4

1.1K 71 49
                                    

Dikkat!!! Eğer shiplemeyenler ve hoslanmayanlar varsa diye diyorum bu bölümde bolca ALCROFT (Albert James Moriarty x Mycroft Holmes) olacak. Bu shipten hoşlanmayan varsa lütfen bölümün sonunda ki SHERLIAM sahnesine kadar insin. Şimdiden teşekkürler aşklarım <3
_

((DIKKAT: BÖLÜM BOLCA CINSELLIK ICERIR!!!!))

\\-INGILTERE-//

Soğuk oda. Ah sıcaktı ama kendisi için mi emin değildi. Beyninde dönen cok soru vardı. Aylardır buradaydı. Bu sorun değildi tabii insanlar kendisine iyiydi. Hayır! İnsanlar kendisine sözde iyiydi. Kendisine olan davranışlarında öylelerdi. Yoksa kapının arkasında ki o konuşmaları biliyordu. Kendisinin canavar veya şeytan olduğu ile ilgili. Konuşma William'a dönmediği sürece onun için sorun yoktu. Kendisi için en ufak problem yoktu. Bir kere sadece William için konuşma geçmişti ve Albert sonucunda neredeyse adamı öldürecekti. Onu tek durdurabilen kişi Mycroft olmuştu. Ve Mycroft da o günden sonra William hakkında konuşulmasını yasaklamıştı. William konusu o günden sonra bir kere daha açılmamıştı.

Mycroft.. Evet. İyi biriydi. Asla göründüğü gibi kaba bir kişiliği yoktu. İnsanları tanıyor ve biliyordu. Boş olduğu her zamanı kendisiyle geçiriyordu. Albert bundan şikayetçi değildi ama konu her seferinde yatakta bitince insan yorulabiliyordu. Mycroft odaya geliyor, onun sorunlarını dinliyordu. Genellikle sorunları yoktu sadece muhabbet etmek için eskileri açıyordu. Ama sonunda bu onun için bir hüzüne dönüyordu. Sonrasında ise Mycroft onu teselli etmek için ona sarılıyor ve kendi kardeşiyle olan kötü ama aynı zamanda eğlenceli anılarını anlatıyordu. Albert bununla beraber kahkahaya boğuluyordu ve işin sonundaysa Mycroft Albert'ın sıcak dudaklarını kendi soğuk dudaklarıyla kapatıyordu.

Albert'ın kendisini ısıtmasını ister gibi yavaşça ama ısrarlıca öpüyordu dudaklarını. Kendi soğukluğu Albert'ın sıcaklığı ile kapanıyordu ve Albert de kendisini Mycroft'un kendi dudakları gibi sıcak olan ellerine bırakıyordu. Mycroft onu kucağına alıp geniş yatağa götürdüğünde kendini bırakıyordu akışa. Mycroft ona kendini özel hissettiriyordu. Mycroft onu seviyordu. Mycroft'un duygularından emin değildi ama kendi duyguları... kesinlikle Mycroft'dan aşırı hoşlanıyordu. Bu kendisi için çok kesindi.

Ama bunların hepsi İrene Adler'ın Sebastian Moran ile evlendiği güne kadardı.

Albert o düğüne gidememiş ve hiçbir şey görememişti. Ama yine de herkesin hayatına devam etmesinden dolayı mutluydu. Özellikle Moran'nın. O gece geç saatler de tam Albert'ı uyku tutacakken kapı açılıp kapanmıştı. Albert kapıya dönüp bakmadan sadece uyuyormuş gibi davranmaya devam etmişti. Odayı sert bir içki kokusu doldurunca sadece seslere odaklanmaya çalıştı. Yatağına bir çökme hissi ve arkasından aniden bir sarılma. Bu sarılma ile Albert başta şoka uğradı. Ve tabii bu tek şoku değildi.

"Moriarty.." dedi Mycroft sanki Albert'ın uyanık olup olmadığını kontrol etmek istercesine konuştu ve sonrasında da boynunu kokladı. Elini Albert'ın karnının üzerine getirdi ve daha sıkı sarıldı. "Bugün Adler ve Moran'nın düğününe gittim. Çok güzeldi." Tamam. Bu tuhaftı Mycroft'dan başkalarına böyle bir iltifat. "Orada ikisinin de o mutlu hali. Onları seven ve destekleyen bir çok insan..." konu nereye gidecekti böyle. "Ben küçükken asla böyle saçma hayaller kurmazdım. Evlenmek gibi. Aile kurmak gibi. Ama seninle tanıştıktan sonra ben bunların hepsini yapmak istedim. Beraber geçirdiğimiz zamanda hepsini istedim." NE!?!? Mycroft cidden ne diyordu? "Ama seninle benim asla sahip olamayacağımız bir şey. Aile kurmayı geç insanlar bizden nefret edip, bizi desteklemeyecekler. Keşke buradan gidebilseydim. Seninle başka bir hayat kurabilseydim. Tek dileğim bu Albert." ismini ilk defa kullanmıştı Mycroft.

Ne diyebilirdi? Ne yapabilirdi? Mycroft kendisini seviyordu. Ve söylediklerinin hepsinde cok haklıydı. Kalbi hızlanmaya başladı aniden arkasını döndü Mycroft'un yüzüne bakabilmek için. Mycroft onun aniden dönmesi ile kapalı olan gözlerini açtı. Albert besbelli herseyi duymuştu. Her şeyi öğrenmişti. Mycroft şokla onun yüzüne bakarken Albert birden konuştu.

Angels Like You | SherLiam +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin