R

151 17 19
                                    

Bölüm adı : " Coraline yok olmak istiyor"

Bütün bir hafta boyunca aklından çıkartamamıştı kızıl saçları. Yaptığı her iş onu hatırlatıyor, bakıp daldığı her boşlukta onu görüyordu sanki Ethan. O günün üzerinden fazla zaman geçmemişti. Yarın pazardı, geçen hafta hayatını değiştiren kızla karşılaşmıştı ve yarın onu tekrar görebilmek umuduyla kiliseye gidecekti.

Bu bir haftadır arkadaşları ondaki değişikliği fark etmişti. İşini daha büyük bir tutkuyla yapıyor, ara ara dalıp gittiği boşluğa karşı gülümsediğini görüyorlardı. Hayatın anlamını bulmuş gibiydi. Kafasında kurduğu senaryoları aklında canlandırıp Coraline ile mutlu bir gelecek planlıyordu. Henüz onun hakkında hiçbir şey bilmiyor olabilirdi, ancak onda anlamlandıramadığı bir şeyler vardı. Kendisine iyi gelen bir şeyler...

Cumartesi gecesi erkenden uyumak için odasına çıktı. Sabah olmasını dört gözle bekliyordu. Bir süre kitap okudu. Kitabı kapatıp baş ucuna koydu ve gözlerini tavana çevirdi. Yarın onu tekrar görüp göremeyeceğini bilmiyordu. Ama ufacık bir umut bile onu yarın erken saatte o kilisenin kapısına dikmeye yeterdi. Tavanda beliren kızıl saçlar ile gülümsedi Ethan. Rüzgarda savruluşunu, Coraline'in ağlayan yüzünü gördüğünde gülümsemesi silindi.

Onun acılarını dindirmek istiyordu. O, o kadar güzeldi ki, ağlamamalıydı. Gülümsediğinde ne kadar güzel olabileceğini düşündü. Onu gülerken görmek, eşsiz bir manzaraya bakmaktan daha huzur verici olmalıydı.

Ethan gözlerini yummadan önce kendisine bir söz verdi. 'Coraline'in acılarını dindirip ona hiç tatmadığı mutlulukları tattıracağım.'

Ertesi sabah Coraline, babasının erken saatte işe gitmesini fırsat bilerek, bir süredir alışkanlık haline getirdiği şeyi yaptı ve evden sabahın erken saatlerinde ayrıldı. Sokakların boş olmasını seviyordu, onu yargılayan, küçümseyen ve aşağılayan bakışlar olmadığı zaman daha az canı acıyordu. İtalya'nın sokaklarını hiçbir zaman keyif içinde yürümemişti.

O sabah da, yürüdüğü yollarda aklında geçen hafta gördüğü adam vardı. Onu daha önce buralarda görmemişti, bu mahalleden olmadığına da emindi. Bu mahalleden olsaydı onunla konuşmayacağına emindi. Eğer öyle olsaydı çoktan babasının haberi olurdu ve Coraline dışarı çıktığı için bir kamyon dayak yerdi.

Dışarıya çıkabildiği tek zaman dilimi, pazar sabahlarıydı küçük kızın. Evinin yakınlarındaki kiliseye gider, düzenli olarak aynı cümleleri kullanarak dua ederdi. Tanrı'dan başka kimsenin onun acılarını dindiremeyeceğini düşünürdü.

Düşünceleri arasında geçen haftaki genç adamın tekrar gelip gelmeyeceği de vardı. Nedensizce merak etmişti. Adını dahi bilmediği biri hakkında fazla düşünüyordu. Kiliseye girerken gözleri ile içeriyi taradı. Gelmemişti.
Eline aldığı beyaz mumu yaktı ve diğer mumları tutuşturmaya başladı. Mumu diğerlerinin yanına bırakıp dizlerinin üzerine çöktü. Ellerini kavuşturup başını önüne eğdi.

İçinden geçenleri Tanrı'ya anlatırken gözyaşları hızla yanaklarından süzülüyordu. Hıçkırıklara boğulduğu sırada sesi yükselmişti. "Tanrım, yalvarırım al canımı. Bu yükü daha fazla taşıyamıyorum."

Ethan o sabah uyandığında içi kıpır kıpırdı. Coraline'i görecek ve onunla konuşacaktı, bunu yapmalıydı. Hızla hazırlandı ve yola koyuldu. Kiliseye çanları rahatlıkla duyabileceği kadar yaklaşmıştı, heyecandan kalbi hızlanmıştı. Kiliseden içeri girdiğinde gördüğü kızıl saçlar ile kalbi mümkünmüş gibi biraz daha hızlandı. Nefes alış verişleri düzensizleşti.

Terleyen ellerini pantolonuna sildi ve kıza doğru ilerledi. Onu duyabileceği kadar yakınlaştığında, kızın mırıldanarak dua ettiğini duydu. Tam elini omzuna koyacağı sırada küçük kız hıçkırıklara boğuldu. Eli havada asılı kalan Ethan, duyduğu cümle ile donakaldı.

Coraline'in acıları, sandığından daha büyüktü. Canını alması için Tanrı'ya yalvaracak kadar büyüktü hem de. Yaşadıklarının bir yük gibi bindiği dar omuzları, hıçkırıklarının da etkisiyle sarsılıyordu. Ethan hareket edemiyordu. Coraline yanaklarını silip ayağa kalktığı sırada Ethan'ı fark etti ve yerinde sıçradı. Gelmişti, ona ilk gördüğünde şaşkınlıkla bakan koyu kahve gözler, şimdi daha büyük bir şaşkınlıkla bakıyordu. Coraline bir şey söylemeden Ethan'ın yanından geçip gitti.

Arkasından bakakalan Ethan, işinin çok zor olduğunu anlamıştı. Onu kendine güvenmesini sağlamak ve onun yaralarını sarmak sandığından çok daha zor olacaktı. Yine de onun için bu zorluklara göğüs gerecekti. Ona, yaşamın güzelliklerini gösterecek, hayatı sevdirecekti...


CORALINE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin