sallandı. Bunu bir daha yapmasına izin verme,sen düşündün. Ama geri attığın her adım, ileri adım attı ve gözleri sana sabitlendi. Bu, Ran'la flört eden tüm kızların asla sahip olamayacağı bir şeydi, sen orada otururken utanmadan onun peşinden koşanlar. Onun bölünmemiş dikkati. Şakacı bir şekilde sırıttı, kasıtlı olarak onlarla alay etti, ama bu gece ikinizin oturduğu barın altında, eli kalçanızdan hiç ayrılmadı. Ve parmakları, külotunun kumaşına ulaşana kadar kıskançlıkla yanan sıcak tenini takip etmeyi bırakmadı. Numarasını tezgahın üzerinden kaydırdığı zamandı, sekmenizin üstünde bir kalple imza attı. İşte o zaman patladın, bardan fırladın ve onu geride bıraktın.
"Evet. ben lanet. Yapma. Şimdi dur-” Sırtınız dairenizin kapısına çarptığında sözleriniz kısa kesildi, Ran'ın sizi köşeye sıkıştırdığını fark ettiğinizde yavaşça gözlerinizi kapattınız. Ellerini başınızın iki yanına yaslıyor, duvara yaslanırken dirseklerini kilitliyor, alnı sizinkine dokunuyor.
“Öyle demek istemiyorsun… Şimdi neden bunu her zaman yaptığımız gibi konuşmuyoruz?” Sana bilerek sordu. Neden hala bana vermedin canım? Ran kafa karışıklığı, derin düşünceler ve merak içinde kaşlarını çattı, tartışmanın bu noktasında şimdiye kadar gömleğini çıkarmış olurdu. Ama gözlerinde bir ateş vardı, bu sefer sınırlarını zorlamak için güçlü bir ısırma arzusu.
