Ahenk:
(+ Çağatay, - Ahenk, Dr: doktor)
Dr: yes, I have good and bad news for you, which one should I give you first?
(evet sizlere bir iyi bir kötü haberim var hangisini önce vereyim?)+ Bad (Kötü)
- Good (İyi)
Aynı anda konuşmamız üzerine doktor bize bakmıştı ben araya girip
+ Give the bad first please
(Önce kötü olanı verin lütfen)Dr: You are an interesting mother-to-be, Ms. Ahenk, everyone wants the good to be given first, and you whatever the bad one is.
(İlginç bir anne adayısınız Ahenk Hanım herkes önce iyi olanın verilmesini ister siz ise kötü olanın her neyse)Derin bir nefes aldı
Dr: The bad news is you have cysts in your womb.
(kötü haber rahminizde kistler mevcut)- Well
(Yani?)Dr: Calm down, sir, now let me tell you the good news, then I'll tell you what happened.
(Bir sakin olun beyefendi şimdi iyi haberi vereyim sonra ne olduğunu anlatacam)+ What's the good news, doctor lady?
(İyi haber nedir doktor hanım?)Dr: Congratulations you are pregnant
(Tebrikler hamilesiniz)Çağatay ile aramızda geçen ufak bakışmanın ardından doktorun öksürmesi ile kendimize gelip doktora dönmüştük
+ P-so what is a cyst?
(P-peki kist nedir?)Dr: The cyst is a small uterine problem, which I believe will be a bit difficult for your pregnancy period, so we doctors call it that, if you abort the child, you will have a very low chance of getting pregnant again. ?
(Kist ise hamilelik döneminizin biraz zor geçeceğine kanaat getirdiğim ufak bir rahim sorunsalı yani biz doktorlar böyle adlandırıyoruz eğer çocuğu kürtaj yaparsanız yani aldırırsanız bir daha hamile kalma olasılığınız çok düşük olur çocuğu doğururken yani doğumda biraz zorlanacaksınız ama nüfus cüzdanınızda evli olup boşandığınız yazıyor bu bir sorun yaratır mı?)Hemen araya girip yaratmayacağını söyledim
+ No
Dr: Okey have a nice day good bye
(Tamam iyi günler dilerim görüşmek üzere)Dedi ve bizi uğurladı biz ise hâlâ şoktan çıkamamıştık daha doğrusu ben çıkamamıştım Çağatay beni de alıp eve götürmüştü ben ise hâlâ şok içinde idim tabi gitmeden önce eczaneye uğramış ve doktorun verdiği birkaç ilacı da almıştı
Elim ister istemez karnıma gitmişti
Peki şimdi ne olacak?
Bilmiyorum iç ses bilmiyorum
Bence onu öldürmemeliyiz çünkü o da bir can
Öldürmem zaten ben kıyamam ki hem ayrıca bir daha hamile kalma şansım da az oluyormuş
Bence biz bunun üstesinden geliriz
İlk defa sana katılıyorum iç ses
- Hamile hanım nerdesinizzzz
Diye neşeli sesi ile içeri giren çağatay'ı görünce tüm neşem yerine gelmişti mutlu mesut olmuştum resmen
+ Benden mi bahsediyordunuz beyefendi?
- Tabiki hanımefendi burada sizden başka hamile yok öyle değil mi?
+ Ama Tarçın da hamile hem de Kara'dan
Dediğimde ağzımdan kaçırdığım şeyi fark edip ağzıma elimi götürdüm
- Bir dakika bir dakika NE nasıl yani?
+ Of neyse söylemeyecektim ama ağzı dan kaçtı ayrıca bana bağırma deyip bir anda ağlamaya başladım
Çağatay ise duygu değişimime şaşırarak baktı ve gelip bana sarıldı
- Ben senin ile ne yapacağım koca bebek ne yapacağım?
Göz yaşlarımı sildi bende gülümsedim
+ Bilemem artık
İkimizde gülmeye başladık sonra böyle böyle vakit geçti ve akşam oldu
+ Çağatay bana masal anlatsanaaa
- Ahenk amaaaa
+ Hadi noluuuyyyy
Aklımca tatlı gözüktü mü düşündüm hareketimi yaptığım zaman Çağatay gelip yanakları o sıkmış ve Tamam anlatacağım deyip eline bir tane kitap almıştı
- Ya da boş ver kitabı falan ya ben aklından bir hikaye anlatayım gel seni kolumun altına alayım bir baba şefkatiyle yaklaşayım yoktur baba şefkati ama çok yaşlı olur abi şevkati ile yaklaşayım gel kız buraya
Onun kolunun altına girmiş anlatacağı hikayeyi merakla bekliyordum
"Evvel zaman içinde kalbur saman içinde develer tellal iken pireler berber iken ben anamın beşiğini tıngır mıngır sallar iken Eren adında bir çocuk varmış. Eren kırlarda koşup oynamaya bayılıyormuş. Yine bir gün oynamak için kırlara gitmiş bu sırada peşine bir köpek takılmış zavallı köpek pek aç görünüyormuş yiyecek bir şeyler arıyor yerleri kokuyormuş Eren köpeğe acımış
- Vah vah demiş keşke sana verecek bir şeylerimi olsaydı köpek acı acı havlamış sanki Eren'in söylediklerini anlamış bir süre birlikte yürümüşler az sonra bir de ne görsünler? Karşılarında kocaman bir kemik yığını durmuyor mu? Eren çok mutlu olmuş işte demiş senin için yiyecek bir şeyler hem de sana 3 gün boyunca yeter fakat aç köpek birden geri dönmüş ve koşa koşa oradan uzaklaşmış Eren buna çok şaşırmış Bir taşın üstüne oturmuş hayvancılık Hiçbir şey yemeden nereye gitti diye düşünüp duruyormuş Çok geçmeden köpek geri gelmiş. Arkasında da zıp zıp zıplayan çok mutlu küçücük 10 tane köpekçik varmış. Küçük köpeklerin yiyeceği göstermiş kendisi de bir kenara çekilmiş. 10 küçük köpek doyana kadar yemişler.
Sonra büyük köpeğe teşekkür eder gibi bakmışlar işte ondan sonra büyük köpek yiyeceği yaklaşmış geride kalan kırıntıları yemiş. Eren köpeği hayretle bakarak inanılmaz demiş köpek bile paylaşmayı biliyor başkalarını kendine tercih ediyor keşke insanlar da böyle olsa..."
Ben çok duygulanmış ağlıyordum.
- Güzelim niye ağlıyorsun?
+ Duygulandım hep hamilelikten bunlar
- Hadi yat dinlen sabah sana güzel bir kahvaltı hazırlayacağım
+ Tamam
Dedim ve gözlerimi o huzurlu göğüste kapattım...
Ehe bugün de böyle bir bölüm idi umarım beğenmişsinizdir 💕
Sizleri çok seviyorum görüşmek üzere 💌
🌼 824 kelime 🌼
![](https://img.wattpad.com/cover/280802127-288-k524401.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gözyaşı •Texting• Tamamlandı ✔️
Teen FictionTamamlandı ✔️ Özel bölüm gelmeyecektir!!! Başrol kızımızın yanlış kişiye yazması ile başlayan bir hikaye... (+18 yalnızca 36. bölümde mevcut.) +055********: Hayatımın tümü oldun +055********: Gecelerime gün gibi doğdun +055********:Gidersen bir gün...