GÜLHANE

150 9 1
                                        

Eve, pardon, yurda gelmiştik.Ben kendimi tam bi mal gibi hissediyordum.Özetle The Walking Dead gibiydim.kitap okuyacaktım, lakin havam yoktu, kızlarla da konuşmak istemiyordum. Ben, soğuk bi duşun iyi geleceğini düşünerek duşa girdim.Musluğun soğuk akan kısmını çevirdim ve soğuk su tenime değer değmez irkildim.İrkilmemle kendime gelmem bir olunca kendime gülmeden edemedim. Lakin hemen sonra aklıma Octavian denen şahısın koyukahve gözleri, ukala tavırları, sessizliği, sesi... benim kendime sinirlenmeme sebep oldu, birden o sinirle, duştan çıktım.Üzerimi giyindin, yemek yemeden yatağıma girip yattım.Herhalde ilk kez bu kadar erken yatacaktım. Kızların beni uyandırmamasına, ayrıca sevinmiştim. Onların bu tavrı, benim, kendimle başbaşa kalmak istediğimi anladıklarını gösterirdi ki, galiba beni anlamışlardı.

***

Gece korkuyla uyandım, nasıl bir rüyaydı bu, aslında beni korkutacak kadar korkunç değildi.
Korkunç olan bu çocuğu rüyamda gördüğümde hissettiklerim di, istemiyodum . Gerçektende bi platonik aşkı daha kaldıramazdım. Yataktan hemen kalkıp, masadan günlüğü mü kaptım, ve içimden gelenleri bir bir yazmaya başladım. Neden bu kadar çabuk etkilenmiştim, aslında genelde bu kadar ayran gönüllü, her görene aşık olan kızlardan değildim.
Ama bu çocuk...
Hem ben daha yeni platonik aşkım dan kurtulmuştum yeni bi platoniği daha kaldıramazdım zira eskisinden kurtulmak 11 yılımı almıştı. Tüm okul hayatım boyunca onu Sevmiştim ama hiç bi zaman benim onu sevdiğimi belli etmemiştim.
O çocuğu sevmeyi bırakmak, benim için hiç de kolay olmamıştı. Çünkü iyi günde de, kötü günde de hep beraberdik, ve benim onu unutmam, bu sebeplerden dolayı daha zordu. Ama başardım.Daha doğrusu başardığımı sanıyorum. Asıl beni üzen bunlar değildi, sadece bir kere gördüğüm kişinin, beni bu kadar etkilemesiydi. Kalbimle kendi kendime savaş içerisindeydim.
Birden bu savaş, kalemimden şu kelamlarla kağıda dökülüverdi.

Sev dedi
Korkuyorum dedim
Korkma dedi
Yapamam dedim
O vakit özle dedi
Yoruldum dedim
Yandım dedim
Yıkıldım dedim
E...

******

" Eylül, Eylül uyan, okula geç kalacağız ama, birazdan servis gelecek" bu Azranın sesiydi duyuyordum "Bu kıza ne olmuş" "Ne olacak Özge masaya yapışmış işte"Ebrar'ın bu sözü üzerine kızlar güldüler ,ben de sinirlenip uyandım "yaaa ben bu kızı biliyorum bak bi lafımla nasıl da kaldırdım" "tabii tabi ne edemezsin "deyip lavaboya gittim ekimi yüzümü yıkar yıkamaz hemen dolabıma koştum aslında okula gitmeye pek de hevesli değildim ama şu güzelim forma hatrına gidecektir işte.Pileli gri mini eteğini giydim üzerine okulun armasını taşıyan veya bi gömlek ve gene etekle aynı renkte olan yeleğimi giydim saçlarımı da dağınık topuz yapıp kızların oturduğu kahvaltı masasına geçtim.

TURİSTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin