Yeni başlangıç Bölüm 5

333 2 4
                                    

Yaşadıklarımı ve olanları  düşünerek ve kendi iç sesim ile konuşarak uykuya dalmışım. Sabah uyandığımda güneşin yüzüme vurması ile abimin odasında uyuduğumu anladım. Küçükken bu odayı almak için çok ağlamıştım, çünkü her sabah abimin odasına gittiğimde yüzüne vuran güneş ışıkları o kadar güzel görünürdü ki... Ve ben bunu çok kıskanırdım. ''İlk ben doğdum oda benimdir, benden önce doğsaydın o zaman.'' diye dalga geçerdi, ve ben onun bu söylediğini o kadar çok ciddiye alırdım ki ona hep uzun uzun açıklamalar yapardım. ''Nasıl senden önce doğabilirdim ki abi? Bu benim elimde mi?'' işte o zaman koca bir kahkaha atardı. Babam ben çok üzülüyorum diye odama gün ışığı lambası almıştı. Bu sefer de yapay diye acaba abimi kıskandırsam kıskanır mı diye düşünmüştüm. Annemin odaya girmesi ile eskiye dalıp gitmelerim bir anda yok oldu. Yanıma doğru gülümseyerek yaklaştı, beni kocaman öptü, saçlarımı okşadı ve ''Artık içeri gelmen gerekiyor, Barışa da ayıp oldu bizim yanımızda pek de rahat değil.'' dedi  bir an Barış aklıma geldi nasıl da unutmuştum, aslında gitmemesine de şaşırmıştım. Benimle tanıştığı günden bu yana hep bir olayların içinde oluyordu bir yandan Ayça bir yandan dün olanlar. Gerçekten de artık içeri geçmem gerekiyordu. Evet beni de her ne kadar uzun zamandır tanımasa da yine de annemlerden çekinip benim yanımda daha iyi hissedecek kendisini. Annemin söylediklerine ''Tamam.'' der gibi başımı salladım, daha sonra doğruldum ve bileğimdeki tokamla saçlarımı topladım. Hemen abimin odasındaki banyoya geçerek güzelce yüzümü yıkadım ardından dişlerimi de fırçaladıktan sonra kendi odama geçerek üzerime bir eşofman takımını geçirdim ve içeriye geçtim. Telefonuyla uğraşan babamı görünce gülümsedim o da bana aynı şekilde karşılık verdi. ''Günaydın.'' dedim Barış ve babama bakarak ''Günaydın, güzel kızım.'' dedi babam Barış da '' Günaydın.'' diyerek karşılık verdi gözlerini üzerimde gezdiriyordu iyi olup olmadığımı sorgular gibiydi. Gözlerimle iyi olduğumu belirtmek için gülümseyerek gözlerimi açıp kapattım o da başını sallayarak tebessüm etti. Bizim ev böyleydi işte, abimin ölümünden sonra yaşanılan diğer günlerin konusu asla açılmazdı. Tıpkı dün yaşadığım olayın bugün açılmadığı gibi. Bizler sadece geleceği veya geçmişi hissederek yaşamıyoruz, bizler sadece anı yaşayarak hayatta kalmaya çalışıyoruz. Güldükçe içten içe kendine kızan, yemek yedikçe bir şeyler içtikçe kendinden utanan üç insan. Fakat bunu asla ama asla dile getirmeyen hissizler. Annem içeri geçerek kahvaltının hazır olduğunu söyledi. Mutfağa doğru geçtim, ben geç uyandığım için sadece bana kahvaltı hazırlamıştı. Ardından masaya geçtim ve çayımı yudumladım, Barış da peşimden mutfağa geçmişti. Annem Barışın geçtiğini görünce bizi yalnız bırakarak içeri geçti, Barış karşımdaki sandalyeye oturdu ve ''İyi misin?'' diye sordu. Başımı sallayarak iyi olduğumu belirttim ardından konuşmaya devam etti ''Ben iyi olduğunu düşünmüyorum, ne senin ne de annen ve babanın. Çok zor şeyler yaşamışsınız.'' bir an bunları söylediğinde şaşırdım bizim ne yaşadığımızı nerden biliyordu ki? '' Sen nerden biliyorsun?''  ''Baban anlattı Asuman.''  çok şaşırmıştım babam kolay kolay bu konu açılsa dahi hiçbir şey söylemez.

''Barış ben, ben çok yani  şaşırdım babam kolay kolay bu konu hakkında konuşmaz. Hem de hiç konuşmaz şimdi seni tanımamasına rağmen bu konu hakkında konuşması beni çok şaşırttı.''

''Bilmiyorum, ve şu an düşündüğüm daha da önemli bir şey var fakat sana bu konu hakkında herhangi bir şey söylemeye çekiniyorum.''

''Nedir?''

''Biliyorum asla haddime değil ama Asuman, Ayça ile eskisi kadar iyi olma, o kıza güvenme ve ailenin içinde olmasına izin verme o kızın.''

''Ne! Anlamıyorum, Barış sen ne saçmaladığının farkında mısın? Evet beni buraya kadar getirdin, Ayçanın hakkımda söylediklerini anlattın, abimin olayını öğrendin, ama bu kadarı fazla bu kadar ileri gidemezsin.''

Mutluluk OyunuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin