"sevgimizi asla hak ettiğimiz gibi yaşayamayacağız. bu dünya öyle bir yer değil."
texting, düzyazı
! homofobi, nefret söylemi, taciz bahsi, küfür gibi rahatsız olabileceğiniz durumlar var !
« seonghwa x hongjoong »
ertesi günü, seni tanıdığı anda yargılayan ve nefret ettiğin davranışları sergileyen kişilerin arasında geçireceğini bile bile tırnaklarının üstüne parlatıcıyı eşit bir şekilde yaymak oldukça zordur. seonghwa her okul akşamında bunu yapmaya alıştığı için seslerini sevdiği bir kız grubunu dinleyerek tırnaklarına bakım yapmanın tadını çıkarabiliyor. hatta, yüz bakımı yaparken bile aklına bir kere bile o insanlar gelmiyor. sadece tek istediği arkadaşları kadar açık görüşlü bir zihniyete sahip biriyle okul saatlerini geçirebilmek.
okulda öyle bir kişi yoktu.
hongjoong gelene kadar.
sınıfa girdiği anda herkesten farklı tarzı yanında ilgi çekici bakışları vardı, kendi güvenen sesiyle paralel mimikleriyle. zavallı seonghwa ise 'arkadaşları' yüzünden en arkada oturmak zorundaydı, hongjoong'u net görememişti. neyse ki hongjoong'un, dinlediği tüm grupların vokalistlerinden daha hoş olan sesini duyabilmişti. kelimelerini seçerek sakince konuşması bir yerden sonra seonghwa'nın konu yerine onun ses tonuna odaklanmasına neden oldu.
konu önemli değildi, hongjoong geçmiş okulundaki başarılı öğrenci imajını anlatıyordu. başta sınıfın ona ön yargılı olmasına sebep olan bir konuşmaydı bu fakat zaman geçtikçe onun zekiliğini fark eden sınıf arkadaşları onunla arkadaş olmaya çalışmıştı. o da kibarlığından dolayı kimseyi reddedememişti ve sonuç olarak çok olmasa da bir popülerlik elde etmişti.
seonghwa'nın onu ilk yakından gördüğü an öğretmen masasının önündeydi hongjoong. teneffüs başlamış olsa da sorusunu sormak için öğretmeni salmamıştı. kapıya doğru ilerlemeden önce öğretmenine selam verecek seonghwa'nın da onu inceleyebilmesine sebep olmuştu. kulağındaki piercingler, giysisindeki ütüyle yapılmış kat izleri, ayakkabısının üstündeki çizimler ve tırnakları...
hongjoong'un bir kişiliğe sahipti görünüşü ve birilerinin çok hoşuna gitmişti bu.
belki de biraz fazla, kıpırdamadan ona odaklandığı sürenin fazlalığı göz önüne alınırsa. seonghwa o kadar uzun bakmamıştı ki uzun da bakmıştı. süre şöyle anlaşılabilirdi hongjoong'a göre: bir kaç piercing modeli gösterilse hangilerini onun kulağında gördüğünü saniyesinde belirtebilirdi.
hafif çatık kaşlara eşlik eden yargılayan bakışları görmezden gelmeye çalışıp öğretmenine çevirdi kafasını. utançtan ve belki de kendisini gizlemekten, kulağıyla oynamaya başladı. onun koyu mavi serçe parmak tırnağı ise seonghwa'ya dünyanın döndüğünü hatırlattı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.