-28-

792 33 5
                                    

Akbar'ı kucağıma alıp yukarıya çıktım sinirden deliriyordum artık bu cehenneme katlanamıyordum. Buradaki herkes delirmiş olmalı, benim küçük masum oğlumun olaylarda ne suçu vardı ne kadar şansız bir insanım ne benim yüzüm güldü ne oğlumun evet kocamı seviyorum, hemde çok ama, buradaki cahil insanlara artık katlanamıyordum evime gitmek istiyordum annemi, babamı, ağbimi özgürlüğümü özledim. Düşüncelerimin arasında gözlerim dolarken,

Akbar koşarak boynuma sarıldı akmaya hazır gözyaşlarımı tuttum, oğluma gülümsedim, o bu dünyadaki tek dayanağım, "anneciğim dışarı çıkmak istiyorum, lütfen! anne "ne diyecektim şimdi çıkamayız oğlum, büyükanne bize kızarmı ?
Bir süre gözlerine boş,boş baktım, "oğlum sonra çıksak,olurmu?" suratını yere düşürdü haklıydı geldiğimizden beri eve tıkıldık kaldık bir arkadaşı bile yoktu o daha çocuk oyun istiyor, koşmak, eğlenmek istiyordu."Tamam asma suratını benim minik erkeğim " hemen suratında gülümseme belirdi, üstüme birşeyler giymek için dolaba yöneldim, kırmızı sariyi giydim Akbar'a da uzun beyaz elbise altına beyaz ayakkabılarını giydirdim "Begüm canım dışarıya çıkıcaz sende gel" oda gülümseyerek baktı benimle çok yıpranmıştı, biraz hava almak sanırım herkese iyi gelecek ayakkabılarını giydi,hızlı adımlarla yanıma geldi "hazırım ben hanımım" gülümsedim ne kadarda heyecanlanmıştı merak ediyordu tabi bu cehennemi,

merdivenlerden aşağıya inerken salonda kimse yoktu, ama dışarıdan sesler geliyordu, Akbar büyükanneyi görünce arkama saklandı, ne kadar korkmuştu kaşlarımı kaldırarak baktım sinirle Akbar'ın elinden tuttum hızla geçtim yanlarında laf söylesin diye içimden sayarken, işte bende bunu bekliyordum diye arkamı döndüm, "herkes kafasına göre gezer oldu bu evde hiç düzen yok" sinirden gözlerim alev almıştı, "bu evdeki düzen senin yüzünden bozuldu" iç sesim bunu derken cevap vermeden önüme döndüm ve devam ettim bu kadını bir kaşık suda boğabilirdim, herkes telaşla arabalara cuvallar yüklüyordu meraklı gözlerle olayı anlamaya çalışıyordum adamlara ayran götüren hizmetçi kıza bağırdım "hey neler oluyor burda o çuvalların içinde ne var" kadın yorgun ve soluk, soluğa kalmış sesiyle bir süre bana baktıktan sonra "hanımım iki gün sonra bütün tüccarların toplandığı bir pazar kurulacak bu pazar tam bir hafta sürecek herkes ektiği mahsulü orada satacak hazırlıklar onun için"  şaşırmıştım bir hafta süren pazar tüccarlar merak etmiştim.

Akbar elimden çekiştiriyordu, kafamı hemen ona çevirdim, ileride tarlada oynayan çocukları görmüş onların yanına gitmek için kolumu çekiştiriyordu "hadi anne arkadaşlar var bak" gülümsedim bu zamana kadar benden ve Begüm'den başka hiçbir arkadaşı olmamıştı,"Tamam oğlum yavaş gidiyoruz işte" hızlı adımlarla yanlarına gittik, çocuklar tarlanın kenarından geçen ırmakla oynuyorlardı, Akbar gülümsedi ve bana baktı bende ona gülümseyerek karşılık verdim "hey bende oynayabilir miyim arkadaşlar" çocuklar bir süre bize baktı hepsi şaşkındı içlerinden biraz uzun boylu erkek çocuğu öne çıktı "ama sen Ram efendimizin oğlusun bizimle oynamazsın ki"  çocuğun dediği lafa şaşırmıştım evet haklıydı belki,  üst tabakadan birisi alt tabakadan insanlarla konuşmaz oynamaz yemek yemez ve onları ezerdi burda sistem böyleydi, hemen lafa atılım "ne olmuş yani Ram'ın oğluysa oda sizin gibi bir çocuk" çocuklar şaşırmış gözlerle baktılar ismini bilmediğim ama diğerlerinden uzun olan çocuk "ama hanımım biz" dediği gibi lafını kestim,  kendisini ezmesine izin veremezdim burada sitem böyle yürüyebilir, ama ben bu sistemi uygulamam "hadi oynayın sinirleniyorum ama" gülümserek söyledim.

