gözlerimi açtığımda tanımadığım bir oda ile karşılaştım Ram yanımda uyuyordu ayaklarımı yataktan sarkıtım ve yavaşça ayağı kalktım odanın penceresine doğru yöneldim perdeyi açtım ve muhteşem bir yeşillikle karşılaştım bir köye benziyordu burası az ileride top oynaya çocukları görüyordum taşlı ve tozlu topraklarda gezinen inekleri kadınlar görüyorum kafalarında testilerle ellerinde ufacık çocukları pencereyi açtım içeri dolan temiz havayı ciğerlerime çektim yavaşça Ram'ın yanına gittim baş ucuna oturdum dudaklarına küçük bir öpücük bıraktım çekildim
- Ram hadi uyan
uyanmıyordu tekrar dudaklarına eğildim bir öpücük daha kondurdum tam kafamı çekecektin ki Ram kafamı tuttu dudaklarına bastırdı daha sonra belimden tutarak beni altına aldı
+uyandırma yönteminiz çok etkileyici Leyla hanım
diyerek anlımı öptü daha sonra burnumu dudaklarıma indi bir kaç defa öptükten sonra üstümden indi ayağı kalktı elimden tutarak beni kaldırdı
-burası neresi Ram çok güzel bir yer
+burası hayatım bizim bağ evlerimiz yukarılarda üzüm tarlalarımız var
-yani burası köy gibi bir yer öylemi
+öylede öylede diyebiliriz bitanem
ellimden tutarak aşağıya indik güzel bir salonu vardı salondan bahçeye çıktık bahçede kuruması için yere serilmiş kıpkırmızı biberler vardı ve sağ tarafında evin dışında bir mutfak çok şaşırmıştım aslımda ilk defa görüyordum açıkçası içeri girdiğimizde mutfağın renklerine hayran kalmıştım mavi ve pembe renkleri vardı dolaplarda dantel işlemeler dolabın yanında bir pencere ağaç dalları pencereye çok yakın içeriye farklı bir hava katıyordu mutfağın duvar köşesinde olan masaya oturtturdu beni ellini yüzünü yıkadı mutfak lavabosundan ayrı olan lavaboda daha sonra dışarı çıktı çok sürmeden elinde üç tane yumurta ile geri döndü kafasında tüyler vardı gülümseyerek yanına gittim kafasındaki tüyleri aldım
+taze köy yumurtası organik karım ve bebeğim için
diyerek gülümsedi dolaplardan birinden küçük bir kap çıkardı yumurtaları içine kırıp çırpmaya başladı daha sonra ocağı yakıp tavayı koydu Ram bana omlet yapıyordu omleti tabaklara koydu yanına dolaptan çıkardığı biberleri yıkadı kesti ve koydu daha sonra ismini bilmediğim ama ezmeye benzediğim birşey koydu ve yanında süt getirdi alışık olmadığım birşey biz sabah kahvaltılarında çay içerken onlar süt içiyordu tabakları getirdi ve önüme koydu birde kağıda benzeyen ince ekmeklerden vardı ben çatala yemeye başlarken Ram eliyle yiyordu öyle iştahla yiyordu ki ağzım sulanmıştı çatalı batırdım ağzıma götürecekken Ram ellimi tuttu ilk ekmekten kopardı eliyle omleti içine koydu üstüne ezmeden de koydu ağzıma doğru götürdü iğrenmiş bir ifadeyle Ram'a baktım elini ağzıma götürdü zorla ağzıma tıkıştırdı ardından eline aldığı yeşil biberi ilk önce kendi ısırdı daha sonra benim ağzıma götürdü bana zorla yediriyordu resmen biber ağzımı yakmıştı gözlerimi kocan açtım sütü kendi içti daha sonra bana uzattı ağzım o kadar yandı ki elime aldığım sütü bir dikişte bitirdim bardağı masaya koyacağım sırada istemeden geğirdim utanarak Ram'a baktım ilkte çok şaşırdı sonra birden gülmeye başladı çok utanmıştım ayağı kalktı yanıma geldi
+benim Hintli gelinim kendini beli ediyor he dayanamadın tabi bu kadar yemeğe utanma benden Leyla
yavaşça kafamı kaldırdım anlıma bir öpücük kondurdu ve yerine oturdu bende kahvaltımı ellimle yedim kahvaltımız bitiğinde masayı beraber topladık yukarı odamıza
+üstümüzü değiştirelim sana buraları gezdireyim
-güzel diyorsun ama benim burada hiç üstüm yok ki
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hindistan'da Aşk
RomanceAşk Hindistan'da yaratılmamıştı ama kesinlikle burada mükemmelleştirilmişti ve size bunu bütün Hintliler söyleyebilir Hindistan'a gelin giden bir kız yaşadığı zorluklar imkansızlıklar ve bu kadar zorun imkansızın içinde Aşk'ı anlatıyor bilmediği b...