1.2

1.3K 78 11
                                    

1 Hafta Sonra

İlyas kucağında kızıyla yatak odalarındaki koltukta oturuyordu. Berfin ise her zamanki gibi yatakta cenin pozisyonunda pencereye doğru dönüyor ve dışarıya bakıyordu. Gece yatarken bile perdeler açık kalıyordu.

Annesinin ölümü Berfin 'i derinden etkilemişti. Annesinin ölüm haberini alır almaz oracıkta feryat etmişti. Ev halkının sesleri duyup gelmesine kadar Berfin bayılıp kalmıştı.

Berfin 'ini aceleyle hastaneye götüren İlyas onu havalara uçuran haberi almıştı. Karısı iki aylık hamileydi ve bebekler ikizdi.

Bu mutluluk verici haber ile kimse Berfin 'in neden bayıldığını umursamamıştı.

Ama Berfin uyanınca hastanede büyük bir kıyamet kopmuştu. Ona bu mutlu haberi vermek isteyen İlyas tam ağzını açmıştı ki Berfin'in hafızasına Nesrin ile konuşması gelmesiyle İlyas ' a okkalı bir tokat atmıştı.

Berfin 'in o gün söyledikleri İlyas ve ev halkının hatrından gitmiyordu .

"İlyas , sen beni anneme hasret bıraktın. Annem torununu sadece bir kere gördü. O zamanda geldin aldın bizi. Ben senin ailenin bir dediğini iki etmezken, onlara bir kusurda bulunmazken sen beni anneme hasret bıraktın. Ciğerlerimi yaktın, bundan sonra karşında eski Berfin yok. Hamile olduğumu biliyorum boşuna sevinçle gelme ne Leyla ne de karnımdaki bebeği ben kendime hasret bırakmıycam. Ben o konakta sadece çocuklarım için kalacağım. Şimdi çık bu odadan İlyas Demircioğlu. Çık ve git."

İlyas , tekrardan zihnine düşen konuşmayla. Kızını beşiğine bıraktı ve Berfin 'in önünde diz çöktü.

"Güzelim, acını anlıyorum ama Leyla'mızı anne sütünden mahrum bırakma. Hem karnındaki bebeklerimiz de böyle giderse tehlikeye girecek." dedi İlyas üzgün bir ses ile.

İlyas 'ın cümlesi bitene kadar gözünü pencereden ayırmayan Berfin ,İlyas cümlesini bitirir bitirmez sinirle gözlerini ona çevirdi.

"Demek beni anlıyorsun ha! Sen beni anlayamazsın İlyas Demircioğlu. Senin annen aşağıda oturuyor. Torunları ve evlatları yanı başında . Ayrıca sen benim anneliğime laf edemezsin. Ben çocuklarıma gayet iyi bakarım. Şimdi bir daha benimle konuşmaya kalkma. Anladın mı? Bir daha gelip bana üzgünmüş gibi davranma." dedi bağırarak ve sinirle odadan çıktı.

Bu sırada ev halkı ise gelen bağırış sesleri ile üçüncü kata çıkmıştı. Sinirle odadan çıkan Berfin hızla Dilan 'ın yanına ilerledi.

"Dilan , beni seni gittiğin doktora götürür müsün? Bebeğe baktıralım bi." dedi Berfin sadece Dilan 'a odaklanarak.

"Tamam, o zaman ağabeyim ile sen hazırlanın gidelim. " dedi Dilan .

"O gelmeyecek, sadece ben olucam. Eğer o zaman olmaz dersen başkası götürebilir beni." dedi .

"Tamam, peki ikimiz gidelim. Ama arabayı Mirza sürsün sonuçta ikimizde hamileyiz." dedi Dilan .

"Tamam o zaman. Melek, Leyla sana emanet." dedi ve çantasını almak için odaya girdi.

İlyas odadaki koltuğa oturmuş başını arkaya doğru yaslamış ve gözlerini kapatmıştı. Neydi bu olanlar. Kayınvalidesinin ölümü , haberine bile sevinemedikleri bebekleri... Her şey üst üste gelmişti.

Gelen kapı sesiyle gözlerini açtı İlyas. Berfin ondan tarafa bakmadan önce beşikte uslu uslu duran kızını sevdi ardından da dolabı açıp içinden çantasını ve hırkasını aldı .

İlyas, bir yere gidecekmiş gibi hazırlanan karısına bakarak nereye gideceğini anlamaya çalıştı. Ama karısı normal bir yere gidiyor gibiydi.

