Bölüm adı: " Herkes kalpleri ikiye bölünmüş şekilde hayatına devam edemez..." - FİNAL
O günden sonra, tıpkı tanıştıkları günden sonra olduğu gibi, hiçbir şey aynı kalmadı. Ethan ilk başlarda durmadan ağlıyordu, kendisini odasına kapatmış, asla dışarı çıkmıyor ve yemek yemiyordu.
Arkadaşları ona iyi gelebilecek her şeyi denemişti ancak çabaları sonuçsuz kalmıştı. En sonunda Coraline için bir şarkı yapmaya karar verdiler. Bunun Ethan'ı daha iyi hissettirebileceğini düşündüler. Öncelikle Ethan'ın onlara anlattığı anılardan yola çıktılar. Daha sonra Ethan'ın odasından gizlice Coraline'in mektubunu aldılar.
Arkadaşları şarkıyı yazarken Ethan'ın hiçbir şeyden haberi yoktu. Yine bütün gününü yatakta geçirdiği bir günün ardından yerinden kalktı. Hareket edecek enerjisi yoktu. Saçlarını ensesinde topuz yaptı ve üzerindeki pijamalardan kurtulup gündelik kıyafetlerini giydi. Kendisini sahile attığında, yolu kilisenin önünden geçiyordu, ancak oradan geçmeye cesareti yoktu, bu yüzden yolunu uzattı.
Sahile ulaştığında kumların üzerine oturdu ve bir sigara yaktı. Dumanı üflerken gözleri denizdeydi. Eskiden, Coraline'in yanında sigara içmemeye özen gösterirdi. Coraline kokusunu sevmiyor diye pazar günleri onun yanından ayrılma kadar sigara içmezdi.
Şimdi ise, Coraline'i benzettiği denizin karşısına oturmuş, onu düşünerek sigara içiyordu. İçinde yanan ateş, ruhunu da yakıyordu. Canı yandığı yetmezmiş gibi, sonsuz bir yük omuzlarına baskı yapıyordu. Onsuz yaşamak eziyetti, bunu henüz ölümünün üzerinden 2 ay geçmiş olmasına rağmen hissedebiliyordu.
Bu 2 ayda yaşadığı her gün zehir gibiydi. Onun dudaklarında olsa bu zehri seve seve içerdi, ancak bu zehir farklıydı. Bu zehir onun yokluğuydu, tek çaresi oydu ancak o artık yoktu...
Bütün geceyi deniz kenarında geçirdi genç adam. Bir sürü sigara içmiş, yakınlardaki bakkaldan birkaç içki satın almıştı. Güneş ilk ışıklarını etrafa saçana kadar da bir daha kalkmadı yerinden.
Baktığı her güzel şeyi Coraline'e benzetti. Deniz Coraline'di. Gökyüzü, bulutlar, güneş Coraline'di. Gördüğü her ve en güzel şey Coraline'di. Ancak hiçbiri kendisinin yerini tutamıyordu.
Bütün gece boyunca onsuz hayatını nasıl yaşayabileceğini düşündü. Gecenin sonunda hala bir cevap bulamamışken pes edip yerinden kalktı ve evine doğru sarsak adımlarla ilerledi. Sarhoş olduğundan dolayı yolları ayırt edememişti, ancak ne kadar sarhoş olursa olsun unutamayacağı bir şey vardı.
Tanıştıkları, onu ilk ve son kez gördüğü kilisenin kapısı...
Adımlarını kapının önünde durdurdu. Buraya gelmeye hazır hissetmiyordu. Ancak çoktan gelmişti bile. Bir süre koyu kahve kapıya baktı. Aklından geçenleri bir sıraya koyamıyordu. Karman çorman düşünceleri ile hiçbir şey yapmadan yoluna devam etti.
Attığı her adım, ona az önce önünde durduğu kapıyı ve içerisinde olanları hatırlatırken gözleri doldu. Geri gitmek istese de, bu doğru olan karar değildi. Eve ulaştığında, kendisini salondaki koltuğun üzerine bıraktı. Üst kata çıkacak hali yoktu.
Ethan'ın bu hali birkaç ay daha devam etti. O bu haldeyken ne konser verebiliyorlardı ne de albüm üzerinde çalışabiliyorlardı. Düşündükleri tek şey Coraline şarkısının Ethan'a iyi gelmesi ve bir an önce toparlanmasıydı.
Ethan sonunda Coraline şarkısını dinlediğinde, ağlayarak hepsine teşekkür etti. Daha sonraki zamanlarda ise işlere geri dönmüşlerdi. Ethan'ın bir anda bu kadar ruh hali değişimi, hepsini şaşkınlığa sürüklemişti. Bu hali onları tedirgin ederken bir yandan da en azından hayatına devam edebiliyor diye düşünüp mutlu oluyorlardı. Onu eskisi gibi görmek güzeldi.
Aradan neredeyse bir yıl geçtiğinde, grup Eurovision'a katılmak için gece gündüz çalışıyordu. Bu bir yıl boyunca herkes Ethan'ı yakın takibe almış, kendisine zarar vermemesi için onu yalnız bırakmamıştı.
O gece, Eurovision'u kazandıklarında, herkes çok mutluydu, Ethan da dahil olmak üzere herkes... Grup çalışmalarının karşılığını aldığı için sevinçliydi. Ethan'ın aklında ise bambaşka şeyler dönüyordu.
Ertesi hafta, Ethan aklındaki düşünceleri ortaya sermeye başladı. Bütün hafta boyunca magazin ile uğraşmışlardı. Hepsi oldukça yorgundu.
"Ben gruptan ayrılmak istiyorum."
Odaya giren Thomas olduğu yerde kaldı. Koltukta Dami'nin yanında oturan Vic bakışlarını Thomas'tan alıp Ethan'a çevirdi. Hepsi şaşkınlıkla ona bakıyordu. İlk tepki veren Victoria olmuştu.
"Ne demek gruptan ayrılmak istiyorum? Ethan, ne dediğinin farkında mısın sen?" sesi saf şaşkınlığa bulanmıştı. Yerinden kalktığında, Damiano onu durdurdu. Victoria'nın sinirliyken mantığının devre dışı kaldığını biliyordu. Bu yüzden ona söylememesi gereken şeyler söylemeden önce onu durdurması gerekiyordu.
Sarışın kızı kolundan tutup durdurdu. Uzun saçlı gencin önüne geçip yüzünü inceledi. Mor göz altları, çökmüş yanakları, ağlamaktan kan çanağına dönmüş gözleri, ona bu isteğinin nedenlerini haykırıyordu.
Ethan, iyi değildi. Bunun farkındaydılar. Uzun bir süredir kendinde değil gibiydi. Acı çekiyordu, hem de çok acı çekiyordu. Ellerinden bir şeyin gelmemesi onları da üzüyordu.
"Ethan, gel otur biraz, bu konuyu konuşalım. Hemen karar verebileceğin bir şey değil bu. Lütfen, bir daha düşün." Damiano mantığının sesini dinliyordu ancak biliyordu ki, Ethan bunu defalarca kez düşünmüştü. Onu vazgeçirmenin yollarını arıyordu.
Uzunca bir süre konuştular, ancak Ethan fikrinden dönmedi. Ne kadar dil döktülerse de bir işe yaramadı. O Gece, Thomas Ethan ile yatmak İstemişti, tıpkı eski günlerde olduğu gibi. Ethan kabul ettiğinde sevinmişti. Amacı onu yalnız bırakmamaktı. Kendisine zarar vermesinden korkuyorlardı, ki artık bu ihtimal daha da artmıştı.
Herkes yatmaya gittiğinde, Ethan ve Thomas da yatmak için Ethan'ın odasına gittiler. İkisi de uykuya daldılar ve sabah Victoria'nın sesiyle uyandılar. Victoria Ethan'a psikolojik destek alması için baskı yaparken, kahvaltı masasına oturmuşlardı. Ethan, midesinin bulandığını söyleyerek sadece kahve içti. Diğerleri fazla üzerine gitmemek için bir şey söylemedi.
Ethan Victoria'nın baskılarına dayanamayarak kabul etti. Psikolojik destek alacaktı, en azından onlar böyle bilecekti. Ethan'ın bunu kabul etmesi hepsinin içinde umut filizleri yeşertmişti. Arkadaşlarının tekrar iyi olacağı düşüncesi onları neşelendirmişti.
Ancak birkaç gün sonra, Ethan evden psikoloğa gidiyorum diyerek çıkmıştı. Odasında, masasının üzerinde duran son mektubunu henüz arkadaşları bulmamışken o çoktan sahile gelmişti.
Aklımda, Coraline'e verdiği sözler vardı. Birlikte yapacaklarına dair verdiği sözler hariç hepsini yapmıştı. Şimdi ise onunla gerçekleştirmesi gereken hayalleri vardı.
Denize doğru ilerledi genç adam. Denize benzettiği sevgilisine kavuşmak için daha iyi bir yol bulamamıştı. Derinlere doğru ilerlerken yağmur yağmaya başladı.
Sanki Coraline ağlıyordu.
O an kulaklarında kilisenin çanlarının sesi uğuldadı. Coraline'i ağlarken düşünmek ona acı veriyordu. Gözlerini kapatıp ilerlemeye devam etti. Mavi denize gömüldüğünde ciğerleri tuzlu suyla dolmaya başlamıştı bile. Onun korktuğu suyu içinde saklamak istiyordu, böylece korkmasına gerek kalmayacaktı.
O sırada mektubunun son satırları zihninde canlandı.
'... Affet beni Coraline,
Herkes kalpleri ikiye bölünmüş şekilde hayatına devam edemez. Ben de edemedim. Beni anlayabilmeni umuyorum. '
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CORALINE
FanfictionHerkes kalpleri ikiye bölünmüş şekilde hayatına devam edemez... 18.09.2021 - 26.09.2021 TAMAMLANDI