Bölüm adı: "senin her küçük gözyaşın, benim yüzümde bir okyanus"
Ethan bir süredir pazar rutini haline getirdiği şeyi yapmak için evden erken saatte çıkmıştı. Coraline ile karşılaştığı kiliseye yürürken, onu göreceği için heyecanlıydı. İlk seferkinin aksine yolu uzatmak yerine doğrudan kiliseye gidiyordu.
Birkaç haftadır düzenli olarak pazar günleri kiliseye geliyordu. En uzaktaki sıraya oturuyor, Coraline'i izliyordu. Onu görebildiği her saniye mutlu oluyordu. Bir yandan da onu her gördüğünde ağladığı için içi parçalanıyordu. Onun derdini öğrenmek, yaralarını iyileştirmek istiyordu.
Günlerdir aklından çıkmayan kızıl saçlı kızı, yine kilisede dua ederken gördüğünde tebessüm etti. Çanların çaldığını duyduğu sırada içeri girdi. Coraline her zamanki gibi ağlıyordu. Ethan içinde büyüyen sıkıntı ile bacağının birini titretmeye başladı.
Onu ürkütmekten çekiniyordu. Gerçi orada sapık gibi oturup onu izlemesi de akıl karı bir iş değildi. Ağlayan kızı izledi bir süre. Onunla konuşmalıyım, diye düşündü genç adam ve oturduğu yerden kalkıp yavaş ve çekingen adımlarla kıza doğru ilerledi.
Onu her pazar günü izlemeye gelen adamın yanına geldiğini fark eden Coraline, dua etmeyi bıraktı. Burnunu çekip yanındaki uzun saçlı adama baktı. Yüzünü inceleyen adamın yüzünü ilk kez görmüş gibi tekrar inceledi. Gözyaşları yanaklarını üşütüyordu. Eliyle hızlıca sildi yanaklarını ve karşısındaki genç konuşunca gözlerini tekrar ona dikti.
"Merhaba, Coraline." duyduğu ses oldukça kısıktı. Ne söyleyeceğini bilemeyen bir tavrı vardı. Kız adını nereden öğrendiğini düşündü. Şaşırmıştı. Bu şaşkınlığı yüzüne yansıtmadı. Bakışları adamın yüzünde gezinirken cevap vermedi ve devam etmesini bekledi. Bir cevap alamamak Ethan'ı daha da germişti.
"İsmini nereden öğrendiğimi sormayacak mısın? Ya da kim olduğumu?"
Ethan kızın tepkisizliği karşısında şaşırmıştı. Başını iki yana sallayan kız ile konuşmayı sürdürecek bir şeyler aradı. Ona neden her pazar kiliseye gelip ağladığını sormak istiyordu, ancak bunu doğrudan sorması hoş olmazdı. Onu incitmek istemiyordu. Zaten yeterince incinmiş görünüyordu küçük kız.
İkisi arasındaki sessizlik her saniye büyürken Ethan kızın gözünden akan yaşı fark etti. Yaklaşıp baş parmağı ile yanağını okşayarak akan yaşı sildi. "Lütfen, ağlama artık." dedi.
'Senin her küçük gözyaşın, benim yüzümde bir okyanus.' diye geçirdi içinden. Bunu ona sesli söylemek, onu kolları arasına alıp sıkıca sarılmak istiyordu. Bunu yapmasını engelleyen tek şey, kızı ürkütmek istememesiydi. Eğer karşısındaki bu kızıl saçlı kız, kalbinin atışını duyabilseydi, korkup kaçardı.
Kız yüzüne değen sıcak parmaklarla elektrik çarpmış gibi hissetti ve bir adım geriledi. "T-teşekkürler." diye mırıldanıp koşar adım kilisenin çıkışına yöneldi. Neye uğradığını şaşıran Ethan da arkasından koşarak dışarı çıktı.
Havada kara bulutlar vardı, birazdan yağmur yağması büyük bir olasılıktı. Genç adam sokakta kızın peşinden koşuyordu. Cılız kızı yakalaması uzun sürmedi. Onu durdurdu ve yüzüne baktı. Neden kaçtığını anlayamamıştı.
" Coraline, ne olur konuş benimle."
Coraline tedirginlik içerisinde etrafına baktı. Kolunu kendine çekip Ethan'dan uzaklaştı. "Gitmem gerek, üzgünüm. " diyerek arkasını döndü ve koşmaya devam etti. Dar sokağa giren kızın arkasından bakakaldı genç adam bir süre. Onu korkutup kaçırmıştı işte. Sinirle kendine kızdı. Yaptığı hareketleri, söylediği sözleri tekrar tekrar düşündü. Evine giden yolda, aklındaki tek şey, haftaya onu görüp göremeyeceğiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CORALINE
FanfictionHerkes kalpleri ikiye bölünmüş şekilde hayatına devam edemez... 18.09.2021 - 26.09.2021 TAMAMLANDI