Sipariş ettiğimiz yemekler gelmişti lakin ben az önceki açlık hissimi şok dan dolayı kaybettiğim den pek fazla yiyememiştim.Bi ara Ebrar tabağımı gözleriyle işaret edip imalı imalı gülümsedi ben bir şey demeyip kafamı çevirmiştim ki Octavian'la göz göze geldik ben bi an da kıpkırmızı oldum bunun nedeni ona karşı garip hoşlatım mı yoksa fotoğraflar da Ebrar'a baktığını gördüğüm zaman ki kızgınlıgım dan mıydı tam kestirememiştim lakin pis mahluk bana gıcık gıcık gülüp Birget'in kulağına bi şeyler fısıldayınca ben elim de olmadan elim de ki çatalı sertçe masaya koydum. Babam bana dönüp sorar gözlerle baktı ben de onu umursamayıp telefonumla uğraştım. Ali amca herkesin yemeğini bitirdiğin den emin olduktan sonra Octavian ve Birget'i Ebrar'a bana tanıştırdı ne Ebrar ne de ben bu iki havalı şeyi tanıdığımızı söylemedik . Babam tanışma faslın dan sonra iş konularına girdi Ebrar la ben anladığımız kadarıyla babalarımız bu iki gıcıkla iş yapıcaklardı . Lakin kafama takılan bir soru vardı bu iki şahısla mı yoksa bunların çalıştığı firmayla mı iş yapıcaktık bunu babama sordum babam da
"Kızım onlarla iş yapacağız onların firmasıyla değil çünkü onların firması artık biziz "
deyip elin de ki kağıtla kalemi Octavian'lara verip imzalattı .Benim hayretten ağzım açık kalmış, artık bunlar bizim çalışanlarımız mıydılar diye düşünüyordum Ebrar
"Murat amca bu ikisi çok genç, üstelik daha öğreciler bunlarla çalışmak istediğimize emin misiniz"
dedi fena arkadaşım bu söylediklerini o iki gıcık da anladın diye İngilizce konuşmuştu.Ali amca yüzü kızararak
"Ebrar kızım misafirlere ayıp olmuyor mu"
"Hayır Ali amca niye ayıp olsun ki Ebrar babasını işini sağlama alıp almadığını merak ediyor" deyip ona destek çıktım.Birget denen kız bir den
"Kızlar doğru söylüyorlar Ali Bey bu işler çok önemli , eğer dilerseniz size çalışmalarımız hakkın da biraz bilgilendire biliriz"
"Hayır gerek yok biz zaten biliyoruz"
"Niye öyle söylüyorsun Murat amca siz biliyorsunuz ama biz bilmiyoruz "
Birget tekrar bizi haklı bulup
"Biz gene de gösterelim Murat Bey "
deyip çantasın dan 4 dosya çıkardı ve ikisini Ebrar'a ikisini bana verdi .Dosyaları inceledikten bi kaç dakka sonra hayretle kafamı kaldırıp Ebrar'a baktım o da en az benim kadar şaşırmıştı ama çakdırmadı dosyaları değiş tokuş edip ben den aldıklarına baktı ,ben de onun verdiklerine baktım ve şaşkınlığım bi kez daha arttı çünkü bu 4 dosya da çeşitli 1. 'ilk belgeleri ve mimari tasarımlarla doluydu .Kafamı dosyalardan kaldırıp Birget'e baktım ve
"Gördüğüm kadarıyla işleriniz de gerçekten başarılısınız "deyip dosyaları ona geri uzattım o da hiç bir şey demeden aldı ve tekrar eski yerlerine koydu .Babam
"Siz cadıların da içi rahatladıysa tamam dır"
deyip Octavian'la Birget'in ellerini sıktı.Ali amca onlara nerede kaldıklarını sordu onlar da otel de kaldıklarını ama bir haftaya kalmaz iş yerinin oralar da ev tutacaklarını söylediler ve izin isteyip kalktılar onlarla beraber bizde kalktık ve arabalarımıza doğru yürüdük onlardan ayrılma dan son bi kez daha el sıkıştılar bu sefer biz de sıktık sonra da evlerimizin yolunu tuttuk.***********
Sabah 10 gibi uyandım babamlarla kahvaltı edip tekrar yatağa girdim.Saat 12 de Ebrar beni arayıp