"Nereye gideceksin?" dedi İlyas oturduğu koltuktan kalkıp aynanın önünde üstünü düzelten karısının yanına giderek.

"Hastaneye." dedi Berfin soğuk bir sesle. Eğer nereye gideceğini söylemeseydi bu adam onu öğrenene kadar rahat bırakmazdı.

"Ağrın veya sancın mı var? Bebekler iyi mi? " dedi İlyas telaşla.

"Bebek iyi... Bi dakika bi dakika bebekler mi dedin?" dedi Berfin mavi gözlerini açarken.

"Evet, sen hamileyim biliyorum dedin. Hiç doktora gitmedin mi? Sana söyleyecektim ama ağzıma tıktın kelimeleri." dedi İlyas sonlara doğru sertleşen sesiyle.

"Ben sadece tahmin ediyordum. Hem sen bana neden suç atıyorsun . Ben sana niye laf anlatmaya çalışıyorum. " dedi ve son kez kızına bakarak odanın kapısına yöneldi.

"Bekle ben seni götürürüm. " dedi İlyas komudinin üzerindeki araba anahtarlarını alırken.

"Ben , Mirza ve Dilan ile gideceğim. Eğer sen gelirsen bu kapıdan kimse beni çıkaramaz." dedi Berfin kocasının an be an kırıldığı belli olan gözlerine bakarak.

"Bu bebekler ikimizin bebeği , gelip onların sağlıklı olduğunu görmek benim hakkım." dedi İlyas .

"Aynı annemin beni görmeye hakkı olduğu gibi. " dedi Berfin ve kızını son kez kontrol edip kapıyı hızla kapatıp odadan çıktı.

İlyas tam karısının peşinden gidecekken kapı sesine ağlayan kızını sakinleştirmek için kucağına aldı.

Berfin odadan çıktıktan sonra gelen ağlama sesiyle her ne kadar kızına bakmak istesede eğer o odaya geri dönerse İlyas 'ın onu rahat bırakmayacağını biliyordu.

Berfin 'in çok iyi bildiği bir diğer şey ise İlyas 'ın kızını sakinleştireceğiydi .

Berfin odaya girip -girmemek arasında kalmıştı. Tam o sırada karşı odadan Dilan ve Mirza çıktı.

"Arkadaşım ile konuştum bizi bekliyor. Hadi gidelim. " dedi Dilan merdivenleri gösterirken.

Genç üçlü hep beraber bahçeye çıkınca Dilan ile Mirza direkt arabaya yönelirken Berfin' in gözü odalarının penceresine kaydı.

Kocası , kızı ile birlikte penceren ona bakıyordu.

İlyas her ne kadar karısına sinirlensede kızının minik elini havaya kaldırıp sağa sola salladı.

Bu hareket Berfin'in yüzünde günler sonra bir tebessüm oluşturdu. Berfin ' de o an içinden geldiği gibi kızına el salladı.

İlyas pencerenin arkasından karısının gülen yüzünü görünce içi biraz olsun ferahlamıştı.
Karısı ile hastaneye gitmek çok istiyordu ama karısı ona bu denli kızgınken  onu buna zorlamak aralarında oluşan duvara bir kat daha eklemek olurdu.

Berfin ise son kez cama baktıktan sonra arabaya doğru ilerledi ve arka koltuğa oturdu. Arabanın çalışmasıyla camdan akıp giden yolu izledi.

Diğer yandan aynı odada iki yabancı gibi olan Demir ve Ela vardı. Berfin 'in annesinin vefatıyla merkeze taşınma işi ve Buğra 'ya kız isteme olayı ertelenmişti.

Ela ,Demir ile konuşup aralarını düzeltmek istiyordu fakat Demir sabah erkenden çıkıyor ve gece geç saatlerde eve geliyordu.

Ela bazen onu beklesede Demir eve gelince çalışma odasından çıkmıyordu.

Zühre ile Ali Rıza hala giriş kattaki oturma odasında kalıyorlardı. Buğra 'nın Derya 'ya yenge demesinin ardından Ali Rıza,  Zühre ile konuşmuştu ama Zühre önemli olmadığını söyleyerek geçiştirmişti.

Ama Zühre 'nin aklını kurcalayan tek soru Derya 'yı hala çok mu seviyorlardı.

***
Yeni Bölüm Geldiiiii!!!!
Umarım bu bölümü beğenmişsinizdir.
Oy vermeyi unutmayalım.

DEMİRCİOĞLU KONAĞIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin