Octavian'larla gezmeye gittiğimiz den beri 1 hafta geçmişti.O zaman dan bu yana duygularım karman çorman olmuştu.Ne hissettiğimi bir türlü anlayamıyordum . İçim de ki bu duygu karmaşasını da Ebrar'a açamam her şeyi daha da kötü hale getirirdi . Ona söyleyememin sebebi de Octavian'ı ondan kıskanıyo olmam nu düşüncem çok saçma biliyorum ama bi türlü bunun aksini hissedemiyorum .Biraz olsun rahatlamak için bikini mi giyip havuza girdim evde ki hizmetçilerden biri çalan telefonumu bana getirdi havuzdan çıkmadan telefonumu aldım numara bana yabancıydı ama gene de açtım.
"Alo Eylül"
"Efendim, kimsiniz ?"
arayan kişi akıcı bi ingilizceyle
"Türkçe lonuşma seni anlamıyorum" dedi ben de sorumu İngilizce olarak yineledim
"Efendim, kimsiniz"
"Eylül ben Birget"
"Ne nasıl telefonumu nerden aldın "
"Baban dan "
Babamın bu kıza numaramı vermesin den rahatsız olmuştum ne de olsa bu kızı bi türlü sevemiyordum lakin nezaketen de olsa bunu belli etmemeliydim.
"Ne oldu niye babam dan telefon numaramı aldın , acil bi durum mu var''
"Yok ama, proje ve Octavian 'la zaman geçirmek canımı sıkmaya başladı"
"Niye "
"Niye mi projeyi geçtim ama Octavian ..."
"Beni şaşırtıyorsun bu çocuk sana ne yapıyor olabilir ki"
bu soruyu sorarken nedenini bilmediğim bi halde sevinmiştim.
"Bu konuyu sen benimle gezmeyi kabul edersen anlatırım"
"Gezmek , ikimiz"
"Üçümüz"
"Üçüncü kim"
"Ebrar "
"Tamam o zaman ben hazırlanırken sen ona haber ver"
"Ben ona çoktan haber verdim , şu anda araba da benimle sizin kapının önün de duruyoruz"
"İyi o zaman siz eve gelin zira havuza girdiğim den hazırlanmak gecikebilir"
"Önemli değil biz arabada bekleriz"
"Tamam o zaman"
deyip kapattım, havuzdan çıktığım gibi asansöre binip odama çıktım . Kısa bi duş dan sonra darpaçamı giydim,kayık yaka bol salaş bi t-shirt ve dağınık topuzla tamamen hazırdım. Salona gelince
"Çıkıyorum, görüşürüz" diye bağırdım, çantamı da alıp çıktım, kapının önünde Nissan Qashqai vardı, bence bu Ebrarların arabasıydı, babası tam bi araba tutkunuydu, evinin iki kat altı tamamen arabalara ayrılmıştı, hepsi senelerine göre ayrı ayrı yerlerdeydi, orayı ilk gördüğümde kendimi araba müzesinde zannetmiştim. Arabaya bindim, küçük selamlaşmadan sonra sessizlik başladı. Sürücü koltuğunda Birget oturuyordu, yanı boştu, Ebrarla bende arkada oturuyorduk, 1 haftadır Ebrar'ı görmemiştim sadece telefonla konuşmuştuk. Sessizliği bozan Birget oldu,
"Eee kızlar ne yapıyoruz"
"Bilmem, hani gezicektik"
"Gezicezde nereye"
"Neyse yaa, Birget sen bana birşeyler anlatıcaktın, seni dinliyorum"
"Hee o mesele"
"Evet"
"Hangi mesele Eylül"
"Octavian'la pek anlaşamıyormuş da onun nedenini anlatıcaktı"
"Evet Ebrar sen de konuyu öğrendiğine göre başlıyorum. İlk olarak bu çocuk kendini beğenmişin önde gideni. "
Ebrar
"Bunu zaten biliyoruz"
"İkincisi çok disiplinli, mesela proje de yaptığım bi hatada hemen beni azarlıyor,üçüncüsü görev harici benimle konuşmuyor"
Ben
"Görev harici ne demek"
diye sorunca Birget garip bi şekilde kızararak
"Yani , i-işi demek istedim"
"Niye bu kadar kızardın ki"
Ebrar bunu söylediğin de onun da benim gibi düşündüğünü anladım .
"Kızlar boşverin bu kadar detayı hadi AVM'ye geldik, inelim deyip araba dan indi , biz de arkasından inip AVM'ye girdik .Çantamı kenara koyup makinanın içerisin den geçerken sıkkın bi sesle
"Burada ne işimiz var Birget biz AVM'ye gidelim dememiştik ki"
"Öyle ama siz karar vermeyince ben de sizi buraya getirdim ,kötü mü ettim"
"Hayır Birget kötü etmedim ama bizim kız entel-dantel"
"Oo neyse ilk olarak napıyoruz"
"Ayakkabıcı lüütfeen"Www
"Ebra
r başladın yine"
"Ne diyon yaa tamam sen söyle ilk ne yapalım,hem sen hiçbişey yapmak istemezsin ki "
"Niye Ebrar Eylül alışverişi sevmiyormu"
"Yok öyle bişey, Ebrar saçmalıyo"
" vallaha var Birget '' Ebrar bunu öyle bi söylemişti ki, gülmeden edemedim"
"Tamam yaa, istikamet ayakkabıcı olsun"
"Ha şöyle Eylül" dedikten sonra Ebrar yürüyen merdivenlere bindi, bizde arkasından gittik.
İlk olarak bizi Deichmann'a götürdü, beraber ayakkabılarla baktık, Birget
"Ya bizim ilk önce kıyafet almamız gerekmiyor mu"
"Doğru yaa, hepsi senin suçun Eylül"
"Benim mi , benim"
"Şaka yaaa"
''Tamam o zaman, çıkalım buradan''
"Tamam" dedikten sonra, mal mal tekrar yürüyen merdivenlere bindik,alışverişi severdim ama, bilmem sakin kafayla gitmek daha iyi oluyor, bugün biraz iyi değilim de, neyse bi mağazaya girdik, Birget kıyafetlere bakmaya başlamışti bilen, Ebrar da benim yanıma geldi, o da benim gibi kıyafet denemeyi hiç sevmezdi, ama söz konusu ayakkabı olunca uuuuu yani, Birget kabine girmişti bile, ne ara almıştı yaa daha az önce bakıyordu, kalbinden çıkıp
"Kızlaar nasıl olmuş"
"Güzeeel''
"Hadi, sadece güzel mi Ebrar"
"Yani tenine uymuş, saç rengine uymuş"
"İyi o zaman, bende beğendim alıyorum, bekleyin birşeyler daha denicem"
"Biz hep bekliyoz zaten"
"Neydi bu şimdi Ebrar "
"Bilmem hep böyle diolar ya"
''Kim diyo"
"Ay yiter Eylül, yiter''
"Yitmez Ebrar hanım, yitmez"
"Hanım, yitmez, bakıyorum da benim repliklerini çalıyosun Holmes "
"Holmes, evet öyle Watson" ikimizde gülmeye başladık"
"Seni özlemişim Ebrar"
"Hadi canım duysa inanma"
"Gerçekten, ne kadar birbirimize zıt olsak da, sen benim dostumsun"
"Duygulandım bak şimdi"
"Sen mi inanmam"
"İnanma zaten aptal, şakaydı"
"Biliyodum aptal"
"Gerçekten mi aptal "
"Gerçekten aptal''
"Ya biz ne diyoz aptal"
"Aptal demesene aptal"
"Yeter ya, gülmekten, gözlerim doldu"
"Benimde ap.. tamam yaa " o sırada Birget'in bize tip tip baktığını gördüm, ona 32 dişimide göstericek şekilde güldum, o da şaşkın bi şekilde bana bakıp güldü. Ebrar gülerek
"Bak Birget bu elbise harika yaa, çok güzel sana da çok yakışmış bence almalisın" dedi, o kadar abartmışti ki herhalde az önceki elbiseye sadece güzel demesinden sonra Birget'in daha fazla birşeyler demesini beklememesin den oldu, hepsi Birget'in yüzünden, hepsi. Git gide Ebrar'a mı benziyom ne"
"Sence Ebrar nasıl olmuş Birget'in kıyafeti" sana ne lan benden Ebrar,
"Yaa harika olmuş, sanki kıyafet senin için tasarlanmış"
"Teşekkürler kızlar bunu da alıyorum"
"Başka bişey deniceksen biz burada bekleriz sorun yok heaa sen rahat ol"
"Yine başladın Ebrar"
"Aynen haa, şimdi anlıyorum erkekleri, beklemek ne cins bişey yaa"
"Şöyle bi bakarsam galiba bende anladım"
Birget az önce aldığı kıyafetleri denemiş bi şekil de kabin sen çıkınca
Ebrar
"Sen sormadan ben söylim yakışmış "
dedi , kıyafetlerin yüzüne bile bakma dan .Ben de onun koluna sertçe vurunca
"Aaaa, napıyon be"
"Eylül Ebrar'ın söylediği laf yüzünden ona vurmana gerek yok terslemekte haklı"
Kızardığımı hissederek başımı eğdim , o devam etti
"Ben galiba bencillik yaptım , önce istemediğiniz halde sizi buraya getirdim sonra da yalnızca benim eğlendiğimi fark edemedim , şimdi size geçte olsa soruyorum niye kendinize kıyafet bakmıyorsunuz"
"Çünkü başta dediğim gibi ben bu tür şeyleri sevmiyorum hem hepsin den fazlasıyla var"
"Ben alışverişi seviyorum ama gerçekten de benim de ihtiyacım yok"
"O zaman başka bir şey yapalım"
"O zaman örnek ver Birget"
"Bak benim kıyafete ihtiyacım var sizin de yok bunun sebebi hep bu tarzlar da giyinmeniz ,di mi"
Ebrar'la aynı anda "Evet" dedik.
"O zaman tarzınızı değiştirelim"
"Asla olmaz ben spor-klasikten şaşmam " dedim hafif yüksek bi sesle
"Bana her şey uyar ,her şeyi giyerim"
"Şaşma Eylül zaten ben temelli değiştir demiyorum ki sadece bi seferlik consept bulucaz buna göre alışveriş yapıcaz bu sayede ben işimi halletmiş siz de eğlenmiş olursunuz."
"Olur o zaman "
"E şimdi consept ne "
"Onu da siz bulun Ebrar"
"Bize ne be bu fikri ortaya sen attıysan sen bulucaksın"
"Iııı o zamaaaan conseptimiz casusluk olsun "
"Bu işi sevmeye başladım"
"Süpermiş yeaa"
Birget
"Tamam o zaman başlayalım kızlar"
dedikten sonra elin de ki lerle kasaya gitti onların ücretini ödedikten sonra Ebrar'la benim kolumuza girdi ve mağaza dan ayrıldık .

ŞİMDİ OKUDUĞUN
TURİST
Novela JuvenilNeydi bu şimdi.! Her fotoğraf da garip bir şekilde bu gıcık turisti görmek yetmezmiş gibi, şimdi de bu meymenetsizi, babamın onur konuğu olarak görmem, benim için tam bi fiyaskoydu....