Villain Deku (Gay) ShigaDabiDeku

Kedi..?

Izuku

En son olup bitenin ardından yattığım yerden kalktığımda üzerimde ağır bir yorgunluk vardı.. Kafamı vücudumun üzerinde gezdirdiğimde ise bir çok damar yolu izi ve kablolar vardı...

Doktor: Izuku.. Uyanman güzel, 2 saat içinde kalkmasaydın seni gömerdim.

*Ha..?*

Izuku: Ha..?

Benim konuşmam umurunda bile değildi belliki, ki yanıma gelip elindeki kağıda yavaş yavaş bakmaya başladı. Şaşırmış olucak ki ilk başta kaşlarını kaldırdı ve ardından da sırıttı.

Doktor: Tebrikler. Bilinmeyen bir özgünlüğe sahipsin, bir kaç gün nasıl kullanacağını bilemiyeceksin. Dikkatli ol.

Izuku: ...Pekala.. Çıkıyım mı ben..?

Doktor: ..Tabi...

Artık nasıl hızlı kalktım bilmiyorum ama sohbetimizden o kadar rahatsız olmuştum ki üzerimdeki kabloları elimle çekiştirip attığım gibi kendimi o lanet odadan dışarı atabilmiştim. Şimdi fark ediyordum da üzerimde hastane kıyafetine benzeyen bir kıyafet vardı..

Ben üzerimdekilere ve kollarıma bakarken Toga'nın geldiğini fark etmemiştim.. Sanırım hoplayarak gelmişti..

*Bazen beni korkutuyor..*

Toga: Izuku-channn!! (Bana sıkıca sarıldıktan sonra benden ayrıldı ve karşımda durup sırıtmaya başladı.) Üzerindekiler ile çok sexisin Izuku-chan! Izin verde bir kez tadına bakiyimmm!!!

Izuku: Hayır.

Yanından ayrılıp ilerlemeye başlamıştım ki yanımdan sessiz sessiz hoplayarak ilerlediğini fark ettim.

Bununla uğraşıcak vaktim yoktu benim. Onun daha bir şey söylemesine fırsat vermeden hızlıca odama girdim ve kapımı kilitledim.

Yatağıma kendimi sırt üstü atıp küflenmeye durmuş tavanı izlemeye başladım. Doktorun odasından çıkarken fark etmemiştim ama kollarımdan ve vücudumdan söküp attığım iğneler canımı yakmıştı ve şu anda da sızlıyorlardı.

*Temiz hava istiyorum..*

Yatağımdan kalkıp dolabıma doğru ilerlerken aklıma geçen gün bayıltıp Tomura'ya verdiğim şu çocuğu hatırladım. Ne olmuştu acaba.. Herneyse.. Umrumda da değil zaten. Kendi kendime konuşmaya devam ederken üzerime siyah kapşonlu bir sweatshirt ve siyah, bel kısmında favori silâhımın olduğu bir eşofman geçirip penceremi açtığım gibi kendimi dışarı attım.

Yere düştüğümde canım hafiften yanmıştı, anlaşılan dengem şu anda yerinde değildi.

Karanlık sokakların arasında ilerlemeye devam ederken beğendiğim eski bir bina bulup tırmanmaya başladım., binanın çatısına bakınca güneşin batmakta olduğunu gördüm ve buldugum her merdiveni ve çıkıntıyı kullandıktan sonra alandaki yüksek binaların birinin çatısında oturmaya başladım.

Acaba şu ateşli çocuğa ne olmuştu..

Gözlerimi güneşten dolayı kısmış bunları düşünüyordum ki bir anda içimde ani bir vahşilik hissettim.. Emin değildim ama bi anlığına her şeyin ısısı dereceler ile gözükmüştü.. Binaların arkasında yürüyen insanların sıcaklıklarını hissetmiştim...

En garip kısmı ise arkamda da bir ısı vardı. Ben arkamı dönüp ne olduğuna bakacakken sırtımın biraz daha altlarından kuyruk gibi bir şeyin havada sallandığını fark ettim. Bir kaç saniye sonra ise yok olmuştu.., hissettiğim sıcaklık ise sadece turuncu ve kahverengi renklerinde bir kedinin uçlara doğru bir yerde yatıyor olduğuydu...

Oysaki hissettiğim ısı bir kedi için çok fazlaydı..