Bölüm 7: Gece kadar karanlık sular pt. 1

159 19 22
                                    

Öncelikle herkese merhaba. 99 yıldır ortada olmayıp bölüm yazmaya üşendiğim için de özür 😔 Hatalarım olursa özür dilerim çünkü hikayeyi unuttum ve oturtana kadar canım çıkacak belli... Kontrol etmeden atıyorum kusuruma bakmayın belirtirseniz düzeltirim <3

•••

Bir kaç gün derlerdi acıyı unutmaya, ama yalan olduğunu öğrenmesi çok sürmemişti Levi'ın. Ne günlere, ne mevsimlere sığardı kederi. Her geçen gün, daha çok ızdırap çekiyordu mermerden sarayın duvarları arasında. Ne tanıştığı insanlar, ne kadifeden kıyafetler, ne de kendisini sevdiğini belirten adam onun özlemini, cennet yuvasına olan susamışlığını bir nebze olsun dindirebiliyordu.

Ayrı odası olduğundan beri daha az iletişimde bulunur olmuştu insanlarla. Kitapları okumaya çalışırdı. Pencereden dışarıyı izlerdi. Ara sıra Isabel. onu ziyaret eder. 2 çift laf ederdi. Geri kalanında eğitime giderdi. Sarayda dolaşır her santimine lanet ederdi.

Soğuk koridorlarda yürürken ana bahçenin girişine gelmişti. Uzaklardan kilisenin çanlarını duyabiliyordu. Son bir defa dışarıdakiler gibi olmayı istedi, ancak onun  bahçeye çıkmasına dahi izin yoktu. Aynı şekilde bahçe duvarının arkasındaki balkondan askerlerin kışlasına bakmaya izni yoktu. Ve bunun gibi onlarca kuralın arasında bunlar hiçbir şeydi. Levi "Tüm kurallara uy ve huzurlu yaşa" öğretisini çoktan unutmuştu. Bahçe duvarına yaklaşarak oradaki merdivenleri çıkmaya başlamıştı. Arada bir etrafını kontrol ediyor ve yürümeye devam ediyordu. Kapıyı açık görünce derin bir nefes aldı ve içeri girdi.

Bir çok asker aşağıda hararetle talim yapıyordu. Onlara göz gezdirirken köşede askerleri izleyip yanındaki gözlüklü kadınla sohbet eden Nile'ı görmüştü. Gözlerini devirdikten sonra onlara bakmaya devam etmişti. Bir süre sonra Nile ondan uzaklaştığında gözlüklü kadınında göz devirdiğini görmüştü. Levi buna gülerken bahçenin orta kısmında sarışın bir çocukla dövüşen Eren'i görmüştü. "İzlediğin çocuk benim aptal kardeşim Eren." Levi panikle arkasını döndüğünde ona sırıtan uzun sarışın sakallı adamla dona kalmıştı. Levi tam konuşacaktı ki sarışın "Bana bir şey açıklamak mecburiyetinde değilsin. Sarayın içinden olduğun çok belli ama kimseye söylemem endişelenme. Bende çoğu kurala uymam zaten. Uyan varsa da şaşırırım açıkçası." Levi nefesini dışarı verip konuştu "Bir an gerçekten çok gerilmiştim." İkiside güldükten sonra "Ben Zeke Fritz. Ve sen?" Levi bir anlığına evindeki anılarını anımsadı. Gerçekte bir eşya gibi görülmediğini anımsadı. Acı ile içi burkuldu "Levi. Sadece Levi." Zeke sırıtarak korkuluklara yaslanırken konuştu "Pekala sadece Levi..." Levi bahçedeki insanları bir süre daha izledikten sonra gözü diğerlerinden yaşça daha büyük olduğu belli olan sarışın bir çocuğa takıldı. Köşede durmuş dövüşen çocukları izliyordu. Arada bir müdahale ediyordu. "Hey Zeke şu sarışın çocuk kim. Az önce Eren ile konuşan." Zeke kaşlarını çatarak bir süre alanı inceledi. "Farlan mı? O onların gözetmeni sayılır. Neden?" Levi yanındaki kolona yaslanarak "Gözüm biryerlerden ısırıyor onu. Nereli?" Zeke de karşısındaki kolona yaslanarak konuştu "Yanlış hatırlamıyorsam o Kefalonyalıydı. İki üç sene önce savaş esiri olarak alınmıştı. Ama askeriyeye girdi. Sonrasında yetenekleri sayesinde yükseldi. Tabii benim kadar yetenekli olmasa da iyi çocuk ya." İkiside gülüştüler. Levi gitmek için hareketlendiğinde Zeke "Eğer fırsatın olursa Perşembeleri uğra. Perşembe günleri mutlaka burada oluyorum. Kilise ayinine yetişmem lazım, fazla geç kaldım" Levi kafa salladıktan sonra kapı aralığından bahçeyi kontrol ederek hızla sarayın iç kısmına geri döndü.

Salon'a döndüğünde Isabel'in orada olmadığını gördü. Çıkmak üzereyken birkaç kişinin ona laf atması ile durdu. "Bakıyoruz da kral sana çok ilgili. Hiç ortalıklarda da yoksun. Pek sıkı fıkısınız. Söylesene çok mu yakışıklı?" Levi kızlara tepki vermeden çıktı. Kızlar arkasından sinirle söylenselerde duymazdan geldi.

Magnificent • Eruri •Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin