BİRAZ AĞIZ DEĞİŞİKLİĞİ

45 4 1
                                    

Geriden aldım...

-Sahra ben sana ilk gördüğüm günden beri aşığım. Seni seviyorum. Benim sevgilim olur musun?...

O an ne diyeceğimi bilememiştim. Her şey aniden olmuştu. Etrafa bakındım. Kızlar heyecanlı bir şekilde Aras sakin ve Batuhan'da kızarık gözlerle bana bakıyordu. Batuhan'ın o bakışlarını görünce içim yandı. Ne yaptığımı bilmeden çıkışa koştum,kapıyı açtım ve birden karşıma Rana çıktı. Arkamdan "Ne oldu?"diye bağardı. Ben onu bile dinlemeden hemen taksiyi durdurdum ve eve doğru yola çıktım...

SELİM'İN AĞZINDAN

Sahra birden kapıyı çarparak dışarı çıkmıştı. Niye bu kadar tepki vermişti? Ben sadece ona karşı duygularımı dile getirmiştim. Sonra salona birden Rana girdi. O davetli değildi ama niye gelmişti? "Sahra neden aceleyle gitti?"dedi Rana. "Selim ona çıkma teklifi etti Sahra'da bu tepkiyi verdi."dedi Batuhan mutlu mutlu ama mutlu olduğunu belli etmemeye çalışıyordu. Gıcıkk Sahra'ya da asılıyo zaten. Sonra Rana şaşırmış sadece yere bakmakta olan bana baktı. O da pişman olmuş gibiydi. Bir planımı vardı buraya gelmişti? Kendimi toparladım. Sakin davranmam gerekiyordu. "Tamam. Demekki Sahra böyle istemiş öyle olsun."dedim o kadar çok üzülmemiş gibi ama aslında içim kan ağlıyordu.

Rana'nın gözü hep kolyedeydi. Hayretle bakıyordu. Rahatsız oldum ve kutuyu kapattım. Her zaman kendi kendime söz veririm ben ve yine kendime söz veriyorumki Bende Selim isem bu kız benim olacak!OLACAKK!!!

SAHRA'NIN AĞZINA DÖNÜŞ

Taksiden indim ve aceleyle eve girdim. En sevdiğim pijamalarımı giydim. Yatağıma uzandım. Doğru mu yaptım yanlış mı yaptım düşünmeye başladım. Ama sevmiyordum. Ben bunları düşünürken odama Beril girdi. "Sahra ne oldu çok mutsuz görünüyorsun?"dedi. "Bende yok bir şey."dedim. "Var bir şey varr."dedi. "Selim bana çıkma teklifi etti. Rana haklıymış."dedim. "Nee? Peki sen ne dedin?"dedi. "Ne diyeceğim? Ne diyeceğimi bilemeden çarptım kapıyı çıktım."dedim. "Naptın naptın? O çocuk çok tatlı ama niye böyle bir şey yaptın?"dedi. "Tatlı olması benim onu seveceğim anlamına gelmez! Lütfen beni yalnız bırakır mısın?"dedim. "Sen nasıl istersen."dedi çıktı. Uyudum uyudum... Ertesi sabah okula gitme istemedim ama sınav vardı.(Size hatırlattığım için üzgünüm :'(♥♥) O yüzden mecburen okula gittim. Otobüse bindim okulda indim. Kapıda beni kızlar bekliyordu. Yüzlerine bakmaya bile utanıyordum. "Günaydın."dedim sessizce. "Günaydın günaydın. Dün gece..."derken sözünü kestim Alev'in. "Dün geceyi hatırlatmasan? Düşünmek beni huzursuz ediyor."dedim. "Tamam."dediler ve sınıfa geçtik. Sınav 2.dersti. Hoca 1.ders çalışmamız için izin verdi. Dersin ortasında Selim geldi. Bana baktı yerine geçti. Off ne yapacaktım ben? Derste mavi gözleriyle bana bakıyordu. Gür sarı saçlarını jölelemeden dağınık biçimde bırakmıştı. Ders bitti hemen sınıftan çıkacakken yumuşacık sıcak bir el kolumu tuttu. Selim'di. "Sahra konuşmamız lazım."dedi. "Ne konuşucaz?"diyerek tersledim ama terslemek amacında değildim. "Önemli!"dedi. "İyi ne söyleyeceksen söle."dedim. "Burada olmaz. Beni takip et."dedi. Takip etmeye başladım. Daha okul yeni başladığı için bu koca binanın heryerini keşfedememiştim. Beni hiç insan olmayan rutubet kokan biryere götürdü ve merdivenlere oturduk. "Hadi söyle."dedim bir an önce oradan gitmek istermiş gibi. "Sahra bak ben seni gerçekten çok seviyoru..."derken sözünü kesip "O konulara hiç girme!"dedim. "Lütfen sözümü kesme. Seni gerçekten çok seviyorum ve bu konuda seni anlayışla karşılıyorum. Ama bu seni hala sevmediğim anlamına gelmiyor. Benim teklifim hala geçerli ben seni herzaman bekliyo olucam. Bunu sakın unut..."derken yine sözünü kestim. "Asıl konuya gel!"dedim. "Asıl konuya gelirsek... Ben okulda bu nedenden dolayı senden uzak kalmak arkadaşlığımızı tamamen bitirmek istemiyorum. Sahra dediğim gibi ben hala seni çok seviyor olucam ama okul içinde ve dışında sen kabul edene kadar eski arkadaşlığımıza geri dönelim istiyorum. Lütfen beni anlayışla kar.."derken bu sefer ona sımsıkı sarıldım. Bu sarılmamın anlamını o çok iyi biliyordu. "Beni anlayışla karşıladığın için teşekkür ederim."dedi ve bende "Hadi bizimkilerin yanına inelim ve hiç bir şey olmamış gibi davranalım."dedim. Gülümsedi. Zil çoktan çalmış hoca sınıfa bile girmişti. "Nerde kaldınız siz?"dedi hoca. Tam ben bir bahane uyduracakken Selim "Hocam özür dileriz Esra hocanın yanındaydık."dedi. "Tamam geçin yerinize."dedi hoca. Yerime geçerken zeytin karası gözleriyle bana bakan Batuhan'ın o bakışı dikkatimi çekti. Derste içim çok rahattı ve rahatlıkla dersi dinledim. Teneffüste Alev hemen yanıma uçtu. "Vayy pek bir samimiyiz. Yeni gelişme var da biz mi bilmiyoruz?"dedi Alev meraklı gibi. "Yok be Alev. Eski halimize döndük sadece!"dedim. Sonra dibimde biten mis gibi kahve kokusu... Neşemize neşe katalım dimi?dedi Selim ve kahveleri tek tek önümüze koydu. Benimki herzamankinden bol köpüklü orta şekerli ohh... Bir yudum aldım ve "Ay çok iyi geldi. Çok saol Selim."dedim. Yüzünde o anlık bir gülümseme belirdi. Son yudumumu aldığım anda şu lanet olası,iğrenç,anca kulağı yorucu "z" ile başlayan "l" ile biten ortadaki harfi "i" olan üç harfli şey çaldı. İkincisi çaldığı anda sınıfa giren hoca... Hele birde sevmediğiniz ders ise işte siz o ders kimsede olmadığı kadar sıkıntı kimsede olmayan o anda size geliverirse peşinizi bırakmaz. Allah size sabır versin. Ne diyim? Böyle bir durumda daha ne denebilir? Aslında insana sevdiği ders 1dakikada geçer sevmediği ders ömür boyu sürer. Sen mecbur olduğun için hocayı dinlersin sadece dinlemek... İşte o an bu andı. İşte şimdi o ders bu dersti. Ahh birde hocanız derste çıt istemeyen tiplerdense işte o zaman gidin kendinizi camdan atın. Resmen siz yandınız. Siz böyle düşüncelerle dersi dinlemezseniz sınavda hocada sizi dinlemez. Anlayan anladı. O yüzden mecburen sevmediğiniz bir ders olsa bile o dersi dinlemekten asla sıkılmayın. Ben böyle düşünürken bir buruşuk kağıt kafamdan elime düştü. Alev atmıştı. Ne demeye kalmadan kağıdı açtım ve yazanı okudum. Trip yazıyordu. Sonra Alev kulağıma "Trip attım hahaha derse katıl azcık!"dedi. "Ayy Alev çok komik."dedim isteksizce. Onun şu iğrenç bayat esprilerinden artık çok yılmıştım ama Alev yine Alev'di. Ne desen değişmiyor işte.

ÇARPIŞAN OKLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin