XII

262 44 42
                                    

"E-eda?" Demesiyle beraber artık bir şey söylemem gerektiğini farketmiştim ki, ben konuşmadan o söze girdi, "S-senin doğum günün."

"Evet, ıhm ona şaşırdım." Dedim ve ardından derince bir nefes aldım.

Sadece gülümsedi. Burukça...

"B-ben tebrik ederim çok se-vindim." Dedim. Ağlamamam gerekti ama esen rüzgar gözlerimle buluştukça içimdeki gözyaşlarını tetikleyip günyüzüne çıkartıyordu.

"Teşekkürler."

"Kim bu Serkan Bolat'ı kendisine a-şık eden mükemmel kadın?" Dedim şakaya vurmaya çalışarak, ağlarsam çok kötü olurdu.

Gülümsemesi yavaş yavaş kayboluyordu ama son anda farkederek kendini topladı. Yanlış bir şey mi demiştim? Sanmıyorum. Yere eğdiği kafasını kaldırıp uzunca gözlerime baktı, "Belki bir gün tanışırsın." Dedi kaçamakca.

"Çok isterim." Dedim.

Yine gülümsedi...

Bu sessizliğin bana karşı bir savaş olduğunu biliyordum, kaybetmeye niyetim yoktu. Kendime biraz daha acı çektirmek istercesine "Ne zaman evleniyorsunuz?" Diye sordum.

"3 gün sonra." Dedi.

Gülümsemeye çalıştım. Becerebiliyor muydum? Bilmiyordum ve çok umrumda değildi.

"G-elmek isterim, hem tanışırım o mükemmel kadınla." Dedim, resmen emrivaki yapıyordum.

"T-tabi gel, ıhm ben yani şu an dav-etiye yok ama telefon numaranı verirsem, yani sen verirsen ben ararım seni."

"Olur, ben vereyim telefon numaramı."

Numaramı da verdikten sonra bir kaç saniye veya dakika anlayamadığım bir süre kadar oturduk, gitsem iyi olurdu değil direkt gitmem gerekti. Deniz'le son gecem olduğu için kızlar buluşması yapacaktık.

Derin nefes almaya çalıştıkça boğulacak gibi oluyordum, ne yapacaktım bilmiyordum. Şu an sadece karşımdaki denizi seyredip anın tadını çıkartmak istiyordum, ama aklıma Serkan'ın kaza gününde nişanlandığı ve üç gün sonra evleneceği geliyor, vücudum yetkisini kaybediyor gibi oluyordu.

"Ben."

"Ben."

Dedik aynı anda birbirimize dönerek.

"Sen söyle önce." Dedi.

"Ben artık gideyim." Dedim hızla.

"Ihm sen bilirsin." Dedi.

"Şey görüşürüz." Diyip hemen ayağa kalktım. Kısa bir bakış attıktan sonra hızla arkamı dönüp yürümeye başladım, Serkan'ın beni görmediğini anlayınca, damlamak için saniyeler sayan gözyaşım kendini serbest bıraktı.

"Eda." Dedi...

Durdum, yavaşça arkamı döndüğümde ayağa kalkmıştı. "Ne oldu?" Dedim kısık bir sesle.

Hiç bir şey demeden yanıma geldi, dibimde durdu. Yanağıma doğru akan göz yaşımı baş parmağıyla yavaşça sildi... Daha çok ağlamam için mi yapıyordu bilmiyorum ama keşke her ağladığımda gözyaşlarımı silebilseydi...

"Hâlâ aynısın, her şeyinle." Dedi eli hala yanağımdayken.

Bir şey demedim.

"Kokun, sesin, hareketlerin, mimiklerine kadar aynı Eda'sın sen..." Dedi.

Eli hâlâ yanağımda mesken tutuyordu, yüzünü biraz daha yakınlaştırıp boynum ve kulağımın arasına doğru sesini bıraktı,
"Hâlâ çok iyi geliyorsun bana."

Şu an ne yapmaya çalıştığını anlayamıyordum, Serkan evlenmek üzere bir adamdı, bu yaptığı hareket saçmalıktan başka bir şey değildi.

Yutkunup geri çekildim. "Gitsem iyi olur, teşekkürler."

Gitmeye yeltenirken tekrar konuştu, "Neden ağlıyorsun o zaman?"

Ne alakaydı şu an?

İçimdeki tepkiyi dışarı vurarak "Ne alaka?" Dedim.

Tekrar bir adım atıp aramızdaki mesafeyi kapattı. "Soruyorum neden ağlıyorsun?"

"Sanane."

"Sen beni kıskanıyor musun?"

Ne?

"Neden seni kıskanayım?"

Yüzüme biraz daha yaklaşarak "İşte neden beni kıskanasın ki? Demek ki-" Diyordu ki;

"Ne demeye çalışıyorsun sonuna gelsene." Diye çıkıştım.

"Yani-"

"Ben aynı Eda olabilirim ama sen aynı Serkan değilsin. Alakan yok! Başka bir şey yoksa ben gidiyorum." Dedim.

Yaptığı ima iğrençti, kesinlikle çok iğrençti.

"Tamam bak özür dilerim. Çok saçmaladım böyle gitme." Dedi.

Gel diyor beni ıslak odunla döv.

"Bence de çok saçmaladın."

"Özür dilerim, gerçekten çok- kendimi kaybettim yani çok aptalcaydı. Ben bu değilim yani böyle- bu da çok saçmaydı ama olmuyor yani of her neyse." Dedi, kendi kendine bir şeyler zırvalamıştı ama tercuman olmadan anlayamazdım.

"Önemli değil, ben gideyim."

"Eda."

YİNE NE VAR LAN?! Diye bağırarak arkamı dönmek isterdim ama hanımefendiliğimi bozmadan, sabır dileyip "Yine ne oldu?" Dedim.

"Ben de sana ait bir şey var." Dedi.

"Anlamadım, ne var?" Dedim.

Elini cebine attı ve bir şey çıkardı...

12. Bölüm sonu

40 vote 40 yorum sınırı dolmadan yeni bölüm gelmez.

Dokuz Yıl | EdSerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin