Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
MIKEY "Bok." Nefesinin altından mırıldanıyorsun. Keskin bir sancı sırtınıza doğru fırlar. Bir süredir Mikey'den acısını saklamaya çalışıyordun, bunu öğrenirse daha da boğucu olacağını biliyordun.
Mikey bugün evden çalışıyordu ama özel bir araması vardı ve almak için ofisine adım attı. Mikey çıkıp acı çektiğini fark etmeden önce bir fincan kahve alıp oturmak için hâlâ biraz zamanın olmalı.
Sesi koridorda usulca süzülüyor, daha çok zamanınız olduğunu doğruluyor. Buzdolabından kremayı almak için döndüğünüzde aniden sırtınız titriyor. Bir ateş kaslarınızı yırtar ve sizden kaçan yüksek sesli çığlıklara engel olamazsınız. Kahve kupası yere çarpıyor ve dizleriniz bükülüyor. Vizyonunuzu belirleyen siyahla savaşan mutfak fayansında buruşmuşsunuz.
"Mikey.." diye mırıldanıyorsun. Acıyı ondan saklamaya çalışmak artık faydasız. Ofisinin kapıları aniden açıldı ve hafif ayak seslerinin size doğru geldiğini duydunuz.
Yerde kıvrılıp ağladığını görünce gözleri büyüdü.
"Kahretsin. Noldu aşkım? Beni duyabiliyor musun?" Yanına diz çökmüş, parmaklarını hafifçe alnına sürtüyor. Parmağınız onunkini kavramak için uzanır.
"Mikey, ben - ah." Ani hareketinizde bir ağrı zonkluyor ve tüm vücudunuza yayılırken yüzünüz burkuluyor. "Bir süre önce sırtımı incittim Mikey. Sanırım daha da kötüye gidiyor."
Sözleriniz karşısında gözleri kısılıyor.
"Üzgünüm sana hiç söylemedim. Ben... Gerektiğinden daha fazla endişelenmeni istemedim." Gözlerini kapattığında, sözlerinin fısıltısından Mikey'nin tepkisinin geri kalanını görmüyorsun.
Sert ama sarsılmaz ellerinin sırtınız boyunca gezindiğini hissediyorsunuz. Yakın temastan içinize bir ürperti çöker.
"Boynuma sarıl meleğim." Kulağına mırıldanır.
Yavaşça kollarını ona saran Mikey seni kucağına alıyor ve nazikçe kanepeye doğru yürütüyor. Dudaklarınızdan hala sızlanmalar ve ağlamalar dökülüyor ve Mikey Coo'nun kucağına sizinle birlikte oturana kadar yumuşak cesaret verici sözleri.
"Bir daha benden böyle bir şey saklama. Anladın mı?" Sözleri karanlık ve tehlikelidir. Zaten acı içinde olmasaydın, onun ses tonuyla ondan uzaklaşırdın. Yapabileceğin tek şey göğsüne daha fazla bastırmak, gömleğinin kumaşını yumruklamak.
"Evet, Mikey."
"Sana zarar veremem. yapamam. Bir sonraki emre kadar yatakta kalacaksın." Parmakları vücudunuzu moraracak kadar sıkı kavrar ve çenesi başınızın üzerine yerleşir. Bu pozisyonda bile Mikey'nin bir sonraki sözlerini duymakta zorlanıyorsunuz. Onları zar zor yakalarsınız, ancak midenizin çukurunda bir huzursuzluk balonu oluştururlar.
