Seungkwan o haberden sonra ev değiştirmek ve
olduğu yeri gizlemek zorunda kaldı. Joshua’nın evine bile rahat edemeyeceğini anlamasını sağlamaları üzerine yurtdışına gitme işi daha da cazip gelmeye başlamıştı.İnternetle alakasını neredeyse kesmişti. Olanları ve konuşulanları sürekli okumak bir yerden sonra onu delirtecek seviyeye getirmişti. Telefonunu da kapatmak zorunda kaldı. Tanıyan veya tanımayan numarasına ulaşan herkes onu rahatsız etmeye başlamıştı.
Bu saklanma çabası birkaç gün işe daha işe yarasa da sonunda evin kapısı arka arkaya gürültülü bir şekilde çalmaya başladığında nihayet yakalandığını anladı. Kafa dinlemek için uzandığı geniş koltuktan kalkıp kapıya yöneldi.
Kapının diğer tarafında yerinde neredeyse zıplayan Sofia, Kwan’ı gördüğü an ona şaşkınca baktı.
“Günlerdir neredesin!”
Sinirli kız bir hışımla içeri daldı ve hesap sorar gibi bir duruş aldı.
“Tamam, abimin yaptığı büyük bir ihanet ve bundan haberimiz olsa ona kesinlikle engel olurduk ancak sen neden saklanıyorsun?”
Sakinleşmesi ve nefes alması için birkaç saniye bekledi. Arkadan gelen Joshua ve Mingyu öylece baktılar.“Onu durduramadık!”
Olan olmuştu artık. Şimdi önceliği Sofia’yı sakinleştirebilmek ve yerinin ifşa olmamasını sağlayabilmekti.
“Olan oldu artık, bunun için dert etmene gerek yok Sofia. Ben iyiyim.”
Sofia olanlara karşı gerçekten kendini suçlu hissediyormuş gibiydi.
“Onu sevmene rağmen nasıl böyle bir şey yapar halen aklım almıyor!”
Bir hışımla fark etmeden söylediği şeyler Seungkwan’ın duyduğu an içine oturdu. Sıkıntılı bir gülümseme çıktı yüzünden ancak. Neredeyse alt dudağı titreyecekti. Bu kısmı düşünmek yeterince canını yakıyorken dile getirmesi çok daha zordu.
“Bunu bilmene şaşırmalı mıyım?”
Çıka çıka bu çıktı ağzından ancak. Gerçekten bir anda ağlayası gelmişti ve aklı durmuştu. Sofia pot kırmanın suçluluğuyla sorduğu soruya usulca cevap verdi.
“Milano’dan dönerken sana karşı nasıl davranması gerektiğini sormak için olanları anlattı.”
‘Aman Tanrım’ diye geçirdi içinden. Seungkwan’ı idare edebilmek için bir de kardeşinden akıl almıştı. Üzerine üstlük sanki hiçbir şey olmamış gibi soğuk ve duvar gibi olmuştu kendisine karşı. Başında hızla şiddetlenen ağrıyı bastırmak için alnını ovaladı.
“Abimin sana karşı bir şeyler hissetmediğine inanmıyorum. O seni mutlaka seviyor.”
Durumu film gibi seyreden iki arkadaşı nihayet olaya müdahele etmeye karar verip Seungkwan’ın acısı önünde barikat kurdular.
“Bunları konuşmak için artık çok geç Sofia. Bunca olaydan sonra hiçbir şey düzelemez.”
Joshua’nın bu açıklaması onu susturmaya yetmişti.
“Annem seni görmek ve özür dilemek istiyor. Olanları internete düşen haberlerden öğrendik ve abim doğru oldukları dışında hiçbir şey söylemiyor. Bu evliliği kendisi istediği için suçluluk duyuyor ve telafi etmek istiyor.”
Bayan Melody bu konuda o kadar suçsuzdu ki halbuki. Seungkwan iyice aklı karışmış gibi hissediyordu. Bu karmaşanın içinde tekrar çalan kapı şaka gibiydi. Dörtlü şaşkınlıkla birbirine baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Make My Day | Verkwan
FanfictionYüksek sosyetenin en önde gelen isimlerinden Boo Seungkwan divalığını ve gösterişli hayatından son derece memnundur ancak kendini iki soylu ailenin evlilik planları arasında bulana kadar.