"Eylül nerdesin "
"Evdeyim "
"Kızım kaç saattir seni arıyorum niye açmıyosun"
"Uyuyodum duymamışımdır"
"Ne uykusu be ,bu saate kadar uyku mu olurmuş hadi kalk hazırlan gidiyoruz"
"Nereye gidicez , hem ben gelmek istemiyorum"
"Sana isteyip istemediğini sormadım geliceksin o kadar "
"Niye mis o gelmicem hem ben gezmeyi sevmem bilmiyor musun git Özge'ye haber ver"
"Yarım saate kalmadan ordayım hadi hazırlan"
"Bak beni duymamazlıktan gelme "
"Gelmek zorundayım"
"Nedenmiş"
"Nedenini git babama sor "
deyip telefonu kapadı. Ben de kafamı yastığa gömüp tekrar uyumaya çalıştım lakin Ebrar'ın dedikleri aklımı kurcaladığın dan uykum kaçtı ben de sinirle yataktan kalkıp odamdan çıktım .merdivenlerden aşağıya indiğim gibi etrafta babamı aramaya başladım gümüşlüklerin tozunu alan hizmetliye babamı sordum o da çalışma odasın da antika silahlarıyla uğraştığını söyledi.Babamın bu silah merakının nerden geldiğini hep merak etmişim dir, zira evin çoğu yerin de aksesuar olarak ya antika saatler ya da silahlar vardı bu silahların arasın dan en sevdiğim yay dı.Zaten babamın odasına girdiğim de onun en beğendiğim yay'ın tozlarını aldığını gördüm önce ona sarıldım ardın dan da
"Baba Ebrar la bir yerlere gidicekmişim"
"Git kızım"
"Ama neresi olduğunu söylemedi"
"Niye"
"Çünkü sen biliyormuşsun"
"Ne alaka"
"Ne bileyim bana babana sor dedi"
"Haaa anladım galiba yabancı misafirleri gezdirme işinden bahsediyor"
"Ne diyosun baba sen "
"Yabancı misafirleri gezdiriceksiniz diyorum"
"Şu dünkü 2 ..."
"Evet onlar"
"Hayatta olmaz"
"Niye"
"Çünkü,çünkü onlara ısınamadım"
"Napalım kızım ısınsanda ısınmasan da onları gezdiriceksin"
"Ama niye senin emrinde bir sürü adam var onlara söyle"
"Olmaz"
"Niyeymiş o"
"Niyesi şu ki benim cadı kızım Bay Octavian sizin gezdirmenizi istedi"
"Ne alaka ya , bizi niye istiyor ,hadi Birget dese anlardım onla konuştum ama diğeriyle konuşmuşluğum yok"
"Ne bileyim kızım, belki de tanımadıklarının gezdirmesin dense tanıdıklarının..."
"Amma da yaptın baba ,kimi tanıyo bizi mi surda tanışalı 2 gün oldu"
"Sen bu ince hesapları boşver de doğru odana gidip üzerini değiştir"
"Ama baba"
"Aması maması yok yallah"
Deyip beni kapı dışarı etti ben de bu savaşı kaybetmiş bi halde odama gidip banyoya girdim deniz kokulu şampuanımı saçlarıma gezdirirken, Octavian denen herifin bu gezi meselesini Ebrar'a yaklaşmak için istediği aklıma geldi .Aslın da böyle olması muhtemeldi zira fotoğraflarda Ebrar'a bakan ta kendisiydi.Bu düşünceyle zorla sakinleşen sinirlerim tekrar şaha kalktı ben de hemen kafamdaki şampuanı yıkayıp bornozuma sarıldıktan sonra banyo dan çiktım.Bu asi ruh haliyle dolabımı açtım beyaz bi t-shirt ,üzerine asker yeşili uzun kollu bi ceket, altına krem pantolon ,yarım kahverengi bot son olarak ta kırmızı kareli gömleğini beline bağlandıktan sonra saçlarımı düzleştirip çalan telefonumu açtım Ebrar aşağıda beni bekliyormuş bunu duyar duymaz aşağı inip arabaya bindim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
TURİST
Teen FictionNeydi bu şimdi.! Her fotoğraf da garip bir şekilde bu gıcık turisti görmek yetmezmiş gibi, şimdi de bu meymenetsizi, babamın onur konuğu olarak görmem, benim için tam bi fiyaskoydu....