TOKYO REVENGERS X OKUYUCU

bonten tarafından kaçırılıyorsun part 4

Avokadoların durumunu kontrol eden özel birini yakaladığımda bakkaldaki sebze reyonuna bakıyordum. Sepetime tutunarak ona doğru yürüyorum, arkasından gizlice yaklaşıp omzuna dokunuyorum.

Kakucho, özellikle sen ona gizlice yaklaştığında irkilmedi bile. Yüksek boyuyla sana bakarken sana kısa bir baş selamı verdi ve dikkatini avokadolara çevirdi.

"Avokado mu alıyorsun?" Diye sordun, bir konuşma başlatmaya çalıştın. Kakucho başını salladı. "Evet." Birazdan diyor.

"Yine de avokado kötü olur."

“Yeterince iyi baharatlarsan olmaz.”

"Hala iğrenç. Her neyse, avokadonun aromasının neye benzediğini biliyor musun?" Kakucho'ya arsız, olgunlaşmamış bir şekilde soruyorsun. Sana tuhaf bir bakış atarak hayır diyor.

“Görünüşe göre aynı çük gibi tadı var.” Onun izinde duran Kakucho, ona az önce açıkladığın bilgilere kıkırdarken sana hayal kırıklığına uğramış bir bakış gönderiyor. "Terbiyeli avokado değil, sadece çiğ avokado." Kakucho'nun seni daha da hayal kırıklığına uğrattığını vurgularken kendini daha da çok güldürdüğünü söylüyorsun.

"Ortaokulda azgın bakire bir çocuk gibi davranıyorsun." Kakucho, iyi durumda iyi bir avokado bulduğunu söylüyor.

"Cinsel şakalar sadece en üst seviyedir." Kakucho başını sallarken söylüyorsun. Kasiyerde Kakucho ile tanışırken ihtiyacın olan bazı şeyleri alırsın. Eşyalarını ödeyip sonunda onu bekliyorsun. Gelirken, yiyeceklerini toplamasına yardım etmek için yanında duruyorsun.

"Çete alışverişinde seni veya ateşli erkeklerden herhangi birini göremiyorum." Konuşmaya başlarsın. "Bir salkım üzümün yanında yeşil soğan bulmak gibi." Tuhaf benzetmeniz Kakucho'nun burnunu çekip kıkırdamasına neden oluyor.

"Bu arada ayakkabı numaran kaç?" Sen sor. Gerçek niyetinizden habersiz olan Kakucho, size tuhaf bir bakış fırlatır ve ayakkabı numarasını söyler.

"Lanet olsun sen büyüksün." Öyle diyorsunuz ki, kayıtsız bir şekilde onu neredeyse havada boğuyor. "Bununla durabilir misin?" dedi Kakucho, sesi yumuşak ama yüzü çok katı.

“Bunu yaparsam, temelde herhangi bir kişiliğim olmaz, bu yüzden hayır siz iyi yakışıklı bayım. Durmayacağım." Bir elinizle göğsünüzde dramatik bir şekilde söylüyorsunuz ve Kakucho'ya bir sırıtış veriyorsunuz.

"Böyle bir çocuk."

"Merhaba! 18 yaşındayım, çocuk değilim."

"Hala bir çocuk, zar zor yasalsın."

"NS. Ben de kendime bakabilen bir yetişkinim.” Ve bu, Kakucho'nun sana çocuk demesiyle ilgili ani küçük sıkıntın karşısında kahkahalara boğulmasına neden oluyor.

"Evet ufaklık. Kendine gerçekleşmeyecek sanrılar anlatmaktan vazgeç." Alnınızı ovuştururken sizinle dalga geçiyor ve market poşetleriyle birlikte otoparka doğru yürüyor.

"Beni eve geri gönderir misin?" Seslenirsiniz, Kakucho dönüp size bakar. Lütfen diye düşünmek ona evet dedirir, ona bir ricada bulunduktan sonra lütfen eklediniz.

"Alın."

Hemen ardından pişman olduğun yüksek bir çığlık atarak Kakucho'nun yanına koştun ve onunla birlikte otoparka yürüdün.

Seni eve gönderdi.

_

Televizyonu izlerken biraz baharatlı atıştırmalıklar yerken, kapı kolunun agresif bir şekilde yukarı ve aşağı büküldüğünü duydunuz. Korkmuş ve gergin hissederek, atıştırmalıklarınızı bir kenara koydunuz ve bir silah kullanmak için bir alet bulmaya gittiniz. Koridorda metalik ayakkabı çekeceği buldun, onu yakaladın ve davetsiz misafire arkadan saldırmak için kapının arkasında durdun.