Özel Bölüm | Aleyna ve Şahan

11.1K 341 70
                                    

Model - Makyaj

Sezen Aksu - Beni Unutma

&

"Abla, tamam artık, ağlama daha fazla, yoksa gidemeyeceğim!" Alaca, tamam tamam diyerek göz altlarını silerken havaalanındaydılar. O an, uçağın anonsunu duydu. Ablasına dönerek son kez sarıldıklarında, "Ama bak, habersiz bırakmayacaksın beni, her an ulaşabileceğim sana, konuşacağız!" diye kulağın dibinde Alaca'nın direktiflerini duydu.

Geri çekilip ablasının yüzüne baktığında gülümsedi. "Söz."

Başka diyecek bir şey kalmamıştı. 

Annesi ve babasıyla, evde vedalaşmıştı. Onları havaalanına getirmek istememişti. Emindi ki, annesi ablasından daha çok ağlardı, bir türlü gidecek gücü bulamazdı kendinde.

Bavulun kulpunu kavrayarak sürmeye başladığında sırtını dönmeden evvel ablasına ve eniştesine el salladı. Ablası göz yaşları içinde elini sallarken eniştesi de ona sarılmış, teselli ediyordu. Bir yanı buruktu ama mutluluk içinde izledi çifte kumruları.

"Bak Şahan, biz de böyle olabilirdik..." dedi kendince.

Nihayet arkasını dönüp açılan kontuara doğru yürümeye başladı. Bu köprüden önce son çıkıştı. Artık gidiyordu.

Uçağa binip yaklaşık on dört saatin ardından Los Angeles Havalimanı'na iniş yapmıştı Aleyna. Yorgun argın bavulunu sürükleyerek havalimanından çıkışını yaparken onu bekleyen şirket arabasına doğru yöneldi. Şoför elinde ismi yazılı kartı indirerek, İngilizce bir şekilde hoş geldiniz derken bavulunu alıp çoktan bagaja yüklemişti bile.

Arabaya binip yola çıktıklarında, yolu izledi. Cıvıl cıvıl sakin bir kente benziyordu Los Angeles. New York'un boğucu, kasvetli havasından uzaktı. Adamla biraz İngilizce muhabbet ettikten sonra bir süreliğine otelde ardından ayrı bir eve çıkıp orada kalacağını öğrenmişti. Sorun değildi. Bugün onun yeni hayatının ilk günüydü ve her zorlukla başa çıkabilirdi.

Hiç bir şey onu yıkamazdı.

Telefonunu açıp ablasına, annesine haber vermek istese de acele etmedi. Sabredip otele varınca arasa, daha rahat konuşurdu. Kısa süre sonra otelin girişinde durduklarında şoför kapısını açarken arabadan indi Aleyna. Lüksün tüm harfine kadar ihtişam taşıyan otelin girişine baktı. Beş yıldızlı otel olduğu kesindi. Adam bavullarını alarak onunla beraber otelden içeri girerken, bir adam elinde dosya ile onu karşıladı. "Welcome, Mrs. Asur."

"We found it pleasant," Hoş bulduk. El sıkıştılar. Adam ona oda kartını vererek gerekli açıklamayı yaptı. Kısa bir süreliğine buradaydı, şirketin de deneme sürecinde olduğu için hemen eve çıkmak da istemiyordu Aleyna.

Nihayet uzun bir yolculuğun ardından odada yalnız kalan Aleyna, kısa bir duş almış ardından bavuldan sadece askılı ve kısa şortunu alıp balkona çıkmıştı. O kadar yorgundu ki, her an uyuya kalabilirdi. İç çekerek manzarayı seyrederken denizin dalga sesleri buradan bile işitiliyordu. Sonbahara girmişlerdi bu mevsimde denize girilir miydi emin değildi. Denizler geç ısınır, geç soğurdu felsefesi sadece Türkiye'ye mi özgüydü bilmiyordu.

Havai fişekler patlamaya başladığında başını göğe çevirip gülümsedi.

Seni çok seviyorum Aleyna ve ömrümün sonuna kadar da seveceğim.

Şahan.

Yüzündeki gülümseme solarken gözlerini anlık yumup açtı. Annesini ve ablasını arayacaktı, iyi hatırlamıştı. İçeriye girerek yatağın üzerinde duran telefonunu eline alırken düğmesine basarak açılmasını bekledi.

Kırk Günde Aşk SeansıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin