Bölüm 2, Kısım 3

787 27 3
                                    

  Yoongi dudaklarını yaladı, gözlerini karanlık ve ağır bir bakış bürümüştü. Jungkook bir anlığına göğüs ucunun oynandığını unuttu. Sadece bu bakışlarla boşalabileceğinden emindi. “Bir yastık al ve arkanı dön. Yastığı altına al.”

  “Ah, ama arkamı dönersem – her taraf kirlenmez mi? –“

  “Çarşafları yıkayacaktım zaten, problem olmaz o yüzden. Hem bu pozisyonda biraz daha rahat olursun.”

  Jungkook Yoongi’nin söylediğini yaparak altına bir yastık aldı ve karnının üzerine yattı. Yastık kalçasını yataktan hafifçe yükseltmişti. Jungkook’un dizlerini kavrayıp bacaklarını ayıran Yoongi’nin elleri pekte kibar davranıyor sayılmazdı. Jungkook bu durumu sorun ediyor değildi.  Hatta Yoongi’nin ona yatakta sert davranması Jungkook’un omurgasından bir zevk dalgası yayılmasına sebep olmuştu. Sıcaklamış ve utanmaz bir haldeydi.

  Arkası dönük olsa bile Yoongi’nin bakışlarının üzerinde gezindiğinin farkındaydı. Parmakları Jungkook’un dizlerinden kalçasına doğru çıktığında yumuşak bir nefes bıraktı Yoongi. Sanki Hyung’u... Onunla oynuyor gibiydi. Bacaklarını biraz daha ayırıp kalçalarını sıkmaya başladığında Jungkook utanmış bir ses bıraktı.

  “Jungkook,” dedi Yoongi dikkatli ve yavaş bir şekilde. “Bunu yapmamı istediğine emin misin?”

  “Evet, evet. Sadece...” Yoongi’nin parmakları deliğinin üzerini hafifçe okşadığında titrek bir nefes verdi. Azıcık bir basınç bile ürpermesine ve aletini boşalıncaya kadar altındaki yastığa sürtmek istemesine yol açıyordu. “Beni bu halde ilk gören kişi sensin. Utanç verici, ama – Hoşuma gidiyor. İstiyorum, Yoongi-hyung.”

  “Hey, seni iyi hissettireceğim söz. Eğer fazla gelirse istediğin zaman durabiliriz, tamam mı?” dedi Yoongi, Jungkook’un kalçasına hafifçe vurarak. Bu arada parmakları arada deliğinin üzerinden geçirmeden de edemiyordu. “Daha önce hiç kendini parmakladın mı?”

  “Ah, öyle birden sorunca –“ dedi Jungkook, sesi sonlara doğru sızlanır gibi çıkmıştı. Deliğinin üzerinde daha geniş ve doğrudan bir baskı hissettiğinde içinin titremesine engel olamamıştı (belki de Yoongi’nin baş parmağının ucuydu?) ve kekeleyerek devam etti, “S-sadece bir kere, duş alırken yapmıştım.” Sözcükler ağzından nefes nefese kalmış bir şekilde çıkıyordu, utanç ve zevk duyguları birbiri içine geçmişti. “Mastürbasyon yaparken gelmeye çok yakınlaşmıştım. Ta-tam gelecekken bir parmağımı içime soktum. Nasıl hissettireceğini çok merak etmiştim ve – oh!” Deliğinin üzerinde birdenbire sıcak, geniş ve ıslak bir baskı hissettiğinde şaşkın bir çığlık attı Jungkook. Yoongi onu direkt olarak yalamaya başladığında, Jungkook başlarken ona haber vermediği için Hyung’una çıkışmayı düşünmüştü. Ama sadece bir anlığına. Beyninin düşünen kısmı kendisini kapatmıştı çoktan.

  Yaşadığı his aletinde dolaşan bir el ya da Yoongi’nin onu ağzına almasından çok farklıydı. Duyularıyla alay ediyordu, deliğinin ne kadar hassas olduğunu farkettiren nemli ve yapışkan baskı teninde geziniyordu. Jungkook, aynı anda hem kendini ona doğru bastırmak istiyordu hem de fazla hassas olduğu için uzaklaşmak. Kendini Yoongi’nin daha önceden anlattığı durumun içinde buluvermişti.

  “Devam ediyorum?”

  “Tamam, evet. Siktir,” Jungkook yumuşak ve nefesi kesilmiş bir şekilde ekledi. Kulakları ve boynu utançtan alev almış gibi hissettiriyordu. Çıkardığı sesleri, küçük inlemeleri ve sızlanmalarını, gizleyebilmiş olmayı diliyordu Jungkook. Bunun kendisini bu kadar etkilemesi onu uyandırıyordu. Yoongi’nin bunu yapmayı sevdiğini biliyordu. Eğer sevmeseydi şu an Jungkook’a hiçbirini yapıyor olamazdı zaten. Ama yine bu kadar zevk aldığı için içindeki küçük bir kısım suçlu ve biraz da kirli hissetmeden edemiyordu. Sadece – Hyung'unun dili nasıl bu kadar iyi hissettiriyordu ki?

Tongue Technology (YoonKook) • TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin