Seungkwan kendi evinin terasında Hansol ile yaşadığı o diyaloğun ardından kendini çok iyi bir avukatla görüşürken buldu. Avukat Yoon onun boşanabilmesinin garantisini verecek kadar garanti konuşuyordu ve bu işi olmuş bilmesini istiyordu.
Bu bir miktar Kwan’ı korkutmuyor değildi. Önceden ondan boşanmak için can atıyordu ve hiçbir koşul aramıyordu ancak şimdi her şey değişmiş gibiydi. Bir yanı halen onunla eskisi gibi olmak istiyordu.
Yine de canı öyle yanıyordu ki ona yapılan bu ihaneti öylece ezip geçemiyordu. Bu yüzden arafta kalmış gibi hissediyordu kendini. Tam bir karmaşanın ortasındaydı. İki çıkış da Seungkwan için acı verici bir sonuçtu. Onu bu duruma soktuğu için önce ona sonra kendisine ve kalbine kızıyordu.
Sonraki gün ise Sohyun’dan sonra sırada olan kardeşi vardı. Onu üzmeyi veya kıracak hiçbir şey yapmayı istemiyordu ancak ipleri sıkmanın zamanı gelmişti. Kardeşinin onu ne kadar kırdığını fark etmeliydi.
Sojeong ile her zaman gittikleri güzel bir mekanda buluştu. O olaydan sonra doğru düzgün birbirlerini ilk görüşleriydi ve kız kardeşi gerçekten üzgün görünüyordu. Onu böyle görünce Seungkwan’ın daha çok canı yandı.
“Nasılsın Sojeong?”
Onun bu suçluluk duygusundan faydalanıp bir şeyler yapmayı planladığı için kendini daha kötü hissediyordu ancak bunların hepsi onun iyiliği içindi. Bir süreliğine babasının yanından uzaklaşıp kendiyle ilgilenmesi gerekiyordu artık.
“İyiyim, sen nasılsın? Uzun zamandır telefonlarımı açmıyordun. Kızgınlığın ancak geçti sanırım.”
Onu çok önceden affetmişti kendince. Kız kardeşi bu dünyada kendinden üstün tuttuğu tek varlıktı.
“Böyle bir şeyi senden hiç beklemiyordum Jeongie. Bu yüzden çok kırıldım.”
Genç kız kafasını eğdi sadece.
“Özür dilerim.”
Şimdi bunu tam olarak fırsata çevireceği kısma gelmişti.
“Babama uyduğunu biliyorum ve bu yüzden bir süre evden uzaklaşman belki de en iyisidir.”
Sojeong işine son derece bağlanmış tıpkı babasına dönüşmüş biriydi ve bundan hoşlanmayacağını biliyordu. Sözlerini duyduğu an yüzünde oluşan şüpheci tavır da bunu kanıtlıyordu.
“Ne demek istiyorsun?”
Kız kardeşinin yeteneğinin farkındaydı ve bunu onun için bir fırsata çevirmeyi planlıyordu. Aynı zamanda Sohyun’a yaptığı gibi kendi gitmek yerine bunlara sebep olan insanları ayağının altından defediyordu. Sojeong da buna dâhildi.
“Önceden yaptığın tablolardan birkaçının fotoğrafını Fransa’daki ünlü ressam dostuma gönderdim. Tablolarını çok beğendi ve seni kendi sanat akademisinde iki yıllık eğitim için davet etti.”
Sojeong bu habere hiç sevinmemiş aksine abisinin isteğine karşı üzgün bir surat ifadesi takınmıştı.
“Beni yurtdışına mı göndermek istiyorsun?”
Evet, tam olarak bunu istiyordu. İşlerle iyice kafayı bozmuştu ve daha da kötü olmadan düzelsin istiyordu. En azından iki sene ara verip dinlenmesi onun için daha iyi olurdu.
“Sojeong asla iş düzenine karışmadım çünkü buna bağlı olduğunun farkındaydım ancak babamın seni daha fazla manipüle etmesini istemiyorum çünkü babam bana dediğini yaptırabilmek için her seferinde seni kullanmaya çalışacak.”
ŞİMDİ OKUDUĞUN
You Make My Day | Verkwan
FanfictionYüksek sosyetenin en önde gelen isimlerinden Boo Seungkwan divalığını ve gösterişli hayatından son derece memnundur ancak kendini iki soylu ailenin evlilik planları arasında bulana kadar.