Şarkıyla beraber okumanızı tavsiye ederim 🤗
Selam ben Damla. Size kendi hayatımı anlatacağım. Ne kadar sıkıcı bir hayat kavramı içinde olsa da hayatım sıkıcı değil. Hemde fazlasıyla aksiyon dolu. İlk olarak çocukluğumdan başlayalım asıl travma geçirdiğim zaman yani. Galiba şimdi bu yüzden böyleyim. Kafamda sorun var da. Annem babam ve abim fena derecede yakınız birbirimize tabi. Sır falan da yok. Yani ben öyle sanıyordum sonra ne mi oldu. Annemin bizden sakladığı o felaket sırrı öğrendik neydi biliyo musunuz? Annemin bir belalısı varmış. Benim annemin. Hala daha yaşadığım şoku atlatamıyorum. O zamanlar 7 yaşındaydım galiba. Anneme hasta olduğum için okula gitmemek için yalvarıyordum. Tabi bana kıyamadığı için kabul etmişti. Abim okulda babam işteyken bir kaç adam geldi. Tabiki de korkmadım çaktırmayın. Adamların iyi birşey için gelmediklerini bildiğim için çığlık attım doğal olarak '' Anne'' diye. Annem elinde tencereyle odaya daldı. Heyt be kimin annesi. Ama tabi adamlar sağlamdı baya sağlam. Sonra olan oldu. Adamlar annemi bayıltıp arabaya attılar tabi bende arkasından arayabaya. Neyse. O zaman aklımda tek bir düşünce vardı. Hani çocuğum ya şakadır şaka diye düşünüyordum. Ama niyeyse gözyaşlarıma engel olamıyordum. Bizi bir odaya kapattılar. Benden sonra annemi de yanıma koydular. Ağlarken annem uyandı. Ne olduğunu bilmese de bana sarıldı ve ''herşey geçicek'' dedi. O ses tonunu asla unutamıyorum. Korkan ama her şeye rağmen güçlü kalmaya çalışan bir anne. Onun gözlerine baktığımda sevgi gördüm. Saf bir anne sevgisi. Tabi bizim bu mutlu ama korku dolu anımızı bozan bir ses duyduk. Annem beni arkasına geçirip kim olduğuna baktı. İçeriye siyah takım elbiseli mavi gözlü esmer uzun boylu ve zayıf bir adam girdi. Anneme bakıp gülümsedi:
- Selin
- Sen.. niye? Evet evet doğru tahmin bu adam annemin belalısı denilen adamdı. Kerem Yalçın. Adam anneme yaklaşıp:
- Sana söylemiştim benimsin diye
- Ben de sana söylemiştim bok seninim diye. Adam büyük bir kahkaha atıp bana döndü:
- Güzel bir kızın varmış. Annem Keremin önüne geçti. Gözlerini ondan ayırmadan:
- Sakın ona dokunma. Seni uyarıyorum.
- O sana bağlı. Uslu bir prenses olup olmıyacağına. Biraz benim misafirim olucaksınız sorun değil dimi? Iyy evet prenses dedi. Adamdan zaten ilk o an iğrenmiştim de neyse. Pis pis sırıtıp gitti. Annemle beni odaya kapatmış ve kapıya iki adam dikmişti. Akşam olmuştu ben oturuyordum annem ise etrafta dolaşıp duruyordu. Annem bana yaklaştı:
- Damla kızım şimdi ne yapıcağız biliyor musun? Kafamı hayır anlamında salladım.
- Sen şimdi çığlık atıcaksın annem yok diye tamam mı bende adamlara vurucam sonra hiç durmadan koşucaz.
- Tamam demiştim. Başka çarem yoktu da. Ben bağırmaya başladım. Bir adam geldi. Annem arkasından sopayla vurdu. Diğer adamda gelmişti. Annem onunla boğuşurken ben adamın ayağını ısırmıştım bu hamlemle adama vuran annem elimi tuttu ve:
- Kurtulduk, dedi. Koşmaya başladık. Peşimizden adamlar geliyorlardı. Ayağım kaydı düştüm. Annem geri döndü ama çok geçti bir tanesi beni tuttu pis pis sırıtıyordu. Kerem geldi ve beni omzumdan tuttu. Çocukla Selini odaya götürün diye kükredi. Şaka değil adam resmen kükremişti. Bizi odaya getirdiler. Anneme sarılmıştım. Hiç birşey bilmeden bekliyorduk. Kerem elinde büyük bir sopayla geliyordu. Sopayı yere sürtüyordu garip korkutucu bir ses çıkıyordu. Korkmuştum hem de çok. Zamanı geri almak için herşeyi yapardı o an. Annemin önünde durdu:
- Sana rahat durmanı söylemiştim, değil mi? dedi ve sopayı kaldırdı. Durdu öylece duruyordu ama bu beni daha çok korkutuyordu. Sopayı indirip bana baktı. Ölüyordum o an. Annem:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Herşey güzel olucak
Novela JuvenilUnutursam hatırlat annemin ölümünü,babamın ölümünü ve ona aşık olmamam gerektiğini! Merhaba ben Damla.Belki çok saf olduğum için bilmiyorum ama insanları hep yaprağa benzettim.Ne alaka!Diye düşünüyosunuzdur . Anlatı...