Hiç vaktim yok zor yazıyorum eskisi gibi sık gelmeyebilir
***
Jimin
Sabahın ilk ışıklarıyla gözlerimi açtım. Ağzım ister istemez yanaklarıma doğru kayıyordu. Gülümsememi tutamıyordum. Çok mutluyum çok.
Jungkook güçlü kollarıyla minik bedenimi sarıp kafasını boynuma gömmüştü. Bana sıkıca sarılıyordu. Ben de kollarımı onun ince beline sarmıştım. Hiç kalkmak istemiyorum.
Hep böyle sarmaş dolaş kalalım istiyorum.
Jungkook yavaşça hareket edip kafasını kaldırdı.
Uykulu gözleri bana bakarken onun bu tatlı haline gülmüştüm. O da beni gülüşümden öptü.
Sırıtmaya devam ediyordum. Sanırım hayatımdaki en güzel gün bugün olabilirdi.
Jungkook bize bir şans vermişti. Onu çok mutlu edecek ve bu kararını asla boşa çıkarmayacaktım.
Bana aşık olmasını sağlayacaktım. Beni sevmesini istiyordum.
Gözlerinin benden başka kimseyi görmemesini istiyorum.
"Günaydın."
Kalın sesiyle konuşup kalbimi hızla attırdı.
Ben de ona iyice sırnaşıp "Günaydın."
Boynuna sokulup hızlı bir öpücük kondurdum.
"Jungkook bugün işe gitmesen olmaz mı?"
Kafamı hafifçe kaldırıp sordum.
Yüz ifadesine bakıp onu anlamaya çalıştım. Olumsuz bir şey söylemesini istemiyordum.
Bugün tüm onunla vakip geçirmek istiyordum.
Tamam çok şey istiyorum. Ama ne yapayım? Jeon Jungkook'la sevgiliyim.
Tabii ki de her şeyi yapmak isteyecektim."Bebeğim biliyorum çok fazla birlikte olmak istiyorsun, ben de istiyorum ama şu sıralar çok yoğunum ve halletmem gereken çok şey var."
Söyledikleriyle dudaklarım büzülmüştü.
Ona da hak veriyordum. Koskoca şirket yönetiyordu sonuçta.
"Peki, tamam o zaman."
"Üzülme güzelim. Daha seninle geçireceğim bir sürü gün var önümüzde."
Gülümsemeye başlamıştım. Beni hep gülümsetiyordu.
Sonra aklıma yaşayacağımız o güzel dakikalar geldi. Uzun süredir düşündüğüm şeydi Jungkook'la birlikte olmak.
Her anlamda.
Bir bütün olmak. Tabii Jungkook buna belki şu sıralar çok sıcak bakmazdı ama en azından ona büyüdüğümü göstermeliydim.
Onun yeri benim kalbimde çok büyüktü.
"Tamam o zaman." Aklıma gelen fikirle gözlerim parladı.
"Jungkook! Ben de seninle geleyim mi!?"
Heyecandan sesim yükselmişti.
Jungkook'ta bunu anlayıp güldü.
"Jimin-ssi sen orda çok sıkılırsın ama."
Eski günlerdeki gibi onun odasındaki koltuğa otururdum ve boya kalemlerimle resim yapmaya başlardım.
"Sıkılmam ki hiç sıkılmam. Hadi Kook."
Şaşırmış ifadesi beni güldürmüştü.
"Kook mu?"