6∞"Başlayan Kıskançlık"

467 79 8
                                    

"Bulamadım dünyada gönle mekan,
Nerede bir gül bitse etrafı diken."

***

Anlattıklarımdan sonra yorulduğum için içtiğim su bardağını masaya koydum. "İşte böyle." dediğim de Melis göz yaşlarını tutamamış ağlıyordu. "Benim sevgilim çok duygusal." deyip Melis'e sarıldı, Gökhan. Rüzgar ise hala masaya gözlerini dikmiş anlattıklarıma bir karşılık vermiyordu. Dirseklerini altmış derece ile açılmış dizlerine koymuştu ve eli ise çenesindeydi. Anlatmaya başladığımdan beri böyle duruyordu. Dalgındı üstelik.

Esra canı sıkılmış bir halde ve telefonuyla ilgileniyordu. Gökhan, duygusal sevgilisini güldürmeye çalışıyordu. Bartu ise Selin ile birlikte arka odada Mert'i uyutmaya götürmüştü.

"Rüzgar ?" dedim bir miktar yüksek sesle. Rüzgar ise hala bir tepki vermiyordu. Vapura çarpmış balık gibi.

Elimi, Rüzgar'ın gözlerinin önünde salladım. "Hey !" diye bağırdığımda gözlerini kırpıştırarak kafasını salladı. "Anlattım ya işte. Dinleseydin keşke !" diye kızarcasına koltuğa yaklaştığımda Esra'nın dikkatini çekmiş olmalı ki telefonunu bıraktı. "Kafası şişti tabi. Nasıl dinlesin ?" dediğinde güldüm.

"Senin keman gibi sesine dayanıyorsa benimkisi ona İstanbul Caz Korosu gibi gelir, güzelim." dedikten sonra kollarımı göğsümde birleştirerek sertçe koltuğa yaslandım. Rüzgar ise dediğime gülüyordu. Evet. Bu doğruydu, dostum. Cidden ince bir sesi ile baş döndürüyordu. Ölmeden önce bir baş dönmesinden kast ediyorum...

"Burada bile kavga eden insanlar. Ne kadar muhteşemsiniz ?" diye içeri Bartu ve Selin girdiğinde kaşlarımı çattım. Esra hemen dudaklarını büzdü.

"Mira canavarlar grubunda yer alıyor." diye şımarık kızlar gibi konuşunca kıkırdadım. Hepimiz belli etmeden gülerken Esra Rüzgar'ın koluna girdi. Esra'ya dik dik bakarken kafasını salladı. "Yiyecekmiş gibi bakıyorsun." dediğinde yüzüne doğru biraz daha yaklaştım. Sinirli gibi davranıyordum. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum. Koltuktan inip dizlerimin üzerinde onların oturduğu koltuğa doğru sürünmeye başladım. Esra ben geldikçe Rüzgar'a daha çok sığınıyordu. Rüzgar ise gözü dalmış şekilde ciddi bir halde bakıyordu.

İyice yaklaştıktan sonra yüzüne baktım ve aniden bağırdım. " Böö !" dediğimde koltukta hızlıca ayağı kalkarak Rüzgar'ın arkasına geçti. Herkes gülerken bende yere uzanmış , kahkaha atıyordum. Bu kadar değişik biri ; nasıl böyle sinirli biri ile çıkabiliyordu?  Zıt ilişkiler dedikleri bu olsa gerekti...

Ağlar gibi ses çıkararak çantasını aldı ve topuklarını yere vurarak salonun kapısına doğru yürümeye başladı. "Rüzgar !" diye çığlık attığında hepimiz kulağımızı kapatmıştık. "Keman tellerini bu kızandan mı keşfettiler ?" diye yüzümü buruşturduğumda Rüzgar sinirli gibi gözüküyordu.

"Mira." dedi ve sert bakışını gösterdikten sonra Esra'nın peşinden gitti. Gülerek koltuğa oturdum. "İyi geceler, Esra! "diye bağırarak önümde ki çekirdek tabağını aldım ve masaya ayaklarımı uzattım. Kapı sesi Rüzgar'ın gitmesinden beş altı dakika sonra tekrar açılmıştı. Rüzgar içeriye sinirle girdiğinde ceketini koltuğa fırlattı. Önümde dikildi. Boyu o kadar uzundu ki, tepedeki lamba oturduğum yerden gözükmüyordu.

"Ne yaptığını sanıyorsun sen ?" dediğinde Bartu gelip yanıma oturdu. Ardından Selin.

"Oturuyorum, sen ne yapıyorsun ?" dediğimde çekirdek tabağını biraz daha kavradım. Elimde ki çekirdek tabağını alıp sertçe masaya koydu. "Esra'yı çekemediğin durum ne ?" dediğinde gülerek ayağa kalktım. Tek kaşımı kaldırdım ve üstümü düzelttikten sonra Rüzgar'a döndüm. "Kendi cinsimden olmayanları çekemiyorum, sadece." dediğimde kolumdan tuttu. Ama tuttuğu gibi bıraktı.

KAÇAMAKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin