1∞"Bileşik"

2.4K 129 70
                                    

"Kadınların önüne dünyaları sersen şu tarafa serseydin diye burun bükerler." dedi iç çekerken, Bartu.

Dediği şeye anlam vermeye çalışırken etrafına bakındı. Ona gözlerimi ağır bir şekilde çevirip kısınca etrafı katleden gözleri benim olduğum yer de duraksadı. Boğazından geçemeyen tükürük tanesinin çaresizliğini buradan görebiliyordum. Çünkü şuan kendisi kısık gözlerimle olan ilişkisini yutkunarak tamamlamaya çalışıyordu.

Şuan, rüzgar 5 milden esiyor,
Etrafımda liseli son sınıf gençler kitaplarla dolaşıyor,
Beş metre ilerim de bir köpek ağaca işiyor,
Matematik hocası kimseye görmeden her zaman ki köşesinde burnunu karıştırıyor,
Kız sevgilisine trip atıyordu.
Tabi güzel günümün enerjisinin üzerine çöken Bartu'yu da unutmamak lazımdı.

"Sen hiç uzman olmadığın alanda konuşma." dedim işaret parmağımı Bartu'ya sallarken. Ağzını açmış itiraz edecekken parmağımı tekrardan salladım. "Hiç karışma." dediğimde gözlerini hızlıca kırparak kafasını geriye atıp bakışlı imalarını bana doğru iletti. Vücudum bu saçmalığı ve bu saçma kavgayı rahat bulamazken kendim nasıl rahat olabilirdim ?

Şuan, biyoloji sınavından çıkmış bir beyinle kenarı da işeyen köpeğin idrar hücrelerini düşünmem saçma olabilirdi ama o da bir boşaltımdı. En iyisi beynimi boşaltmaktı.

Ben ; Küçükken insanların 'şişman, gözlüklü' diyerek yetiştirdikleri, beni gördüklerinde 'beni yeme' şakalarını takmayan, biyoloji sınavlarında ki ana notları elime dövme yaptıran, ciddi olmaya çalışıp olamayan pembenin siyahını yaşayan herkesin 'para var ama tip yok.' diye dalga geçtikleri yeni benim. Ben işte ya ! Yeni ben.

Karşımda ki ise arkadaş olmaya dokuz yüz doksan dokuz şahit isteyecek ev arkadaşım.  Ah ! Eski ev arkadaşım... Bartu. Her zamanan saçmalayan, saçmaladığı kadar yanımda olan-bu demek ki her zaman yanım da- yakışıklı ama aseksüel gibi davranıp kızlara yaklaşmayan, tek yaklaştığı kızların benim, Selin'in olduğunu düşünen; her şeyi zorlayan, zorladığı gibi de alan, hayatının tek yanlışının iddiaya girdiğimiz de yüz pizza yemeyi kabul edip gaza geldiği anısı olan tek hücreli prokaryot.

"Bu ne be ? Sanki hocaya 'hocam bundan daha çok zor soramazsınız' dedikten sonra hocayı gaza getirip tökezleyen öğrenciler gibi hissediyorum." dedi okulun kapısından çıkıp ağzında ki sakızı yere atan Selin. Oldukça öfkeliydi. Yeni bir sakız ağzına atıp bana döndü.

"Biyoloji hocasına geçen hafta Fen Lisesi sorusunu gösterip bundan zor soramazsınız diye gaza getirmiştin." dedim kaçamak bakışlarla ona doğru bakarken. Gözlerimi devirdim ve saate baktım.

"Kızım ben soru sordum diye gözüne girmek için şey ettim." dedi geçiştirmeye çalışırken. "Ne ettin ?" dedim gülerek. "Şey ettim işte." dediğinde biraz daha güldüm. "Ne ettin ?" dediğimde sıkılarak ağzında ki sakızı alıp bana fırlattı.

Şuan alnımın tam ortasın da tükürüğün bileşiğini yitirmeden duran şey sakız mıydı ? Çığlık atarak; sinirle sakızı yere fırlattım. "Alın sakızı." diye iğrenç bir espri yapan Bartu'ya döndüğüm de "O alın yazısı olmasın, terliksi." dedim her zaman ki lakaplarımdan kullanarak. Bana dönüp dilini dişlerinin arasına koyup tısladı. "Cık, cık." dedi hala tıslarken. "Terliksi lakabını bırakmıştın." dediğin de dil çıkararak önüme dönüp alnımı sildim.

"Bartu, üzüm üzüme baka baka kararırmış kardeşim. Benden uzak dur. " dediğimde bilmiş gibi kafasını kaldırdı. "Biz üzüm değiliz aşkım." dedi göz kırparak. Ona iğrenç, kötü bakışlarımı iletirken bir erkek sesi ve yanında iki vücutla birlikte gelen kişilere odaklandım.

"Bunun nöronlarını ayakkabı numarasıyla karıştırmışlar. Yoksa bu kadar zeki olamaz." dedi tanıdık gelen erkeksi ses. Rüzgar Araz. Sıradan erkeklerin yanı sıra oldukça karizmatikti. Asla bakımsız olduğu günü görmemiştim. Daha doğrusu bakım yapmasa bile her zaman ki siyah gözleri, dağınık doğal saçları ve gözlerine gölge düşüren kirpikleri onu bakımlı göstermeye yetiyordu.

KAÇAMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin