Kapıdan içeri girer girmez bavulumu fırlatıp kendimi yatağa bıraktım.Evimizle yazlığımız arası alt tarafı 1 saatten azdı.Ama yine de sebepsizce üzerimde bir yorgunluk vardı.
Yazlığımız Yalova'da.Yalovada yazlık mı olur diyebilirsiniz.Ama inanın Yalova aslında yazın tadı çıkarılan bi yer.Kışın insanlar ne yapıyor o şehirde gerçekten bilmiyorum.
Ben tam evde kendimi yumuşak yatağımın üzerinde kedi gibi kıvırmışken telefonum çaldı.
-Alo,Asya,annenin arabasını gördüm kapıda, geldiniz mi yoksa ?!
-Geldik Miro az önce içeri girdik.
Miray yazlıktaki en yakın arkadaşımdı.Daha doğrusu dörtlü kız grubumdaki en yakın arkadaşlarımdan.
Ceren,İrem,Miray ve ben.Birlikte tam on iki seneyi devirdik.Ve on iki sene boyunca arkadaşlığımızı koparmadık.Üstelik sadece yazlık arkadaşı da değildik,kışın da sık sık görüşüyorduk.Miray "hadi özledim,hadi çabuk dışarı çık,hadi aşağıda bekliyorum"diye diye ayağımın tozuyla indirdi beni.Sahilde buluşacaktık.Tam kumsala doğru yürürken bir anda durdum.Tanrım,o da ne ?!
Kumral,uzun boylu,bukle bukle kıvırcık saçlı bir çocuk bana doğru geliyordu.Yanında bi çocuk daha vardı ama ben kıvırcığı kesmekten ona bakmamıştım bile.Resmen yakışıklılıktan ölecekti.Saçları inanılmaz güzeldi ve o anda resmen nutkum tutuldu.Hayatımda gördüğüm en tatlı çocuklardan biriydi.Onu daha önce hiç Yalova'da görmemiştim.Bizim siteden olmadığı kesindi.Çünkü aynı sitede olsak böyle bi çocuğu farketmemem imkansızdı.
İşin kötü kısmıda çocuk beni görmemişti.Yanındaki arkadaşına bişeyler anlatıyor ve yürürken önüne bile bakmıyordu..Ne anlatıyorsa artık fena dalmıştı.Halbuki şöyle bi göz göze gelip birbirimize baksak ne güzel olurdu.Ben böyle bunları düşünürken çocuk yanımdan geçti gitti ve ben sadece geri dönüp arkasından bakakaldım.Allahım nolurdu da bi kere göz göze gelseydik ! Beni beğenmese bile en azından fark etmiş olurdu.Hiç görmemiş olması gerçekten daha kötüydü.
O sırada arkamdan biri gelip gözlerimi kapattı.Ellerine sürdüğü böğürtlenli Arko ne kremin kokusundan direk bunun Miray olduğunu anladım.Dönüp birbirimize sıkıca sarıldık.Ve benim söylediğim ilk şey tabi ki bu oldu;MİRAY AZ ÖNCE AŞIK OLDUM
Miraysa yüzüme öylece bakakaldı.Benim asla birine aşık olamayacak bir öküz olduğumu düşünüyordu.Sadece Miray değil,çevremdeki herkes böyle diyordu.
Neymiş,çocuğun biri bana seni seviyorum demiş ben de teşekkür ederim demişim.Abi sevmediğim insana gidiyim ben de seni seviyorum mu diyim ne diyim ? O günden sonra adım öküze çıktı,kimse birini gerçekten seveceğime inanmıyor.Tamam bu kıvırcık saçlı çocuğu da hemen görür görmez hoşlandım diyemezdim ama gerçekten on üzerinden dokuz puan verirdim yakışıklılığına.Tam puan vermeyi tanrıları andıran erkeklerde kullanmaya saklıyordum ve henüz Türkiye'de o kadarını görmedim.Brezilyalı model Francisco Lachowski var,belki ona verebilirim on puanı.Özene bözene yaratılmış adam Allah için.Hakkı yenmez yani.
Benim bu çocuktan bu kadar etkilenmemin tek sebebi belki de kıvırcık saçlı olmasıydı.Niye bilmiyorum ama bayılıyordum kıvırcık saçlı erkeklere.Acayip tatlı geliyordu.Ve bu çocuğun saçları öyle bonus kafa olan kıvırcıklardan da değildi.Böyle bukle bukleydi bak hatırladıkça hala içim gidiyor.
Çocuğu en ufak ayrıntısına kadar Miray'a anlattım.Kıvırcıklara zaafım olduğunu çok iyi biliyordu Miray,o yüzden ne kadar beğendiğimi anlaması zor değildi.Tam ben Miray'a kıvırcık saçlı çocuğu anlatırken Diğer yakın arkadaşlarımız Cerenle İrem geldi yanımıza.Allahım nasıl özlemişim onları !
Şüphesiz en mutlu günlerimden biriydi bugün.Tabi ki hemen kıvırcığı onlara da anlattım ve Cerenin de ben bunları anlatırken gözlerinin içinin heyecanla parladığını gördüm.Benim kadar olmasa da o da kıvırcık saçlı erkekleri çok seviyordu ve çocuğu aşırı merak ettiği suratından belliydi.
