Altın Macerası

131 3 1
                                    

İlk hikayede anlattığım amca oğlumun başından geçen bir olayı anlatmak istiyorum..

( O Yazıyor Gibi Anlatacağım)

Aksaray'dan Antalya'ya geleli bir hafta olmadı. Bu işler zaten hep beni bulur. Çalıştığım yerden akşam çıktım. Bizim abiler var kulak misafiri oldum. Yani ben öyle sanıyordum. Meğerse ben duyayım diye ulu orta konuşuyorlarmış. Her neyse..  Bunlar aralarında bir gömüden bahsediyorlar. O gömüyü de hoca söylemiş. O arada ne gömüsü dedim girdim muhabbete. Anlattılar işte şu falan yerde gömü var. Sabah olmaz ama gece gizlice kazalım alalım ne dersin sende gelirmisin dediler. Ama sakın korkma şimdiden söyleyelim de dediler. Tılsımlı dediler. Bildim zaten cinler tarafından korunduğunu. Nasıl olacak dedim. Anlattılar işte akrabalarından biri belediyede çalışıyormuş. Kepçe kullanıyormuş. İşte o kepçeyi alır gelir gece çaktırmadan dediler. Aklıma yattı kazmak yok zahmet yok. Ama beni korkutan cin meselesine gelelim dedim. Dediler işte falanca hocadan muskalar, dualar alıp gideceğiz. Peki dedim bende varım çünkü sonuçta iyi para var. Planımıza göre 3 gece sonra yapacağız bu işi. İşte geçti günler. Gece bunlar geldi ben yatıyorum. Yatak döşek yatıyorum hastalandım. Geldiler beni gördüler. Tamam dediler bu pelt bundan fayda gelmez kepçe var zaten elimizde deyip çıkıp gittiler.

Ertesi gün turp gibiydim. Neden hasta oldum bilmiyorum. Hiç birşeyim yoktu halbuki. Neyse ben iş yerine gidiyorum. Bi yandanda söyleniyorum. Lan hiç birşeyim yokmuş turp gibiymişim niye gitmedim a benim salak kafam diyorum kendi kendime. Vardım iş yerine bunlar yok ortada soruyorum cevap veren yok ulaşılamıyor. Aha dedim bunlar gömüyü aldı zengin oldular garanti burda ne yapsınlar bura gibi 50 dükkan alırlar diyorum. Aradan birkaç gün geçti aradım sonunda açtı bi tanesi. Görüşelim dedi anlatmam gerekenler var dedi. Tamam dedim.
Birkaç saat sora işten izin aldım çıktım. Bekar evindeyim işte diğerleri yok işte konuşucağız. Geldi girdi içeri bitkin halde. Oğlum iyi ki gelmemişsin lan dedi. İlk baş şaka yapıyor sandım ama değil başladı anlatmaya;

" O gece senin burdan ayrıldık. Vardık gömünün bulunduğu yerde hocanın tarif ettiği yerde dualar filan okuduk. Hocanın tarif ettiği şekil simgeler yaptık kovduk cini. Başladık kepçeyle kazmaya. Altınlar göründü kazarken durdur dedim. Atladık çukura kepçeden arkadaşta indi bir o ışık tutan arkadaş kaldı. İkimiz indik. Attık elimizi altına altın bir anda avcumdan yana kaydı. Allah Allah dedim bir daha avucumu attım altın yine yer değiştirdi. Bir anda kepçe kendi başına hareket etti. Ve üzerimize doğru hamle yaptı. Korkudan ölüyorduk. Hemen hocanın verdiği duaları filan okuduk. Muskayı elimde öyle bir sıkıyomuşum ki muska sakız gibi oldu. Kepçe durdu. Hemen arkadaşa çık şuna dedim. Dememle birlikte kepçe bir anda yamulmaya basladı tekerleri çapraz oldu o koskoca kepçe yamuldu gözümüzün önünde. Asla hareket edemezdi o halde ama birden bire ışıkları yandı üzerimize geldi. Biz kaçıyoruz. Ama durmuyor kovalıyor bizi. Baya bir kaçtık farkı açtık. O gece direk hocanın yanına gittik."
"Hocanın bize dediği aynen şuydu. "Siz orda cinler içn verdiğim duayı okudunuz ama çok fazla kalabalıklardı ve güçlülerdi. Kaçmadılar. Siz altına elinizi attığınızda onlar altınları kaydırdı. Yine hamle yaptınız. Yine altını tutup çektiler ve bir anda kepçeyi kullandılar. Karşıda bir kaya vardı demi? Dedi evet nerden bildin dedik. İşte o kayanın üzerinde oturup size gülüyorlardı dedi. İyi kurtuldunuz dedi. Musallat olmazlar inşallah dedik. Yok dedi olmazlar onlar o altını koruyor. Musallat olan cinsten değil dedi. Rahatladık biraz. Gittik yattık. Ertesi gün kepçeyi alacaktık. Erken kalktık vardık oraya. Kaya dikkatimizi çekti. Korktuk tabii. Kepçenin yanına geldik bir de ne görelim kepçe düzeltilemez derecede yamulmuş. Hareket etmiyor. Gitmiyor. Kepçe bu ucuz birşey değil bi dünya masraf dedik ve kaçtık. Bizim arkadaşı polis sorguya aldı. Şimdi oraya gideceğim. Dua et sen gelmedin. Ben gidiyorum birşey olursa haber veririm dedi gitti. Gitmeden önce Allah korumuş seni dedi.

O gün işteydim. Hiç birşeyim yoktu. Gece nolduysa bir anda oldu rahatsızlandım. O gün oraya gidemedim iyi ki de gitmemişim. Ama neden rahatsızlandım bilmiyorum. Babaannem Aksaray'dan gelirken bana dua okumuştu. Aklıma bir tek bu geliyor. Başka hiç birşey gelmiyor aklıma. Beni korusa korusa bu dua korumuştur diyorum.

Kısa Korku HikayeleriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin