16.Bölüm "Zaman"

3.7K 334 234
                                    

SINIR 150 VOTE 200 YORUM

SINIR GEÇİLMEDEN ASLA BÖLÜM GELMEYECEKTİR.

Eylül

Gözlerimi açtığımda yataktan yavaşça doğrularak karanlık odada gözlerimi gezdirdim. Üzerime örtülen örtüyü kenara ittiğimde ayakkabısız ayaklarımı yere indirdim. Kaşlarım çatıldığında sinirle soludum.

Kapıyı kitlemem gerekti!

Kafasına göre içeri girip beni rahatsız edemezdi bu adam! Sinirle ayağa kalkıp kenara konulmuş ayakkabıları ayağıma geçirip odadan çıktım. Akşam olmaya yüz tutmuş havaya pencereden baktığımda saçımı kaşıyıp merdivenlerden inmeye
başladım.

Evin tarafı altın rengi ile süslenmişti, belki de altındı bilmiyordum ama çok lüks ve görkemli olduğu her yönden anlaşılıyordu. Resmen saraydı!
Aşağı indiğimde sessiz bie evde tek başıma kalakaldım. Nereye gideceğimi bilmezken öylece yürümeye devam ettim.

Hafifçe gelen seslere kulak vererek yönümü değiştirdim. Bir odaya girmemle beraber konuşma sesleri kesilerek sessizleşti, gördüğüm kişiyle beraber gülümseyerek yanına gittim. "Anastasia!" Anastasia bana bakarak bir de yanında ki yaşlı kadına bakarak gülümsedi.

"Buyurun Eylül hanım." bozuk Türkçesi ile gülümsedim. Yanımızda biri olduğu için onu bozuntuya vermeden konuşmaya devam ettim.

"Bugün yemekte ne var?" dediklerimle gülümsedi ve büyük masanın üzerinde çeşit çeşit yemekleri eliyle gösterdi.
Hepsinin türk yemeği olmask şaşırmama neden olurken ona baktım.
"Bay Deanın isteği üzerine Tüek yemekleri yapıldı." kaşlarımı çattım.

Beni mi düşünüyordu?

Yeşilimsi rengi ile parlayan sarmayla dudaklarımı yaladım. Mutfaktan çıkan kadınla beraber kolumdan tutuldum "Benden haber bekle, kendine göre iş yapma Eylül olur mu?" kulağıma fısıldadı.
Hemen kafamı sallayıp geri çekildim biri görebilirdi.

Daha fazla dayanmayıp sarmadan bir tane alarak ağzıma attığımda ağzıma dolan lezzet ile başım döndü. En son ne zaman yediğimi bile hatırlamazken şimdi ki lezzeti gerçekten enfesti. Ensemde hisettiğim nefesle ne zaman kapattığımı bilmediğim gözlerimi açarak yutkundum.
"Beğeneceğini biliyordum." enseme çarpan nefesi Deana aitti.

Dudaklarımı ısırdım
"Ben-" annesine yakalanmış bir çocuk gibi açıklama yapmama kalmadan konuşmamı kesti.

"Bu yemeklerin ismini bana öğretir misin?" sıcak elini belimde hisettim ve arkaödan çekilip tanıma doğru geldi, bir çocuk gibi gözlerime merakla ve istekle bakarken ne diyeceğimi bilemedim.
Ona yakın olursam beni yanlış anlar mıydı? Ya uzak olursam ve ajan olduğumu anlarsa ne yapacaktım? En iyisi biraz olsun ona yakın olmaktı.

Elimde ki yarım sarmayı ağzıma atacağım sırada bileğimden tutarak kendi ağzına uzaratak parmaklarımda duran sarmayı yedi. Öylece ona bakarken oda gözünü kırpmadan bana bakıyor ağzındaki yarım sarmamı çiğniyordu. Gözöerimi ondan çekerek tireyen elimi indirip yemeklere göz gezdirdim.

Elimi sarmaya uzatarak konuştum.
"Yaprak Sarması." o önce bana bakıp gülümsedi sonra sarmaya bakarak konuşmasına devam etti.

"Yeprak sırma" bozuk türkçe ile kahkahamı tutamadan güldüğümde mutfakta sesim yankılandı.
Onun bu hali gerçekten komikken belimde ki eli baskı uyguladı.

ARZELA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin