Öğlene kadar uyuduklarından sabah seks yapma imkanı bulamamışlardı. Koridorun sesinden gelen sesler yüzünden homurdanarak uyanmışlardı.
Yoongi tembel bir kedi gibi Jungkook’a doğru kıvrılmıştı. Gözleri uykudan şiş ve dudakları vakitsiz uyandırılmanın verdiği huysuzlukla aşağı doğru kıvrılmıştı. Sonunda kafasını yastıktan binbir güçlükle kaldırdığında, Yoongi'nin saçlarının darmadağın olduğunu farketti Jungkook.
Bu görüntüyle Jungkook'un kalbi sıkıştı. Birazcık aşık olmuş olabilirdi.
Jungkook Yoongi'nin itirazlarını göz ardı ederek uzandı ve dudaklarına doğru gülümseyerek sulu bir öpücük bıraktı. Uykulu homurtulara rağmen öpücüğüne karşılık vermeye çalışması çok şirindi. Elleri Jungkook’un çıplak omuzlarında, kendisini yatağa doğru bastırmasına izin vermişti Yoongi. Öpüşmekle ilgili olabileceğini düşündüğü bir şey – belki de öptüğü kişinin Yoongi olmasıyla daha çok alakalıydı – Jungkook’un karnında yeni bir tür ateşin alevlenmesine sebep oluyordu.
Taehyung’un Yoongi’nin kapısını hiçbir duraksama olmadan açarak içeriye dalmıştı. Bu, öpücük başka şeylere evrilmeden Taehyung'un onları durdurması büyük ihtimalle onlar için en iyi olan şeydi. Taehyung onların yiyiştiğini yakalamamış gibi her zamanki neşeli haliyle Seokjin’in öğle yemeği hazırladığını haber vermiş, aç kalmak istemiyorlarsa bir an önce gelmelerini tembihlemişti.
Jungkook yatakta geriye doğru yuvarlanmadan önce Yoongi’yi öptü ve derin bir nefes verdi."Eğer şimdi gitmezsek başka şeyler yapmaya başladığımızı düşünecekler –“
"Bırak istediklerini düşünsünler," diye hırladı Yoongi. Ses tonu uyku yüzünden normalden bir ton daha kalın çıkmıştı. Yoongi’nin dudakları inatla kendisinkileri tekrar kavradığında derin bir sesle inledi Jungkook. “Siktir, normal insanların sabahleyin nefesleri kokar. Sen de o da yok. Nasıl bu kadar mükemmel olabilirsin ki –“
Jungkook başını arkaya atarak güldü, ama son gülen, dudakları Jungkook’un çenesi ve boynunda ıslak öpücükler bırakarak gezinen Yoongi olmuştu. Jungkook’a ise nefes nefese altındaki çarşafları avuçlamak dışında bir şey kalmamıştı."Hyung. Gitmemiz lazım, acıktım." Hem acıktığı için hem de Taehyung’un odaya tekrar dalmasından çekindiği için bir an önce odadan çıkmak istiyordu Jungkook, ama ikinci kısmı dillendirmemişti tabi.
"Tamam tamam," Yoongi homurdandı gözlerinde oyuncu bir ışıltıyla. Sonrasında yaptığı şeyse, Jungkook'un odanın serinliğiyle hafifçe sertleşmiş olan göğüs ucunu usulca yalamak olmuştu.
Jungkook kalçası yataktan havalanırken keskin bir şekilde nefes aldı. "Hile yapıyorsun –“
"Üzgünüm," dedi Yoongi sesinde pekte üzgün olmayan bir tonla. Geri çekilerek Jungkook’un çıplak göğsüne ufak bir fiske attı. "Çıkmadan önce bir şeyler giy. Diğerlerinin sana bakmasını istemiyorum.”
"Hyung," Yoongi’nin ciddi olup olmadığını anlamaya çalışırken derin bir nefes verdi Jungkook. Burada bahsettikleri, sadece ‘kendi’ grup üyeleri bile olsa, Yoongi’nin onu diğerlerinden kıskanıyor olduğu düşüncesi şok edici bir biçimde ateşliydi. Jungkook Yoongi’nin yataktan kalkıp dolaba doğru yürümesini izledi. Hyung'u elleriyle saçlarını kabaca düzelttikten sonra dolabından büyük boy bir tişört çıkarmış ve yatağa doğru fırlatmıştı.
Tişörtü giydikten sonra Yoongi’nin dudaklarındaki minik somurtma cidden inanılmazdı. Jungkook Yoongi'nin kızacağını bilmese bu haline kahkahalarla gülerdi.
Odadan beraber çıktılar, Yoongi önde Jungkook arkasında, annesini takip eden yavru bir ördek gibi Yoongi’nin peşinde dolanıyordu. Yoongi elini tutmak için aniden durduğunda Jungkook elinde olmadan ona tosladı. Hyung'u parmaklarını kendisininkilere geçirdiğinde, Jungkook gülümseyerek kafasını öne eğmişti. Yoongi’nin ona olan sevgisini böyle alenen göstermesi, Jungkook’un bencilce bir memnuniyet hissiyle dolmasına sebep olmuştu. Hoş, Yoongi de bu gibi konularda başkalarının ne düşündüğünü umursuyor değildi. El ele güzel kokuların geldiği mutfağa doğru yürürken, herhangi birinin dikkatini çekmemiş olmaları – mucizevi bir şekilde – onların lehine olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tongue Technology (YoonKook) • Tamamlandı
Fanfic"Rimming ne demek?" Taehyung'a bir bakış attı Jungkook. İkisinin de şaşkınlıktan fal taşı gibi açılmış gözlerle onu izlediğini görünce şaşırdı. "Demin şeyi mi sor -" "Jungkook-ah..." Jimin Taehyung'un sözünü keserek devam etti, şok olmuş bir şe...