Sohbeti iyice koyulaştırdık.Tam hasretimizi giderirken bi baktık akşam olmuş.Bu da demekti ki evlere dağılıp,yemeklerimizi yiyip,akşam kıyafetlerimizi giyip süslü püslü tekrar geri dışarı çıkmaktı.Yazın en güzel kısmı da belki de buydu.Gece yarısına kadar dışarda durabiliyorduk ve sitede yaz geceleri gerçekten çok eğlenceli geçiyordu.
Cerenle o gün bütün site de kıvırcık saçlı çocuğu aradık ama bulamadık.Ceren meraktan ölmek üzereydi ama ne yazık ki yoktu çocuk.
İkinci kez görmeyi ben de deli gibi istiyordum ama elden bişey gelmiyordu ne yazık ki.Evlere dağıldıktan sonra da akşam geri görmek için ikimizde dua ettik.Cerenle her konuda zevklerimiz uyuyordu.Eminim kıvırcık saçlı çocuğun aşırı tatlı olduğunu görünce de ne kadar haklı olduğumu fark edecekti.
Eve geldiğimde bir oturuşta yemeğimi bitirdim.Üstümü değiştirdim.Eyeliner çekip dudaklarıma parlatıcı sürdüm.Tam güzelleşmek için uğraşırken Miray mesaj attı."Ben hazırım çınarın altında buluşalım"
Çınar ağacı ikimizinde evinin tam orta uzaklığındaki klasik buluşma noktamızdı.Evden sonunda çıkıp o tarafa doğru yürümeye başladım.Temmuzda olmamıza rağmen hava serindi.Gerçi Yalova akşamları hep serin olurdu,ama kesinlikle bu konuda şikayetçi değildim.Hiçbirşey keyfimi bozamazdı.
Miray daha gelmemişti.Çınarın altında onu beklemeye başladım.Beş dakika geçti,hala gelmedi.O beş dakika bana bana otuz beş dakka gibi gelirdi her zaman ve bundan nefret ederdim.Eminim makyajıyla uğraşıyordu ve erken çıktığım için kendi kendime söylenmeye başladım.
Tam o sırada karşıdan bi çocuk bana doğru yürümeye başladı.Kıvırcık saçlı çocuk olması için dua ettim.Alllahım nooolur kıvırcık olsun,noolur kıvırcık olsun.Ve evet ! Gerçekten oydu !
Sevinçten adeta zıplayacaktım.Koyu sarı bukleleri rüzgarda uçuşuyordu ve bu bir görüntü değil resmen manzaraydı.
Yanında yine sanırım sabah ki çocuk vardı.O an yanındaki çocuğun da göz ucuyla bi suratına baktım.Baya bi sakallı bıyıklı bişeydi ve oldukça büyük gösteriyordu.Benim ki ise baby facedi.Gerçek anlamda bebek gibi yüzü vardı ve gerçekten yakından daha da tatlıydı.Ve işte o an istediğim oldu.Çocukla göz göze geldik !
Yanımdan geçerken resmen ikimiz de birbirimizden gözlerimizi ayırmadık.Resmen eski türk filmlerindeki sahneler gibiydi.O anda içimden arka fon olsun diye şarkı mırıldanıyordum.Gerçekten muhteşem bir andı.Hatta film gibi bir andı.Uzun süre gözlerimizi kaçırmadan birbirimize baktık.Yanımdan geçerken yavaşladı ve daha da derin baktı.O an ölebilirdim,ah ne güzel bir andı.İçim gidiyordu resmen öyle bakıştıkça.İstemsiz bir şekilde yüzümde bi tebessüm belirdiğini fark ettim ve işte tam onda çocukta bunu görünce karşılık verip gözlerimin içine bakarak sıcacık
gülümsedi.Yanağındaki beliren gamzeyi kelimlerle anlatamıyorum...
Miray'a işte o an geciktiği için minnettar kaldım.Eğer ben geldiğimde gelir gelmez inmiş olsaydı çocuğu asla göremeyecektim ve o muhteşem bakışma anını hiç yaşamayacaktım.
Bu yazın benim yazımdı.İlk günden belli olmuştı.ARKADAŞLAR BU HİKAYE BENİM 2012 SENESİNİN YAZINDA YAŞADIĞIM GERÇEK BİR HİKAYEDİR.BAHSEDİLEN KİŞİLER DE YİNE TAMAMEN GERÇEK İNSANLARDIR.YORUMLARINIZI ALMAYA ÇOK İHTİYACIM VAR,UMARIM KEYİFLE OKUR BEĞENİRSİNİZ.ÖVGÜ YA DA ELEŞTİRİ YAPARSANIZ ÇOK MEMNUN OLURUM HERKESE ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER DEVAMI EN KISA ZAMANDA GELECEK,UMARIM BEĞENİRSİNİZ :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Yaz Masalı
Random10 senedir arkadaş olan 4 kız bir gün yazlıklarında olağanüstü yakışıklılıkta bir çocuğu keşfederler ama çocukla bir türlü tanışamazlar.Bütün olumsuzluklara rağmen bir gün dilekleri gerçek olur ve kızlar o gün itibariyle hayatları boyunca unutamayac...