Akbar hemen çocuğun elini tuttu gülümseyerek baktım onlara, biraz ilerideki ağacın gölgesine oturduk, Begüm ile "bu sistemden nefret ediyorum sınıf ayıran din, dil, ırk ayıran insanlardan nefret ediyorum."
Begüm hüzünlü, bir şekilde gözlerim içine baktı, biraz gözleri dolmuştu sanırım "önemli olan ne konuştuğun ne giydiğin ne renkte olduğun değildir hanımım her şey farklı olabilir ama göz yaşları aynı renktedir göz yaşları aynı dil, aynı ırk ve aynı dildedir." ne güzel söylenmişti gülüşler bile farklı bu dünyada ama göz yaşları herkeste aynı, buruk bir tebessümle baktım Begüm'e onunda derin bir nefes aldım Akbar'a baktım ne güzel oynayıp, eğleniyordu biranda at ayak sesleri duydum, kafamı hemen sesin geldiği yöne çevirdim atın üstünde Ram ve arkasında bir kaç kişi vardı,ayağı kalktım gülümseyerek tam önümde durdurdu atın üstünden indi "ne yapıyorsunuz burada bitanem" anlımdan öptü özlemiştim onun öpüşlerini Nefesinin sıcaklığını gülümseyerek baktım gözlerinin içine "Akbar dışarı çıkmak istedi canım bende kıramadım" biraz morali bozuldu gibi oldu neye bozulmuştu anlamadım gözlerimin içine derin derin baktı derin bir nefes aldı "sana kaç defa daha söylemem gerekiyor yanınıza adam almadan dışarı çıkmayacaksın diye" zaten evin hemen yanındaydık ne adamından bahsediyor sıkılmıştım artık bende kaşlarımı kaldırarak baktım Ram'a tek başıma oğlumla özgürce gezemiyecekmiydim ben birşey söylemedim Akbar'ın olduğu tafa baktım yürümeye başladım arkamdan geldiğini hissediyordum adımlarımı biraz daha hızlandırdım "Akbar buraya gel" ne olduğunu anlamamış boş gözlerle bana baktı bir süre afalladıktan sonra arkadan gelen babasına baktı gülümsedi "anne babam" lafını keserek kucağıma alıp yürümeye başladım sinirden delireceğim ne yapsam suç oluyor, bu evde Ram hala arkadan beni takip ediyordu ayağımı taşa takıp düşene, kadar taki dizlerimin üstüne düşmüştüm o esnada Akbar'ın kafasını sıkıca tuttum ona bir şey olmasın, diye Ram koşarak yanımda belirdi hemen,  ilk önce Akbar'ı kucağımdan alıp Begüme verdi daha sonra bana baktı, çoktan gözyaşlarım kendini bırakmıştı ağlıyordum "Şşş" Ram'ın ağzından bu kelimeler dökülürken kafamı üçlüsüne yaladı daha çok ağlamaya başladım "artık dayanamıyorum bu eve bu yaşama bu hayata dayanamıyorum Ram herşey, herkes üstüme geliyor, nefes alamıyorum, artık boğuluyorum anladınmı, bu evde boğuluyorum." daha sıkı bastırdı ğögüsüne diğer koluyla da beni kendine çekti gerçekten onun varlığı, kokusu huzur vericiydi, sürekli yanımda olmaması canımı yakıyor, "bitanem sakin ol Akbar'ı korkutuyorsun sana söz veriyorum, namusum ve şerefimin üstüne herşeyi düzelteceğim,hemde herşeyi ağlamayacaksın, söz veriyorum" bir elini bacağımda hissetmemle havalanmam bir oldu kucağında gidiyordum kafamı ğögüsüne bastırdım sadece kokusunu ve teninin sıcaklığını hissediyorum, diğer hiçbirşey umrumda değildi.

Hindistan'da AşkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin