Seungmin sessizce Hyunjin'in yanında durdu. Başı öne eğikti ve elleri de cebindeydi. Seungmin şuan Hyunjin'in kendisine baktığını hissedebiliyordu ve bunu görmezden geldi. Ama Hyunjin bakmayı bırakmıyordu. Artık bakışları Seungmin'i rahatsız etmeye başlamıştı. Seungmin sinirleniyordu bu durum karşısında. Zaten berbat bir sabah geçirmişti ve Hyunjin onu daha fazla sinirlendiriyordu.
"Ne istiyorsun?"
"Hm?" Hyunjin kafası karışmış bir şekilde sordu.
"Neden bana bakıyorsun lanet olasıca?"
"Ah üzgünüm sadece dalmışım- Bekle, sen iyi misin?"
"Ne?"
"Gözünün altında ki yara fazla derin gibi."
Kahretsin. Aptal yarayı kapatmayı unuttum.
Seungmin dün annesiyle kavga etmişti. Annesi onun yüzüne cam vazo fırlatmıştı. Ve bunun sonucunda gözünün altında bir yara oluştu.
Seungmin hızlıca eliyle gözünü kapattı. Ve Hyunjin'in gözüne bakmak yerine her yere baktı. Hemen bir bahane düşünmesi gerekiyordu.
"O-oh önemli değil. Endişelenmene gerek yok."
"Yaran yeni görünüyor."
"S-sorun yok, ben iyiyim."
"Canın yanıyor mu?"
"Sorun yok dedim." Seungmin sinirlenerek karşı geldi Hyunjin'e. Hyunjin ise Seungmin'in kendisinden rahatsız olduğunu anladı ve onunla konuşmayı kesti.
Ama aynı zamanda Seungmin ile konuşmak istiyordu. Hyunjin, Seungmin de farklılık sezti. Bu güzel bir farklılıktı. Diğer insanlar Hyunjin okulun popüler çocuğu diye karşı bile gelmez iken Seungmin, Hyunjin'e korkusuzca bağırıyordu. İşte Hyunjin bunu istiyordu. 'Okulun popüler çocuğu' olarak değil de Hwang Hyunjin olarak insanların onunla konuşmasını istiyordu.
Dönüp Seungmin ile konuşmak için ağzını açmak üzereyken, bir kaç kızın adını söyleyerek durağa koştuğunu gördü. İşte samimiyetsiz insanların bazıları diye düşündü Hyunjin. Gözlerini devirdi ve kızlara bakmaya devam etti. Fakat kızlar Hyunjin'in yanına ulaşmak için Seungmin'i yere düşürmüşlerdi.
"Hyunjin!"
"Hyunjin oppa!"
"Neden okula otobüs ile gidiyorsun? Bizimle yürüyerek gidebilirsin."
Hyunjin kızları görmezden geldi ve Seungmin'in kalkması için ona yardım etti. Hyunjin, Seungmin yaralandı mı diye bakmak için gözleriyle Seungmin'in vücudunu taradı.
"İyi misin?" Hyunjin nazikçe sordu.
"Evet."
"Kızlar kabalık etmem istemem ama lütfen biraz daha dikkatli olun."
Kızlar şaşkın şaşkın birbirlerine baktılar. Hyunjin ilk defa birisi için kızları terslemişti. Ve bu kişinin Seungmin olması onları daha da çok şaşırttı. Çünkü kimse Kim Seungmin'i umursamıyordu. Hatta bazıları onun var olup olmaması konusunda emin bile değildi.
"Diğer insanlara karşı dikkatli olun. Kimsenin yaralanmasını istemem. Özellikle Seungminnie'nin."
Seungmin'in kafası karışmıştı. Hwang Hyunjin ona takma ad vermişti ve onun yaralanmasını istememişti. Peki ama neden?
Kızlar hep bir ağızdan Seungmin'den özür diledi.
"Üzgünüz oppa."
"Sorun değil. Zaten canım yanmadı."
Kızlar Seungmin'den de özür diledikten sonra otobüs durağından uzaklaştılar.
Seungmin'in ise kafası hâlâ karışıktı. Okulun popüler çocuğu onun varlığından haberdardı.
Hyunjin, Seungmin'i düşüncelerinden ayırmak için gülümseyerek hafifçe Seungmin'in omzuna dokundu.
"Otobüs geldi."
"O-oh fark etmemişim."
Hyunjin kıkırdadı ve Seungmin'in elini tuttu.
"Birlikte oturalım."
Seungmin'in şaşkınlıktan gözleri büyüdü fakat yine de Hyunjin'i takip etti.
Otobüse bindiler ve birlikte oturdular. Hyunjin çantasından bir şiir kitabı çıkardı ve gülümseyerek okumaya başladı. Kitaba o kadar çok odaklanmıştı ki, ince parmaklarıyla sayfayı çeviriyor ara sıra Seungmin'e bakarak gülümsüyordu.
Seungmin, o an Hyunjin'i çok güzel bulmuştu. Eşsiz bir varlık diye düşündü. Ve bir anda kendi kendine sinirlenerek mırıldandı.
Siktir git Hwang Hyunjin. Senden nefret ediyorum, kalbime bir şeyler hissettiriyorsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Drunken Start -Hyunmin
Dla nastolatków[translation] Sana sımsıkı sarılsam ve tatlı bir öpücük versem acın geçer mi? Cr: @NIK4CHUU